Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1351 E. 2022/723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı satış işleminin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıdan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların muvazaa iddiasını ispatlayamamaları ve davalı tanıklarının da bu iddiayı desteklememesi, aksine davalının savunmasını doğrulaması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve tenkis istekli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davacılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan ... ... ile birlikte yaşadığı ...’ın çocukları olduklarını, davalının ise mirasbırakanın resmi nikahlı eşi ...’dan olma çocuğu olduğunu, mirasbırakanın maliki olduğu 944 ada 234 sayılı parseldeki 13 no’lu bağımsız bölümünü davalı kızına satış göstererek temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, iddianın yersiz olduğunu, mirasbırakanın kumar ve alkol alışkanlığı nedeniyle mal satmaya ihtiyaç duyduğunu, oturdukları ev olan dava konusu taşınmazı yabancı kişilere satılmaması için bedeli karşılığında satın aldığını, o dönem nişanlısı olan kişinin babasının dava konusu evini satın alıp düğün hediyesi olarak kendisine verdiğini, devrin bedelsiz olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Bakırköy 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/07/2017 tarihli ve 2011/145 E., 2017/370 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, murisin resmi nikahlı eşinin baskısı ile adına kayıtlı davaya konu taşınmaz ile birlikte zilyetliğinde olan Hazine adına kayıtlı taşınmazların tamamını resmi eşinden olma çocuklarına devrettiğini, müvekkillerinin yapılan bu devirleri murisin ölümünden sonra öğrendiklerini, murisin tasarruflarının müvekkillerinden mal kaçırma amacı ile muvazaalı olduğunu, taşınmazın satış tarihindeki değeri ile gerçek değeri arasında aşırı orantısızlık bulunduğunu, mahkemenin münhasıran tanık beyanlarına itibar etmek sureti ile davanın reddine karar vermesinin de hatalı olduğunu, dinlenen tanıklardan ikisinin davalının teyzesi, diğerinin de davalının eşi olduğunu, tanık ... ...’in davalının eşi olması sebebi ile yapılan tasarruf işleminden menfaat sağlayacağı için beyanına itibar edilemeyeceğini, murisin ekonomik durumunun kötüleşmesi ve borçlanması nedeniyle taşınmazı sattığı yönündeki tanık beyanlarının doğru olmadığını, murisin yeminli mali müşavir olarak çalıştığını, taşınmazı satmasını gerektirecek bir borcunun bulunmadığını, ayrıca Kars ilinde bulunan taşınmazlarından kira geliri elde ettiğini, taşınmaz davalıya devredilmiş olmasına rağmen davalıya teslim edilmeyip muris ve resmi nikahlı eşinin taşınmazda ikamet etmeye devam ettiklerini, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, resmi akitte yazılı satış bedelinin de murise ödendiğinin ispatlanamadığını, murisin malvarlığı ile davalıya ve diğer kardeşlere başkaca devredilen mal olup olmadığının araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27/02/2018 tarihli ve 2017/1619 E.- 2018/323 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın murisin, davalının annesi ile birlikte oturduğu aile konutu olduğu, satış işleminden sonra muris ile eşinin taşınmazda oturmaya devam ettikleri, taşınmazın resmi akitte yazılı satış bedeli ile satış tarihindeki rayiç değeri arasında fahiş fark bulunduğu, ayrıca resmi akitte yazılı satış bedelinin de murise ödendiğinin ispatlanamadığı olguları birlikte değerlendirildiğinde çekişme konusu taşınmazın muris ... tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varıldığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf taleplerinin kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 27/10/2020 tarihli ve 2018/2090 E., 2020/5509 K. sayılı kararıyla; ‘’.. eldeki davada, davacı taraf, iddialarını ispata elverişli tanık ya da başka bir delil bildirmemiş, davalı tanıkları da çekişmeli temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu yönünde açıklayıcı beyanlarda bulunmamışlar, aksine davalı tarafın savunmasını doğrular mahiyette beyanlarda bulunmuşlardır. Hal böyle olunca, iddianın ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 25/02/2021 tarihli ve 2021/8 E.- 2021/318 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, Dairenin bozma ilamında, davacının davasını ispata yarar tanık veya başka bir delil bildirmediği, davalı tanıklarının davalı beyanlarını doğruladığı yönündeki kabulünün dosya kapsamına uygun düşmediğini, davaya konu taşınmaz devrinin muvazaalı olduğunun tapu kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi ve dinlenen davalı tanıkları ile sabit olduğunu, davalının taşınmazın devir bedelinin kendisi veya nişanlısının babası tarafından ödendiğini ispat edemediğini, taşınmaz akit tablosunda yazılı bedelin ödendiği ispat edilemediği gibi devir tarihi itibari ile taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki farkın da devrin muvazaalı olduğunun kanıtı olduğunu, davalı tanıklarının beyanlarının ortak olduğunu, tamamının davaya konu taşınmazın evlilik hediyesi olarak davalının kayın pederi tarafından alındığını, taraf murisleri ...' ün alkol alışkanlığı olduğunu bu sebeple taşınmazlarını sattığını beyan ettiklerini, dosyada bulunan tapu kaydı incelendiğinde taşınmaz devrinin 28.12.2001 tarihinde yapıldığının, yine dosya içinde bulunan nüfus kayıtları incelendiğinde davalı ...' in evlilik tarihinin 25.05.2005 tarihi olduğunun görüldüğünü, taşınmaz devrinin davalının evliliğinden yaklaşık 4 yıl önce yapıldığının anlaşıldığını, bu kayıtların dahi tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

( IV/2. ) numaralı paragrafda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 26/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.