"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - bedel istekli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 27/10/2020 tarihli ve 2020/281 Esas, 2020/1187 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 12/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, davacılardan ...'nin maliki olduğu 1157 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 10 nolu bağımsız bölümler için diğer davacı ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ve anılan dairelerin de aralarında bulunduğu bir kısım dairenin satışı için Çerkezköy 1. Noterliğinin 20.04.2016 tarih ve 5599 yevmiye numaralı vekaletnamesinin tanzim edildiğini, anılan vekaletname ile davacı ...'na satış yetkisi verildiğini, söz konusu taşınmazlara sahip olduğunu bilen ve kendisi ile aynı çevrede ikamet eden dava dışı ... isimli şahsın, ...'nun yanına gelerek davalılar ile tanıştırdığını, taşınmaz bedellerinin nakit olarak ödenmesi konusunda taraflar arasında anlaşıldığını, tapuda satış işlemlerine başlandıktan sonra nakit ödeme yapacak olan kötüniyetli davalılar ve yanındaki arkadaşlarının satış işlemleri bittikten sonra paranın arabada olduğu şeklinde çeşitli sözleri ile kendisini oyaladıklarını, ödemeyi ancak çek ile yapabileceklerini beyan ettiklerini, davalılar tarafından çeklerin teslim edildiğini ve nakit para getirilmek üzere olay yerinden ayrıldıklarını, olayın sıcaklığı ile dolandırıldığını anlayamayan davacının, davalılara ulaşmaya çalıştığını ancak davalıların hemen geleceklerini söyleyerek oyaladıklarını, davalıların aynı anda Kapaklı'da pek çok kişiyi dolandırarak mağdur ettiklerini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin ödenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., davacı tarafından kendisine satılan herhangi bir taşınmazın sözkonusu olmadığını, taşınmazın tapuda usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ile devredidiğini, bedelin de elden ödendiğini, davacının hile iddiasını ispatlayamadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı ..., davaya konu taşınmazlardan 2 nolu bağımsız bölümü 70.000 TL, diğer bağımsız bölümü ise 120.000 TL karşılığında satın aldığını, satış bedellerini tapuda nakit olarak ödediğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Çerkezköy 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarihli ve 2016/775 E.- 2019/803 K. sayılı kararıyla; davalıların birbirlerini tanıdıkları, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin herhangi bir ödeme belgesi ibraz edilemediği, davalıların birlikte hareket ederek davacı ... vekilini hile kullanmak suretiyle aldattıkları gerekçesiyle davacı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davacı ...’nun eldeki davada vekil sıfatıyla ... nam ve hesabına hareket ettiği, bu nedenle ...'nin davacı olarak bulunduğu işbu yargılamada ...’nun aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle adı geçen davacı yönünden ise davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçesinde dayanak yaptığı ve örnek olarak gösterdiği olayların müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, gerekçede çelişkilerin bulunduğunu, somut olaya uyarlanmadığını, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, lehlerine vekalet ücretini takdir edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin 27/10/2020 tarih ve 2020/281 E- 2020/1187 K. sayılı kararıyla, somut olayda; dosyaya sunulan savcılık evrakları, tanık anlatımları, mahkeme ilamları uyarınca davalılar ile arkadaşlarının yaklaşık 3 ay içinde aynı bölgede birden çok taşınmaz alıp, nakit ödeme konusunda anlaşma yaptıkları, tapuda bedelin hemen nakit ödeneceği yolunda kanı uyandırdıkları bu şekilde resmi işlemin yapılmasını hileli söz ve davranışları ile sağladıkları, taraflar arasında satım konusunda bir anlaşma olduğu ancak bedelin ileri bir tarihte ödeneceğine dair bir anlaşma bulunmadığı, aksine bedelin hemen sözleşme akabinde ödeneceğine ilişkin kanı uyandırılarak mülkiyetin naklinin sağlandığı bilahare ... ... imzalı karşılıksız çekler verdikleri, davalıların taşınmazın bedeli için ödeme yaptıklarına dair herhangi bir delil ibraz etmedikleri, davalıların ve çek sahibinin yine diğer dosyalardaki bir kısım kişilerin birbirlerini tanıdıkları, birlikte çıkar ve işbirliği içinde hareket ettikleri dolayısıyla iyiniyetli 3. kişi konumunda olmadıkları, davalı kayıt malikinin hileye dayalı ediniminin TMK 1023. maddesi kapsamında korunmasına yasal olanak bulunmadığı, hile nedeniyle irade fesadı söz konusu olduğundan, senede karşı senetle ispatın istisnasının söz konusu olduğu ve hile nedeniyle yapılan işlem baştan itibaren geçersiz olup davalı adına oluşan tescil yolsuz tescil niteliğinde olduğundan davacının tapu iptali ve tescil talep hakkının mevcut olduğu, davanın kabulü yönündeki Yerel Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrarlayarak, bedelin ödenmemesi sebebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasının hukuki hiçbir dayanağının bulunmadığını, kabul etmemekle birlikte; bedelin ödenmemesi iddiası var ise bile, bunun tapu iptali tescil davasının konusunu oluşturmadığını ve alacağa ilişkin bir iddia olduğunu, bunun da ancak alacak davasına, icra takibine konu edilecek bir talep olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olarak taşınmazın bedelini ödeyerek tapuda resmi şekilde tescil işlemini yaptığını, müvekkili ile davacı taraf arasında herhangi bir taşınmaz satış sözleşmesi yapılmadığını, sözleşmenin iki taraflı bir hukuki muamele olduğunu, bu nedenle davanın müvekkili ... yönünden husumet yokluğu yönünden reddi gerektiğini, davacı ... ... yönünden aktif husumet ehliyeti yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.2.2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2.maddesinde; “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
3.3.2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; Somut olayda, davacılardan ...’nun davası husumet yönünden reddedildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değildir. Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. İlk Derece Mahkemesi hükmüne 8. bent eklenerek; “8-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.725,00 -TL vekalet ücretinin davacı ...’den alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin eklenmesi gerekmiştir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle:
1-Davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmüne 8. Fıkra olarak “8-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı ...’den alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin eklenmesine kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harçların yatırana geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen hükmü temyiz eden davalı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, 24/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.