Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1328 E. 2022/728 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, hile yoluyla taşınmazlarının devredildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından, taşınmaz bedelinin satış işleminden sonra ödeneceği söylenerek davacının iradesinin fesada uğratıldığı ve satış bedellerinin ödenmediği anlaşıldığından, hileye dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava dışı oğlu ...'ın müteahhitlik yapmak istediğini, ancak maddi zorluklar sebebiyle işe başlayamadığını, bu konuları bacanağı olan dava dışı ... ile de paylaştığını, oğlu ...'in ve kendisinin tüm mali sırlarını bilen ...'in, ...'e başlamayı düşündüğü inşaattan temelden daire ve dükkan satılırsa para bulunabileceğini ve ... isimli şahsın dükkan ve daireleri alarak karşılığında para verebileceğini, ancak kendisine teminat istediğini söylediğini ve hatta ...'e hitaben "Annenin üzerindeki 3 daireyi bu adama teminat olarak verelim karşılığında para alalım" dediğini, oğlu ...’in durumu kendisine anlatması üzerine maliki olduğu 3050 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 4-17 ve 25 nolu bağımsız bölümlerini tapuda davalı ...’a devrettiğini, bedelin ödenmesi konusunda kendilerini oyaladıklarını, en son bedeli vermeyeceklerini, nereye isterlerse gidebileceklerini söyleyerek kendilerini tehdit ettiklerini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, tehdit ve hile ile taşınmazların satışının verildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, dava konusu taşınmazları üzerindeki ipotekle birlikte iktisap ettiğini belirterek, davanın redddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2018/125 E. 2020/170 K. sayılı kararıyla; dinlenen davacı tanıklarının görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, tanık ...'ın davacının oğlu olması nedeniyle tarafsızlığından şüphe edilmesi ve şikayetçisi ..., şüphelileri ..., ... ve ..., suçun nitelikli dolandırıcılık ve tehdit olduğu, Çorum CBS'nın 2018/5937 soruşturma sayılı dosyasında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek kararın kesinleşmesi göz önüne alındığında, davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; davacı ...'ın eşinin müteahhitlik yapmakta iken öldüğünü, oğlu ...'in babasının yarım kalan müteahhitlik işlerini bitirmek istediğini, oğlunun bu isteğini arkadaşı ... ile paylaştığını, bir süre sonra da ...'in, oğlu ...'e ... isimli şahsın dükkan ve daireleri alabileceğini ve karşılığında para verebileceğini ancak iş bitene kadar güvence talep ettiğini belirttiğini, ...'in, ...'e annesinin üzerinde bulunan 3 daireyi bu adama teminat olarak verilmesi karşılığında para alacağı şeklinde vaatte bulunduğunu ve ...'i bu şekilde ikna ettiğini, davacının kendisine tapu devri öncesi paranın ödenmesi karşılığında teminat kapsamında üzerindeki üç daireyi verebileceğini beyan ettiğini, davacının para talebi karşısında paranın verilmediğini ve bu sebeple de kendisinin tapuları vermediğini, ... ile davalı ...'ın davacının oğlu ...'i tehdit ettiğini, davacının oğluna bir şey olması korkusu ile imza atarak tapuları devrettiğini ancak tapular karşılığında para alamadıklarını, davalı ve arkadaşının bedel ödemeksizin davacıya ait üç adet daireyi aldığını beyan ederek, Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç:

Bölge Adliye Mahkemesinin 09/02/2021 tarihli ve 2021/44 E - 2021/291 K. sayılı kararıyla; dosya içeriğine, toplanan delillere, tapuda yapılan satış senedinde satıcı davacının taşınmaz bedelini almış olmasına, davacı ve davalı akraba olmayıp yakınlıkları da bulunmadığından davacının satış bedelinin satış sırasında değil de satıştan sonra ödeneceği yönünde kandırılma iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olmasına, hile ve tehdit iddialarının HMK'nın 190. ve TMK'nın 6.maddeleri gereği ispat külfeti davacıda olup iddiasını toplanan delillere göre ispatlayamamasına, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.3 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri:

Davacı vekili, temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk:

3.2.1. Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 3050 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 4-17 ve 25 nolu mesken nitelikli bağımsız bölümler davacı adına kayıtlı iken 03/05/2018 tarihli satış işlemi ile davalı ...’e temlik edildiği, satış tarihinde taşınmazlar üzerinde Ziraat Bankası lehine konulmuş, 04/01/2015 tesis tarihli ipoteklerin bulunduğu, davalının taşınmazlar üzerindeki ipoteklerle birlikte çekişme konusu yerleri devraldığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...’ın çekişmeli taşınmazların bedellerini satış işleminden sonra ödeyeceğini söyleyerek davacının iradesini fesada uğratmak suretiyle taşınmazları devraldığı, ancak taşınmazların bedellerinin ödenmediği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.