"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekilleri Avukat......, Avukat ..., Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ..., davalılar ... vd. vekilleri Avukat ...... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen bir kısım davalı vekili gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...'ın 677 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak oğlu olan ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, taşınmazın 02/04/1996 tarihli ifraz sonucu 913, 914, 915, 916, 917, 918, 919, 920 ve 921 parsel olmak üzere 9 parsele ayrıldığını, 917, 918, 919 ve 920 parsellerin 31/01/2002 tarihinde 1588 ve 1589 sayılı parseller ile birleştirilerek, 1590, 1591, 1592, 1593 parsellerin oluştuğunu muhtelif tarihlerde taşınmazların bir kısmının ... ve mirasçıları tarafından diğer davalılara muvazaalı olarak temlik edildiğini ileri sürerek, taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, temlikin mal kaçırmak amaçlı olmadığını, taşınmazların ... tarafından bedeli karşılığında diğer davalılara devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Samandağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2015/751 E., 2019/322 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın asıl irade ve amacının, mirasçılardan mal kaçırmak olmayıp, gerçekte ... tarafından satın alındığı anlaşılan eski 677 parsel sayılı taşınmazı İbrahim'e iade etmek olduğu, temlikin muvazaalı olmadığı, davalı ...'ın da kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf teşkili sağlanmadan tanıkların dinlenemeyeceğini, davalı tanığı ... beyanlarında, İbrahim'in kendisine para gönderdiğine ilişkin bir ifadesinin bulunmadığını, ... ve eşi ...'nin ... bulunan evi 1966 yılından itibaren kullandıklarını, dava konusu taşınmazın mirasbırakan ... ve davacıların katkıları ile alındığını, taşınmazın mirasbırakan ... adına tescil edildiğini, temlikin mal kaçırmak amaçlı olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ve 2019/1658 E., 2020/388 K., sayılı kararıyla; mirasbırakan ...'ın ekonomik durumunun iyi olmadığı, dava konusu taşınmazın oğlu ... tarafından gönderilen para ile alındığı, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
İstinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek verilen hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekilleri için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.