Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1371 E. 2022/800 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla yaptığı iddia edilen satış işlemine ilişkin tapu iptali ve tescil davası ile taraflar arasında yapılan sulh sözleşmesinin iptaline ilişkin davaların birleştirilerek görülmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Sulh sözleşmesinin davalı tarafından irade sakatlığı iddiasıyla iptalinin istenmesine rağmen, mahkemece yapılan yargılamada, bozma kararına uygun olarak, sulh sözleşmesinin geçerli olduğunun tespit edilmesi ve irade sakatlığını ortaya koyacak bir delil bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS - SULH SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ile Sulh Sözleşmesinin İptali davası sonunda İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20/01/2021 tarihli 2018/390 Esas 2021/46 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı-birleştirilen davada davacı ... tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 07/02/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı ..., mirasbırakan babası ... ...’nın maliki olduğu dava konusu 1212 ada 24 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 no’lu bağımsız bölüm ile 166 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 ve 4 no’lu bağımsız bölümleri, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna 2000 yılında satış yoluyla temlik ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istemiş; davacı bilahare, davalı ile 08/05/2015 tarihli sulh sözleşmesi ile anlaştıklarını belirterek, sulh doğrultusunda karar verilmesini istemiş; 12/05/2015 tarihli duruşmada, sulh sözleşmesi doğrultusunda karar verilmesi isteğini tekrar etmiştir.

II. CEVAP

Asıl davada davalı ..., dava konusu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, mirasbırakanın son zamanlarda paraya ihtiyacı olduğu için bir kısım taşınmazını satmak istediğini, mal kaçırma iradesi olmadığını, mirasbırakanın satış bedelini aldığına ilişkin ibraname bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş; davalı bilahare, davacı ile 08/05/2015 tarihli sulh sözleşmesi ile anlaştıklarını belirterek, sulh doğrultusunda karar verilmesini istemiş; 12/05/2015 tarihli duruşmada, sulh sözleşmesi doğrultusunda karar verilmesi isteğini tekrar etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 08/05/2015 tarihli sulh sözleşmesine göre davanın kabulüne karar verilmiş; taraflar 12/05/2015 tarihli dilekçe ile temyizden feragat ettiklerini bildirmişler; davalı, karar tarihinden sonra sunmuş olduğu 15/05/2015 tarihli dilekçe ile sulh sözleşmesi ve temyizden feragat dilekçesinin irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmüş; Mahkemece, karar verilmekle dosyadan el çekildiği için bu hususta işlem yapılamayacağı gerekçeli kararda belirtilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 31.05.2018 tarihli ve 2015/12069 Esas 2018/10851 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda; mahkemece, taraflar arasında gerçekleşen sulhe göre karar verilmiş olup, davalı karar tarihinden sonra, sulhun baskı ve ikrah altında gerçekleştirildiğini ileri sürerek iptalini istediğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren sulhun, irade sakatlığına dayanıp dayanmadığı hususunun incelenmesi gerektiği açıktır. O halde, taraflar arasındaki sulhun, davalının iradesinin sakatlanması suretiyle gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği vakıa şeklinde incelenerek sonucuna göre karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle karar bozulmuş; taraflarca bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Davalı ... tarafından davacı ...’a karşı III. paragrafta değinilen kararın temyizinden sonra İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/270 Esas 2019/456 Karar sayılı (öncesi 2016/124 Esas, 2019/29 Karar) dosyası üzerinden 21/03/2016 tarihinde, “sulh sözleşmesinin iptali” için açılan davanın eldeki dava ile birleştirilmesine bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 11/10/2019 tarihinde karar verilmiş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.01.2021 tarihli ve 2018/390 Esas 2021/46 Karar sayılı kararıyla; davanın önceki gibi sulh sözleşmesi uyarınca kabulüne, sulh sözleşmesinin geçerli olduğu gerekçesiyle “sulh sözleşmesinin iptaline” ilişkin birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri Özetle

Eksik incelemeyle hakkaniyete aykırı karar verildiğini, sulh sözleşmesinin iptali için dava açılmış olmasının TMK’nin 2. maddesine aykırılık teşkil etmeyeceğini, sulh sözleşmesinin iptali için birden fazla neden olduğu halde sadece gabin bakımından inceleme yapıldığını, bu değerlendirmenin de hatalı yapıldığını, sulh sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığını, sulh sözleşmesinin tutanağa geçmediğini, dava konusu 1212 ada 24 parseldeki binanın kentsel dönüşüme girmesi, yüklenici firma ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olması ve eldeki davada konulan tedbir nedeniyle yüklenici firmanın işlemleri yapamadığını, inşaatın yapılmasının gecikmesi nedeniyle davalı-davacı ...’ın, diğer kat maliklerinin yoğun baskısına maruz kaldığını ve yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kalacağı şeklindeki baskı ve tehditler üzerine eldeki davada sulh sözleşmesini yapmak zorunda kaldığını, tanık beyanlarıyla bu hususun ispatlandığını, davacı-davalı ...’ın yasal miras payı 3/8 olduğu halde sulh sözleşmesine göre ½ pay sahibi haline geldiğini, davacının fırsatçılık yaptığını, talebe rağmen diğer mirasçı İnci’nin dinlenmediğini, taşınmazları mirasbırakandan intifa hakkı ile satın aldığı halde bunun da nazara alınmadığını, mirasbırakanın satış bedelini aldığına ilişkin mirasbırakan ile avukatı arasında düzenlenen ibranamenin gözardı edildiğini belirterek, birleştirilen davanın kabulü ile sulh sözleşmesinin iptaline, asıl davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl davada uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis; birleştirilen davada uyuşmazlık, “sulh sözleşmesinin iptali” isteklerine ilişkin olup; asıl dava, sulh sözleşmesine göre sonuçlandırılmıştır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 313. maddesinde “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.

Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.

Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dahil edilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yine aynı yasanın sulhun etkisini düzenleyen 315. maddesinde, “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.

İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhun iptali istenebilir.” denilmektedir.

6.3. Değerlendirme

( IV/2. ) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem ve inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı-davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı-davacı ...’dan alınmasına, asıl dava yönünden aşağıda yazılı 3.100,75 TL bakiye onama harcı ile birleştirilen dava yönünden aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının hükmü asıl ve birleştirilen dava yönünden temyiz eden davalı-davacı ...’dan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.