Logo

1. Hukuk Dairesi2021/2008 E. 2022/945 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı satış işleminin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların mirasbırakan tarafından imzalanan tarihsiz ibraname ile dava konusu taşınmaz hakkında ibra ettikleri ve davacıların muvazaa iddiasını HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca ispatlayamadıkları gözetilerek, mahkemenin muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19/11/2020 tarih 2018/241 Esas, 2020/97 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 09/02/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ...... ile temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat ...... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davacı ... vekili, davacı ... vekili gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’in, 161 ada 14 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ...’e satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalı ...’in de anılan taşınmazı sahibi olduğu diğer davalı şirkete devrettiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakan ... ile eşi ...’den kalan mal varlığının tüm mirasçılar arasında rızaen taksim edildiğini, iddianın aksine davacıların kalan taşınmazlardan daha fazla pay aldığını, mirasbırakanın mal kaçırma amacı bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, taraflar arasında miras taksimi yapıldığı ve uzun süredir bu haliyle taşınmazların kullanıldığı, buna rağmen davacıların uzun süre bu taksime itiraz etmeyip daha sonra dava açmalarının iyiniyetle bağdaşmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 27/03/2018 tarihli ve 2015/9238 E., 2018/8191 K. sayılı kararıyla; “...muris muvazaası iddiasına dayalı açılan eldeki davanın herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği gözetilmeksizin davacıların temlikten uzun süre geçtikten sonra dava açmalarının iyiniyetle bağdaşmayacağından bahisle davanın reddedilmiş olması isabetsizdir. Öte yandan, mirasbırakan ...’in terekesinin mirasçılar arasında paylaşıldığına dair kayda dayalı bir delil bulunmadığı, kaldı ki davalıların da mirasbırakan eşi ...’nin terekesinin paylaşıldığından bahsettiği, davalılar vekili tarafından bir kısım davacıların mirasbırakanı ... Karakaşoğlu ve davacı ... tarafından imzalandığı ileri sürülen "İbraname" başlıklı tarihsiz bir belge ibraz edildiği halde Mahkemece anılan belge değerlendirilmeden sonucuna gidilmiştir. Hal böyle olunca, anılan ibraname ile dosya kapsamındaki diğer delillerin değerlendirilmesi ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 19/11/2020 tarihli ve 2018/241 E., 2020/97 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili, mirasbırakan ... ve ...’den kalan terekenin tüm mirasçılar arasında eş değer olarak paylaşıldığını, hatta davacılara terekeden fazladan pay verildiğini, dosyada yer alan protokolün ve ibranamenin çekişme konusu taşınmazı da kapsadığını, başka taşınmaza ilişkin olarak taraflar arasında görülen muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddedilip, derecattan geçerek kesinleştiğini, anılan dava ile eldeki davanın konusunun, taraflarının ve mirasbırakanlarının aynı olduğunu, davacı tarafça mirasbırakan ...’den kalan paylar, diğer taşınmazlardan kaynaklı açılan davaların da ilgili Mahkemelerce reddedildiğini, verilen kararların kesinleştiğini, mirasbırakanın gerçek amacının mal kaçırmak olmayıp paylaştırmak olduğu, her ne kadar dava dilekçesinde taşınmazın ...'den kalan pay hakkının muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescili istenmişse de Mahkemece maddi hataya düşülerek hangi mirasbırakanın hangi payının dava konusu olduğuna yer verilmeden gerekçeli karar inşa edilmesinin, yargılama ücretlerinin, harçlarının ve vekalet ücretlerinin bu husus belirginleştirilmeden tespit edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. 1906 doğumlu mirasbırakan ...’in 23/07/1994 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı oğlu ..., 1980 yılında ölen kızı ...’in oğlu davacı ..., ...’in 2003 yılında ölen kızı ...’in mirasçıları diğer davacılar ... ve ... ... ile mirasbırakanın 2004 yılında ölen oğlu ...’in dava dışı mirasçılarının kaldığı anlaşılmaktadır.

6.3.2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, mirasbırakan ... ile davalı ... 161 ada 14 parsel sayılı taşınmazda paydaş iken, mirasbırakanın 1393/5067 payının tamamını 05/02/1992 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, böylelikle taşınmazın tümüne malik olan davalı ...’in taşınmazı ortağı olduğu diğer davalı şirkete 10/01/2012 tarihinde ayni sermaye olarak devrettiği, daha sonra 691 ada 1 parsel numarası alan çekişmeye konu taşınmazda 19/04/2012 tarihinde kat irtifakına geçildiği, toplam 22 parça bağımsız bölümün davalı şirket adına tescil edildiği; mirasbırakanın belirtilen aynı akitle dava dışı 74 ada 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...’e, 74 ada 37, 49 ve 50 parsel sayılı taşınmazları ile 161 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını dava dışı oğlu ...’e, 171 ada 2 ve 161 ada 15 parsel sayılı taşınmazlarını ... ve ...’e yarı yarıya, 5 parsel sayılı taşınmazını ise ...’ten torunu olan dava dışı ...’ya satış yoluyla devrettiği sabittir.

6.3.3. Dava dışı 74 ada 37 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... tarafından ...mirasçıları aleyhine muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/349 Esas, 2010/1053 Karar sayılı, 27/12/2010 tarihli ilamıyla, “... satış parasının 1/2’sinin davacıya verileceği hususunda (tarafların) sulh olduklarının tespitine...” karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir. Öte yandan mirasbırakanın torunu ... (eldeki davada bir kısım davacıların mirasbırakanı) tarafından 171 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalı ... ve ...aleyhine yine muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/539 Esas, 2012/84 Karar sayılı, 01/03/2012 tarihli kararıyla davanın reddine karar verildiği, hükmün derecattan geçerek 08/09/2014 tarihinde kesinleştiği, anılan dava yönünden davacıların yargılamanın iadesi isteklerinin de mahkemece reddedilip derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

6.3.4. Davacı ... ve diğer davacıların mirasbırakanı ... tarafından imzalanan, “ibraname” başlıklı tarihsiz belgede, ... ve ...’in, mirasbırakanları ...’dan kendilerine veraseten intikal etmiş olan Tavşanburnu mevkiindeki taşınmazlar ve mütemmim cüzleri haricindeki taşınmazlardaki hakları yönünden davalı ... ve dava dışı ...’i gayrikabili rücu olarak ibra ettiklerini belirttikleri görülmektedir.

6.3.5. Somut olayda, davacı ... ile diğer davacıların mirasbırakanı ...’in, imzası inkar edilmeyen tarihsiz ibraname başlıklı belge ile dava konusu taşınmaz hakkında ibrada bulundukları, diğer yandan dosya kapsamı ile davanın HMK’nın 190., TMK’nın 6. maddeleri gereğince ispat edilemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.