"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT, TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava dilekçesinde; mirasbırakan annesi ...’in mal varlığını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ikinci eşten olma davalı oğlu ...’a aktardığını, bu kapsamda bedelini ödeyerek üçüncü kişilerden satın aldığı ... ada ... parsel sayılı taşınmazı davalı ... adına tescil ettirdiğini, mirasbırakan ve davalı ...’ın birlikte hareket ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı ve davalılar adına miras payları oranında tescilini istemiş, 28/06/2019 UYAP havale tarihli dilekçesi ile; iptal ve tescil talebinin kabul görmemesi halinde tazminata, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, dava konusu taşınmazı kendi birikimleri ile 09/02/2006 tarihinde üçüncü kişilerden satın aldığını, mirasbırakan tarafından bir ödeme yapılmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ..., dava konusu taşınmazın mirasbırakanın mal varlığı ile alınmadığını, davalı ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar vekili ıslaha karşı, her ne kadar davacı tarafça tam ıslah talebinde bulunulduğu belirtilmiş ise de, ıslah ile asıl isteğe talepler eklendiğini, bu nedenle yapılanın kısmen ıslah olduğunu, bu halde de dava tarihinden ıslah tarihine kadar geçen süre içerisinde tenkis bakımından 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan ederek, davanın öncelikle süreden reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazı davalı ...’ın üçüncü kişiden satın aldığı, mirasbırakan tarafından kayda dayalı bir temlik yapılmadığı, bu haliyle iddianın elden bağış niteliğinde olduğu, 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İBK’nın uygulama olanağının bulunmadığı, ancak tenkis istenebileceği gerekçesiyle iptal ve tescil ile tazminat isteklerinin reddine, tenkis isteğine gelince; davacı tarafça 28/06/2019 tarihinde davanın kısmen ıslahı ile tenkis talebinin eklendiği, tam ıslah yapılmadığı, davacının en geç dava tarihi olan 26/02/2016 tarihinde saklı payının zedelendiğini öğrenmiş sayılacağı, ıslah tarihine kadar da TMK’nin 571. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle tenkis isteğinin reddine, davalı ... yönünden ise kayıt maliki olmaması nedeniyle davanın husumetten reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından, davanın tüm istekler bakımından reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ne var ki davalı ... yönünden de tenkis istendiği, onun hakkında da davanın esastan reddedilmesi gerektiği gözetilmeksizin husumetten ret kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, iptal-tescil ve tazminat istemlerinin esastan, tenkis isteminin ise hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Vekalet ücretine ilişkin temyize gelince;
Bilindiği gibi, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, harcın ikmal edilmesi halinde bu kısım üzerinden haklı çıkan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, mirasbırakan ...’in ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı ... ile kayıt maliki davalı ... ve taraf teşkili için davalı gösterilen ...’nin kaldığı, davacı tarafın dava dilekçesinde tapu kaydının iptali ile terekeye döndürme talep ettiği, 28/06/2019 havale tarihli dilekçesiyle ise, öncelikle tüm mirasçılar adına payları oranında tescile, olmazsa miras payına isabet eden bedelin tahsiline, bunun da mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesini istediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davanın reddi ile birlikte dava konusu taşınmazın tamamının değeri üzerinden davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, mirasçı ...’nin taraf teşkili için davalı olarak gösterildiği, diğer mirasçı ...’ın ise kayıt maliki olduğu, davanın kabulü halinde davacının miras payı oranında hüküm kurulacağı, o halde reddine karar verilmesi halinde de davacının miras payının dava konusu olduğunun gözetilmesi gerektiği, miras payını kapsar şekilde harcın ikmal edildiği, bu durumda miras payının dava tarihindeki değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Bölge Adliye Mahkemesine ait hükmün ( A-6 ) fıkrasında geçen "29.900,92 TL" ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine "16.590,76 TL" ibaresinin yazılmasına, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.