"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04/02/2021 tarihli ve 2020/415 Esas, 2021/82 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 09/02/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ...... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, adına kayıtlı 185 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümü, dava dışı SFR Gayrimenkul Pazarlama Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti adına vekaleten imzalanan 31/05/2012 tarihli sözleşme ve ek sözleşme kapsamında teminat teşkil etmek üzere davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, icra takibi ile karşı karşıya kalmasından faydalanan davalı ve şirketin, borcun taraflarından ödenerek taşınmazın satışını durdurabilecekleri telkini üzerine ve borcun yapılandırılması, tasfiye ve kredilendirilmesi amacıyla taşınmazını devrettiğini, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, gerçek bir satış iradesi bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, emlak alım-satım işi ile iştigal etmesinden dolayı, dava konusu taşınmazı ve dava dışı başka bir taşınmazı ileride satarak kar elde etmek amacıyla bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının bahsettiği sözleşmelerde imzasının olmadığını, bu nedenle sözleşmelerin kendisini bağlamadığını, taşınmazın satışından elde ettiği para ile davacının borçlarını ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2016/16778 E., 2020/409 K. sayılı kararıyla; iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 23/01/2020 tarihli ve 2016/16778 E., 2020/409 K. sayılı kararıyla; “Somut olaya gelince; davacının yazılı delil olarak dayandığı 31.05.2012 tarihli Taşınmaz Satış Sözleşmesi ve yine 31.05.2012 tarihli “Taşınmaz Satış Sözleşmesi Ek” başlıklı belgelerin davacı ... ile dava dışı SFR Gayrimenkul Pazarlama Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti arasında imzalandığı, söz konusu belgelerde davalının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; inançlı işleme dayalı iddianın anılan İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında belirtilen şekilde yazılı delille ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 01/10/2020 tarihli ve 2020/2256 E., 2020/4696 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/02/2021 tarihli ve 2020/415 E., 2021/82 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğunu, davaya konu sözleşmelerin davalı nam ve hesabına dava dışı şirket yetkilisi tarafından imzalandığı, bu hususta davalınınn 14/02/2013 tarihli cevap dilekçesinde kesin delil niteliğinde olan mahkeme içi ikrarı olduğu halde temsile ilişkin olarak bozma ilamında bir inceleme yapılmadığını, davalı tarafın bedel ödediğini ispatlayamadığını, deliller, dinlenen tanık beyanları, davalının kabul ve ikrarı ile olay örgüsünün tarihsel olarak da eş zamanlı ve davalı yararına olarak sözleşme içerikleri doğrultusunda gerçekleşmiş olması karşısında, davalı nam ve hesabına onu temsilen yapılan sözleşmelere konu işlemlerde, davalı ...'in, sözleşmede imzası olmasa bile sözleşme içeriğinde de yazılı olduğu şekilde gerçekleşen taşınmaz devrinde doğrudan ve/veya dolaylı şekilde inanılan kişi olduğunu gösterdiğini, davalıyı temsilen yapılan SMS yazışmaları, yazılı delil niteliğinde kabul edilmezse bile en azından yan delil ve HMK'nın 202. maddesine uygun yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge ve vakıalar niteliğinde olduğunu, davacının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.
05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.
6.3. Değerlendirme
Dosya kapsamı ve toplanan delillere, (IV/6.2.) no.lu paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere, kararın (IV/2.) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.