Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1991 E. 2021/6723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı, taşınmazı teminat olarak devrettiğini iddia ederken, davacı ise taşınmazı satın aldığını ve davalının haksız işgalci olduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve tapu iptali-tescil talepli davalar açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların ikinci el konumundaki davalının iyiniyetli taşınmazı edindiği, davacıların inançlı işlem iddialarını ispatlayamadığı ve aile konutu şerhi bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ECRİMİSİL - ELATMANIN ÖNLENMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada,

Asıl davada davacı, dava konusu 2397 parsel sayılı taşınmazı konut olarak kullanmak üzere dava dışı ... ...’tan satın aldığını, davalı ...’in taşınmazı boşaltacağını söylemesine rağmen bugüne kadar boşaltmadığını ve haksız olarak üç yıldır oturmaya devam ettiğini, herhangi bir kira da ödemediğini ileri sürerek, davalının dava konusu taşınmaza el atmasının önlenmesi ile 6.000 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Asıl davada davalı ..., dava konusu taşınmazın gerçek malikinin kendisi olduğunu, ekonomik sıkıntıda kaldığı dönemde davacının borçlarını ödemesi karşılığında sonrasında iade edilmek şartıyla taşınmazı teminat olarak davacıya devrettiğini, haksız işgalci olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Birleştirilen davada davacılar ...; davacı ...’in piyasaya çok borcu olduğu ve ekonomik olarak zor durumda kaldığı dönemde davalının borçlarını ödemesi karşılığında geri verilmek şartıyla dava konusu 2397 parsel sayılı taşınmazı teminat olarak davalıya devrettiğini, devirden sonra taşınmazda ailece oturmaya devam ettiklerini, ancak davalının aralarındaki anlaşma gereği borçlarını ödemediği gibi taşınmazı iadeye de yanaşmadığını, ayrıca aile konutu niteliğinde olan çekişmeli taşınmazın davacı ...’ın bilgisi ve rızası olmaksızın devredilmesi sebebiyle işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tescilini istemişlerdir.

Birleştirilen davada davalı; dava konusu taşınmazı davacı ...’den değil dava dışı ... ...’tan satın aldığını, iyiniyetli olduğunu, davacılarla aralarında hiçbir anlaşmanın bulunmadığını, davacı ...’ın taşınmazın satıldığını bildiğini, davacıların el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının sonuçlanmasını önlemek amacıyla dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, asıl dava yönünden davalının haksız işgalci olduğu gerekçesiyle el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile 5.500 TL ecrisimilin davalı ...’den tahsiline; birleştirilen tapu iptali-tescil davası yönünden ikinci el konumundaki davalının iyiniyetli olduğu, aile konutu iddiasının kayıt malikine karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; asıl davada davalı/birleştirilen davada davacılar vekilinin istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, birleştirilen davada davacıların inançlı işlem iddialarını kanıtlayamadığı, davalının iyiniyetli olarak taşınmazı edindiği, dava konusu taşınmazda aile konutu şerhinin bulunmadığı, ayrıca aile konutu iddiasının üçüncü kişi konumundaki kayıt malikine karşı ileri sürülemeyeceği, taşınmazda haksız işgalci oldukları gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, asıl davada davalı/birleştirilen davada davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; birleştirilen dava ise tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2018 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00-TL’lik kesinlik sınırı 47.530,00TL olarak uygulanmaya başlamıştır.

Somut olayda, mahkemece asıl davada ecrimisil isteğine ilişkin davanın kısmen kabulü ile toplam 5.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, kabul edilen ecrimisil miktarının 2018 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 47.530,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan ecrimisil davası yönünden asıl davada davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,

Asıl davada davalı/birleştirilen davada davacıların, asıl davadaki el atmanın önlenmesi ve birleştirilen davada tapu iptali- tescil isteği yönünden temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; asıl davada davalı/birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, asıl dava yönünden aşağıda yazılı 5.601,43 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına, birleştirilen dava yönünden harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 11/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere karar verildi.