"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2020 tarihli 2018/330 Esas - 2020/521 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14/02/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, davalı ile ortak mirasbırakanları Durmuş Aktaş’ın, 9 parsel sayılı taşınmazını diğer mirasçılarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle tek oğlu olan davalıya devrettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, işlemlerin muvazaalı olmadığını, taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini, edimlerini yerine getirdiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın devir işlemlerinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 25/10/2017 tarihli 2015/1772 Esas - 2017/5758 Karar sayılı kararıyla; “... mirabırakanın 9 parsel sayılı taşınmazını 22/08/1996 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna temlik ettiği, davacıların temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları kayden sabittir. Somut olayda, mirasbırakanın davalı oğlu ile birlikte yaşadığı, sağlığında bakım görevinin yerine getirilmediğine dair bir iddiada bulunmadığı, ayrıca davalı tarafça ileri sürülen tanıklar tarafından da doğrulanan Giresun ilinde temlik dışı 18 parça taşınmazı bulunduğu saptanmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir soruşturma yapılması, özellikle mirasbırakanın taşınır, taşınmaz tüm mal varlığının belirlenmesi ve mal varlığı içerisinde çekişmeye konu taşınmazın konumunun ve değerinin saptanması, değerler arasında oranlama yapılması, böylece mirasbırakanın mirasçıdan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; Dairenin 06/06/2018 tarihli2018/748 Esas - 2018/11080 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 22/10/2020 tarihli ve 2018/330 Esas - 2020/521 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazları ile dava konusu taşınmazın değerleri nazara alındığında temlikin makul sınırı aştığı, bağışlama amacının üstün tutulduğu, dava konusu taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Mahkemece yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığını, mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akti çerçevesinde devir yaptığını, muris muvazaası bulunmadığını, mirasbırakanın yaşlı ve hasta olup bakım ihtiyacı içinde olduğunu, davalının ise bakım görevini yerine getirdiğini, hastane kayıtlarının getirtilmediğini, bakım görevinin yerine getirildiğinin tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, taşınmaz üzerindeki gecekondunun yıkılıp yerine ev yapılması için dava dışı ...’dan borç alındığını ve dava konusu taşınmazın ...’a satıldığını, davalının maddi durumu düzelince de taşınmazın dava dışı ...’dan geri alındığını, mirasbırakanın geride 18 parça taşınmazı olup mal kaçırma iradesiyle hareket etmediğini, çekişmeli taşınmazın sadece çıplak mülkiyetini devrettiğini, intifa hakkının daha sonra kaldırıldığını, iddia edildiği gibi mirasbırakan tarafından davalıya ve dava dışı ...’a yarı yarıya satış yapılmadığını,
5.2. Bakım karşılığının Mahkemece nazara alınmadığını, davacıların ise mirasbırakanla ilgilenmediklerini, zamanaşımının görmezden gelindiğini, davalının kötüniyetli olsa idi taşınmazı elden çıkarabileceğini, mirasbırakanın asıl amacının bakımını temin etmek olduğunu, mirasbırakanın bakımından memnun olduğunun dosya kapsamıyla anlaşıldığını,
5.3. Mahkemece, bozma öncesi ilk gerekçeden neden dönüldüğü açıklanmadan davanın kabulüne karar verildiğini, hükmün gerekçesiz olduğunu, mirasbırakanın kendisine bakan mirasçısına duyduğu minnet duygusuyla devir yaptığını,
5.4. Dava konusu taşınmaz üzerindeki gecekondunun yıkılıp davalı tarafça yeni bir bina yapıldığı nazara alınarak bina değerinin dava değerinden düşülmesi gerektiğini, taşınmazın tüm değeri esas alınarak oranlama yapıldığını, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, emsal olarak sunulan taşınmazların konumları ile dava konusu taşınmazın konumunun aynı olmadığını, afaki değer tespiti yapıldığını, mirasbırakanın dava dışı diğer taşınmazlarının değerlerinin de doğru saptanmadığını, emsal araştırması yapılmadığını, rayiç değerlerin bulunmadığını, tarımsal gelir metodu ile değer tespiti yapıldığını, bilirkişi raporlarına itirazlarının gerekçesiz reddedildiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki iki katlı evin değerinin düşülmesinden sonra aradaki fark üzerinden karar verilmesi gerekirken bu tespitin de yapılmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de fahiş hükmedildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması, ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde mirasbırakanın yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
6.3. Değerlendirme
( IV/2. ) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 40.838,85 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.