Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1285 E. 2022/5358 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalı şirkete mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, mirasbırakanın iradesine aykırı bir devir yapıldığı iddiasını ispatlayamamaları ve muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmalarına rağmen tenkis talebinde bulunmamaları, davalı şirketin vekaletname ile devrin geçerli olduğunu savunması ve satış bedelinin ödendiğini kanıtlaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 07/02/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat Kemal Işık ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, geri çevirme kararı üzerine eksikliğin tamamlandığı anlaşıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'nun 10 parsel sayılı taşınmazdaki payını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak davalı şirkete temlik ettiğini, dava dışı Tevfik Sabuncu tarafından kullanılan vekaletname ile devrin gerçekleştirildiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalı şirket ve yöneticilerinin de Tevfik Sabuncu tarafından kullanılan vekaletnamenin ve satışın amacını tahmin edebilecek durumda olduklarını, davalı şirketin dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak mirasbırakanın ölümünden önce 12/11/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzaladıklarını, taşınmazın mirasçıları arasındaki paylaşım ihtilafını yakından takip ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde mirasta denkleştirme hükümlerinin tatbiki ile taşınmazın miras payları oranında adlarına tesciline, bu talebin de reddi halinde tenkise karar verilmesini istemişler, aşamada davacılar vekili muris muvazaası hukuki nedenine dayandıklarını ifade etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, tenkis isteminin hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığını, dava konusu taşınmaz yönünden mirasbırakan adına vasisi tarafından açılan davanın feragatle sonuçlandığını, yeniden dava açılmasının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın kalan 2/3 payının davacılar tarafından kiraya verildiğini, dava konusu satışın davacı tarafça bilindiğini, davacıların bunu bilmekle kalmayıp şirketin mülkiyetini kabul edip şirket ortakları ile kira sözleşmesi imzaladıklarını, 700.000,00 TL satış bedelinin banka kanalı ile ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmaz temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının davacı tarafça kanıtlanamadığı, dava konusu işlemin tenkise tabi bir kazandırma olmadığı, taraflar arasında mevcut mirasbırakanın ölümünden öncesine dayalı kira ilişkisinden dolayı, mirasbırakan ölmeden önce devrin bilindiği, tenkis davasının TMK'nın 571. maddesi uyarınca yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın gerçek değerinde satın alınmadığını, iddianın ispatlandığını, mişrasbırakanın taşınmazını satmaya ihtiyacı olmadığını, vekaletle satış yapan Tevfik Sabuncu'nun vekaleti kötüye kullandığını, göstermelik satış yapıldığını, mirasbırakanın 80 yaşında olup paraya ihtiyacı olmadığını, Tevfik ile şirket ortaklarının yakın arkadaş olduklarını, satışın gizlendiğini, tenkis talebi ile ilgili araştırma yapılmadığını, saklı paya tecavüz edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; davacının, dava konusu devirlerden 2016 yılı itibariyle haberdar olmasına rağmen dava dışı vekile vekalet sözleşmesiyle bağlı bulunmadığını ve yapılan satışların vekalet görevinin kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğine yönelik vekile ulaştırdığı bir irade beyanının bulunduğuna yönelik dosyaya bir bilgi ve belge sunmadığı, dava dışı Tahir'in emlak işiyle meşgul olduğunun tanık beyanları ve dosyaya sunulan beyanlardan sabit olduğu, vekilin satıştan kısa süre sonra intihar ettiği, dinlenen tanık beyanlarından davalıların dava konusu taşınmazın satın alınmasında vekil ile işbirliği içinde olduğu ve vekalet görevini kötüye kullandığını bildiklerinin veya bilebilecek durumda olduklarının davacı tarafından ispat edilemediği, davacının satış bedellerinin kendisine ödenmediği yönündeki iddiasının vekilin hesap verme yükümlülüğü kapsamında vekil tayin edilene karşı ileri sürülmesi gerektiği, taşınmazın rayiç değeri ile akit senedindeki değeri arasındaki farkın tek başına vekalet görevinin kötüye kullanılmasının ve vekil ile işlem yapan alıcının kötü niyetli olduğunun kabulüne karine olamayacağı gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Öte yandan, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.2.2. Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden 10 yıl geçmekle düşer (TMK. m: 571/1)

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (III.) ve (IV/3) no.lu paragraflarda yer verilen İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının gerekçesine delillerin takdirinin yerinde bulunmasına ve özellikle davacılar vekilinin 07/06/2016 tarihli duruşmadaki beyanı ve 14/06/2016 tarihli dilekçesi ile muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak talepte bulunduklarını belirttiği gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve 44,80 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, 05/07/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.