Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1296 E. 2022/70 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, sağlığında torununa yaptığı taşınmaz devir işleminin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Terekesinde başka taşınmazlar da bulunan mirasbırakanın, çekişmeli taşınmazı torununu korumak amacıyla devrettiği, mirastan mal kaçırma kastının bulunmadığı değerlendirilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 15/02/2021 tarih 2020/677 Esas 2021/181 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10.01.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, 2010 yılında ölen mirasbırakan ... ...’ın 2013 yılında ölen oğlu ...’ın eşi ve çocuğu olduklarını, davalı ...’ın ise ...’ın ilk evliliğinden kızı olduğunu, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 1572 ada 114 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 no’lu bağımsız bölümü, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı torunu ...’a 12/03/1993 tarihinde satış yoluyla temlik ettiğini, mirasbırakanın kızı ve mirasçısı olan ... ...’ın miras payının bir kısmının da mirasen kendilerine intikal ettiğini ileri sürerek, dava konusu 1572 ada 114 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras paylarının adlarına tescilini, olmazsa tenkisini istemişler; davacılar vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalının, mirasbırakan ...’ın torunu olmakla birlikte, temlik ve ölüm tarihi itibarıyla yasal mirasçısı olmadığından çekişmeli taşınmazın davalıya temlikinin denkleştirme ya da paylaştırma amacıyla yapıldığından söz edilemeyeceğini beyan etmiş; davacılar vekili 11/03/2020 tarihli dilekçesinde, tenkis talebini takip etmediğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakan dedesi tarafından çekişmeli taşınmazın bedelsiz şekilde kendisine temlik edildiğinin doğru olduğunu, ancak mirasbırakanın mal kaçırma iradesiyle hareket etmediğini, zira babası ...’ın davacı ... ile ikinci evlilik yapması nedeniyle babasından kendisine miras kalmayacağını düşünen mirasbırakan dedesinin, kendisini korumaya çalıştığını, mirasbırakan dedesinin mirasını üç çocuğu arasında taksim ederken torunu olarak kendisini de ihmal etmediğini, torununun geleceğini teminat altına almak istediğini, babası ...’ın Bodrum’da bulunan bir taşınmazı davacı ...’a devretmesiyle ilgili olarak davacı ... aleyhine açtığı başka bir davada Nur’un beyanlarıyla da bu hususun sabit olduğunu, mirasbırakan dedesi tarafından temlikin 1993 yılında yapıldığını, babası ...’ın ise 2013 yılında öldüğünü, 20 yıl içerisinde babası ...’ın mirasçı sıfatıyla herhangi bir dava açmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş; aşamalarda, tenkis yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temlikin bedelsiz ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, mirasbırakanın terekesinde başkaca taşınmazı bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın eksik incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş; kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın çekişmeli taşınmaz dışında başkaca pek çok taşınmazı olup, mirastan mal kaçırma iradesiyle hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Eksik incelemeyle davanın reddine karar verildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, mirasbırakanın dava dışı başkaca taşınmazları olduğunun kaldırma kararından önce de tanık beyanlarıyla anlaşıldığını, mirasbırakanın yasal mirasçıları olan eşi ve üç çocuğu arasında denkleştirme yapmadığını, dava konusu taşınmazın davalıya temlikinin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, davalının mirasbırakanın torunu olup, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla mirasçısı olmadığını, kaldırma kararından önce de mirasbırakanın başkaca taşınmazları olduğu olgusunun değerlendirildiğini, kaldırma kararından sonra getirtilen tapu kayıtlarına istinaden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mirasbırakanın yasal mirasçıları arasında bir paylaştırma yapmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15/02/2021 tarih 2020/677 Esas 2021/181 Karar sayılı kararıyla; terekesinde başkaca taşınmazları da olan mirasbırakanın, çekişmeli taşınmazı, kendisinden sonra ölen oğlu ...'ın ilk evliliğinden olma torunu olan davalıya, onu korumak için temlik ettiği, mirastan mal kaçırma amacıyla hareket ettiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle HMK’nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Eksik incelemeyle davanın reddine karar verildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, mirasbırakanın dava dışı başkaca taşınmazları olduğunun kaldırma kararından önce de tanık beyanlarıyla anlaşıldığını, mirasbırakanın yasal mirasçıları olan eşi ve üç çocuğu arasında denkleştirme yapmadığını, dava konusu taşınmazın davalıya temlikinin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, davalının mirasbırakanın torunu olup, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla mirasçısı olmadığını, kaldırma kararından önce de mirasbırakanın başkaca taşınmazları olduğu olgusunun değerlendirildiğini, kaldırma kararından sonra getirtilen tapu kayıtlarına istinaden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mirasbırakanın yasal mirasçıları arasında bir paylaştırma yapmadığını, koruma amaçlı devir şeklindeki gerekçenin yerinde olmadığını, iddianın ispatlandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukusal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.3. Değerlendirme

( III.) ve ( IV.3.) paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, 10/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.