Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1934 E. 2022/957 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya yaptığı temlikin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmaması, satış bedeli ile orantısız olan temlik değeri, mirasbırakanın terekesinden para çıkmaması, satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamaması, muvazaalı işlemde aracı kişilerin kullanılması gibi hususlar birlikte değerlendirilerek temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılarak, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : TERME 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 30/03/2021 tarihli ve 2021/418 Esas, 2021/630 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/02/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babasının 14 parsel sayılı taşınmazını muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini, mirasbırakanın ekonomik durumunun çok iyi olduğunu ve mal satmaya ihtiyacı olmadığını, taşınmazın birçok kez el değiştirdiğini, bu durumun da muvazaanın göstergesi olduğunu, taşınmazın zilyetliğinin her zaman mirasbırakan olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, mirasbırakanın ekonomik durumunun kötü olduğunu, eşinden boşandıktan sonra yalnız yaşadığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, mirasbırakanın kendisine bakmasını istemesi üzerine 2013 yılından itibaren dava konusu taşınmazdaki bir daireyi onararak mirasbırakanla yaşamaya başladıklarını, 2016 yılından sonra mirasbırakanın yatalak olduğunu ve sadece kendisinin ilgilendiğini, tüm borçlarını ödediğini, bu nedenlerle dava konusu taşınmazın kendisine temlik edildiğini, temlik aldıktan sonra hem kendisinin taşınmazda oturduğunu, hem de bağımsız bölümleri kiraya kendisinin verdiğini, mirasbırakanın cenazesine dahi gelmeyen davacının eldeki davayı kötü niyetli olarak açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle, amcası olan mirasbırakanın kendisini evlat edindiğini, fındık ayında eşi ile birlikte mirasbırakana yardımcı olduklarını, eşinin tayini nedeniyle Terme'den taşındıklarını, varlıklı bir insan olan mirasbırakanın boşanması nedeniyle yalnız yaşadığını, fındık bahçelerinin bakımını yevmiye usulü yaptırdığını, son senelerde de davalının ürünleri alma karşılığında bakım yaptığını, murisin zilyetliğinde olan fındık bahçesinin de davalının eşine muvazaalı olarak ölünceye dek bakma akdi ile verildiğini, dava konusu taşınmazın da yedi kez el değiştirdiğini, mirasbırakanın da davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak davalının kandırması ile vazgeçtiğini, davalı ile eşinin murisin aracını ve ruhsatlı silahını satıp parasını uhdelerine geçirdiklerini, tanıkların dava ölünceye kadar bakma akdi nedeniyle açılmış gibi beyanda bulunduklarını, mirasbırakanın beş gün önce satın aldığı taşınmazı satmak zorunda kaldığını açıklamanın mümkün olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2021/418 Esas ve 2021/630 Karar sayılı ilamı ile; ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri ile toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmayışı, davalı ile dava konusu taşınmazın temliki işlemlerinde taraf olan dava dışı şahıslar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki, temlik edilen malın satış bedeli ile orantısızlığı sabit olan miktarı/değeri ve murisin tüm mamelekine oranı, temlikin makul karşılanabilecek bir sınırda bulunmayışı, mirasbırakanın terekesinden para çıkmayışı, satış bedelinin ödendiğinin davalı yanca kesin olarak kanıtlanamayışı, muvazaalı işlemin kamuflajı amaçlı olarak davalının tanışı/yakını olan dava dışı şahıs/şahıslar aracı kılınarak gerçekleştirilmiş olması, davalının murisin irade ve amacını bilen ve/veya bilebilecek durumda bulunması, hususlar birlikte gözetilip değerlendirildiğinde, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin davacı mirasçısından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, muris muvazaası tespiti yapılırken içtihatlardaki kriterlere dikkat edilmediğini, Bölge Adliye Mahkemesinin delilleri değerlendirirken hataya düştüğünü, murisin ekonomik ve sosyal durumunu, mahkeme ve icra dosyalarını, murise kendisinin baktığı yönündeki tanık beyanlarını, hastane kayıtlarını, murisin iradesi kapsamında değerlendirmeden hüküm kurulduğunu, murisin hem borçları karşılığında hem de ölünceye kadar bakılmak için taşınmazı kendisine devrettiğini, davacı ile murisin uzun süredir konuşmadıklarını, 2006 yılında boşanıp yalnız yaşayan murisin devir tarihinde 80 yaşında ve ekonomik durumunun kötü olduğunu ve bakıma ihtiyacı olduğunu, aynı zamanda yeğeni olan davacının ve diğer akrabalarının murise bakmadığını, murisin elektrik ve suyunun kesildiğini, bakımsızlık nedeniyle apartmanın da çok kötü duruma düştüğünü ve oturan herkesin çıktığını, bunun üzerine murisin kendisinden kendisine bakmasını ve aynı yere taşınmasını istediğini, kendisinin çatı katını tadilat yaptırarak ailesi ve murisle birlikte orada yaşamaya başladığını, murisin esnafa olan borçlarını, Vakıfbank'taki kredi borcunu, dava konusu taşınmazın birikmiş elektrik, su ve vergi borçlarını ödediğini, murisin ayrıca 2B vasıflı arazinin zilyetliğini de eşine devrettiğini, dava konusu taşınmaza ve fındık bahçesine masraf yaptıklarını, Terme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/158 Esas sayılı davasındaki muris beyanlarının dikkate alınmadığını, murisin 2015 yılında trafik kazası geçirdiğini, 2016 yılından sonra da yatalak hale geldiğini ve sadece kendisinin baktığını, çatı katına inip çıkmak zor olduğu için taşındıklarını, muristen davacıya intikal eden başkaca taşınmazlar da bulunduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin bunları değerlendirmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 15.612,84 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.