Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1705 E. 2022/5258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında oğlu üzerine yaptığı rücu şartlı bağış ve oğlunun da diğer mirasçılara yaptığı satışların muvazaalı olup olmadığı ve davacının saklı payının ihlal edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmazları oğlu üzerine yaptığı rücu şartlı bağışın, muris muvazaası kapsamında değerlendirilemeyeceği, oğlunun diğer mirasçılara yaptığı satışların ise mirasbırakanın mal paylaşımı olarak kabul edilemeyeceği ve davacının tenkis talebinin de hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vd. vekili Avukat... geldi.Davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi,dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan eşi ...’ın 168,237,238,411 ( ifrazla 1262,1263,1264) ve 416 parsel sayılı taşınmazlarını 09.10.1997 tarihinde davalı oğlu ...’e rücu şartlı bağış suretiyle devrettiğini, ...’in de temlik aldığı taşınmazları diğer davalı kardeşlerine satış suretiyle devrettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların davalılar adlarına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakanın sağlığında malvarlığını mirasçıları arasında paylaştırmak istediğini, ancak bir kısım mirasçının şehir dışında olması nedeniyle bunu yapamadığını , bu nedenle önce dava konusu taşınmazları oğlu ...’e bağış suretiyle devrettiğini, ...’in de murisin isteği doğrultusunda 168 parsel ile 416 parselin ½ şer paylarını... ve ... mirasçısı ...’e, 1262 ve 1263 parsel sayılı taşınmazları ...’e devrettiğini,dava dışı kızlara nakit ödeme yapıldığını,237 ve 238 parsel sayılı taşınmazları ise yerin hayvancılığa uygun olması sebebiyle kümes yaptırmak için bedeli karşılığında Koray’a devredildiğini,mirasbırakanın davacı eşi ...'e de 205 parsel sayılı taşınmazın 5/7 payını rücu şartı ile bağışladığını, mal kaçırmanın söz konusu olmadığını, davacının saklı payının zedelenmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın iradesinin paylaştırma olup tüm mirasçılar arasında hak dengesini gözetir bir paylaşım yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

Davacının mirasbırakanın ikinci eşi olup, mirasbırakanın ilk eşinden olan çocuklarının davacıyı bir türlü kabul etmediklerini, davacı ... ...nin dinlenmeden sonuca gidildiğini, tenkis talebi yönünden inceleme yapılmadığını, devir işlemlerindeki amacın davacının mirastan pay almasını engellemek olduğunu, mirasçılar arasında bir paylaşımın söz konusu olmadığını,mirasbırakanın mallarını davalıların paylaştığını, tüm taşınmazların önce ...’e devredildiğini, ...’in de mirasbırakan öldükten sonra taşınmazları diğer mirasçılara dağıttığını, ancak davacıya hiç bir taşınmaz bırakılmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarihli ve 2018/1534 Esas - 2021/17 Karar sayılı kararıyla;mirasbırakan ...’ın 24/07/2008 tarihinde ölümü ile eşi davacı, çocukları ve torunları olan davalılar ile dava dışı kişilerin mirasçı kaldıkları, mirasbırakanın çekişme konusu 237 parselin 1/3 payı, 238, 416, 168 ve 411 parsel sayılı taşınmazları 09/10/1997 tarihli akitle rücu şartlı hibe suretiyle oğlu davalı ...’e temlik ettiği, onun da 237 parselin 1/3 payı ile 238 parseli 08/06/2012 tarihli akitle oğlu davalı ...’a, 168 parseli 03/05/2010 tarihli, 416 parseli ise 09/03/2010 ve 24/03/2010 tarihli akitlerle davalılar... ve ...’a satış suretiyle temlik ettiği, 410 parselin ifrazı ile oluşan 1262 ve 1263 parsellerin 10/06/2015 tarihli akitle davalı ...’e satış suretiyle devredildiği, 1264 parselin ise ifraz suretiyle davalı ... adına kayıtlı olduğu, mirasbırakanın 205 parseldeki 3000/4200 payını ise 07/10/1987 tarihli akit ile rücu şartlı hibe ile davacı ...’e devrettiği, aynı taşınmazın 1200/4200 payının muris adına kayıtlı olduğu, diğer yandan TMK'nın 571. maddesi uyarınca, tenkis davası açma hakkının, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini ögrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşeceğini, somut olayda, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazları rücu şartlı bağış suretiyle oğlu davalı ...’e temlik ettiği, davalı ...’in daha sonra dava konusu taşınmazları satış suretiyle diğer davalılara devrettiği, eldeki davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğiyle 07/09/2016 tarihinde açıldığı, mahkemece murisin mirasçıları arasında mal paylaştırması yaptığı, muvazaa iradesinin bulunmadığı kabul edilerek sonuca gidildiği ancak, mirasbırakanın kendi adına tapuda kayıtlı olan taşınmazını kazandırma yapmak istediği kişiye devretmesi halinde 01/04/1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulacağı, eldeki davada ise mirasbırakanın maliki olduğu taşınmazları oğlu davalı ...’e bağış suretiyle devrettiği, bağış işleminin geçerli bir işlem olup muris muvazaası iddiasının böylesi bir temlikte uygulama yerinin bulunmadığı, davalı ...’in daha sonra dava konusu taşınmazları diğer mirasçılara devretmiş olmasının murisin yaptığı mal paylaşımı olarak kabul edilemeyeceği gibi daha önce davacıya bağış suretiyle yaptığı devrin de sonuca etkili olmayacağı, bu nedenle tapu iptali ve tescil isteğinin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerektiği, mirasbırakanın 24/07/2008 tarihinde öldüğü, eldeki davanın 07/09/2016 tarihinde açıldığı, davacının saklı payının ihlal edildiğini öğrenme tarihinden itibaren Türk Medeni Kanunu’nun 571. maddesi hükmü uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içinde tenkis isteğinde bulunmadığına göre tenkis isteğinin de hak düşürücü sürede dava açılmadığından bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçe ile ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri Özetle

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, mirasbırakan ölünce davacının Ordu’da ki köyüne gitmek zorunda kaldığını,bu nedenle davacının mirasbırakanın bu taşınmazlarından haberi olmadığını, yapılan temlikleri bilmediğini, davacının yapılan temlikleri 2016 yılında öğrendiğini ve bu davayı açtığını,bu durumda davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur.

Bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.09.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ancak gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlem bulunduğu iddiası bakımından şartların mevcut olması halinde tenkis incelemesi yapılabileceği hususunda kuşku yoktur.

3.2.3. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nın 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vd.vekili için 3.815.00 TL duruşma vekalet ücretinin ve 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.