"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescili davası sonunda, Yerel Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08/02/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden birleştirilen davada davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden asıl davada davacı ... vekili ve diğerleri gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları ...’nin 523 ada 5 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarını damadı ve aynı zamanda yeğeni olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirecek bir ihtiyacı bulunmadığını, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların gerçekte kök mirasbırakan dedesi ... ...’ye ait olduğunu, ancak kök murisin ölümünden sonra kendilerinin de miras hakkı olduğu halde dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu 45 adet taşınmazın yalnızca davacıların mirasbırakanı olan amcası ... adına tescil edildiğini, taşınmazlarında kök muris Süleyman’ın diğer mirasçıları olan babası ... ve diğer amcası ...’in de hakkı olması sebebiyle mirasbırakanın kendi rızası ile paylaştırma amacıyla 15 adet taşınmazı kardeşi ...’in eşi ...’ye, diğer 15 parça taşınmazın da diğer kardeşi ...’ın çocukları olan kendisi ve diğer kardeşlerine verdiğini, dava konusu taşınmazların da bu paylaştırma doğrultusunda kendi payına düşen taşınmazlardan olduğunu, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.10.2013 tarihli ve 2014/19395 E., 2017/762 K. sayılı kararıyla, muvazaalı olduğu iddia edilen devirlerin dava dışı üçüncü kişiye yapıldığı gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 08.02.2017 tarihli ve 2014/19395 E., 2017/762 K. sayılı kararıyla; “...Somut olayda; dava konusu 5 ve 9 parsel sayılı taşınmazların, kadastro tutanakları ve varsa kadastro tutanaklarına dayanak belgelerin (revizyon gören tapu kaydı vs.), tapuya ilk tescillerinden itibaren tüm maliklerini ve el değiştirmelerini gösterir tedavüllü tapu kayıtlarının, geldi ve gittilerinde ifraz veya imar söz konusu ise tüm geldi ve gitti tapu kayıtlarının (birbirine takip edecek ve denetlenecek şekilde) ilgili tapu müdürlüğünden temin edilerek son durum mülkiyet bilgileri tespit edildikten sonra değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir. Öte yandan asıl ve birleştirilen davalarda davacıların, miras bırakanlarınca yapılan temliklerin muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak geçersizliğinin tespitini ve oluşturulan tapu kaydının iptalini istedikleri, tescil talebinde bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davacılara tescil davası açmaları için önel verilmesi, açıldığı takdirde tescil davasının eldeki dava ile birleştirilmesi, yukarıda açıklandığı üzere eksiklikler giderildikten sonra işin esasına girilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle Mahkemenin kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.01.2021 tarihli ve 2017/411 E., 2021/45 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davada davacıların muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, mirasbırakanın mal kaçırma kastının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... vekili ve birleştirilen davada davacılar Adelet ... v.d. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Asıl davada davacı ... vekili; mirasbırakanın büyük kızı ... lehine mal kaçırmak amacıyla adı geçenin eşi olan davalı damadına taşınmazları devrettiğini, dinlenen tanıkların da devirlerin muvazaalı ve bedelsiz olduğunu beyan ettiklerini, davalının da savunmasında satışın gerçek olmadığına dair beyanda bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının savunmasındaki gibi dava konusu taşınmazlar aslında babası ... ...'ye ait ise taşınmazların yalnızca davalıya devredilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, muris muvazaası iddiasının her türlü delille ispatlanabileceğini, temlikin muvazaalı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemişlerdir.
Birleştirilen davada davacılar vekili; dinlenen tanıklar beyanlarında satışın gerçek olmadığını ifade etmesine rağmen Mahkemece hangi gerekçeyle satışın gerçek olduğuna kanaat getirildiğinin anlaşılamadığını, davalının da gerçek bir satış olmadığını beyan ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının savunmasındaki gibi dava konusu taşınmazlar aslında babası ... ...'ye ait ise taşınmazların ... mirasçılarına değil de yalnızca davalıya devredilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının bedel ödediğini savunmadığını, mirasbırakanın dava dışı kızını diğer mirasçılarından üstün tutarak kıymetli olan dava konusu taşınmazlarını damadına devrettiğini, muris muvazaasının her türlü delille ispatlanabileceğini, tüm dosya kapsamı ile muvazaa iddiasının ispatlandığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/2) numaralı paragrafta yer verilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle asıl ve birleştirilen davada davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacılardan ayrı ayrı alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.