Logo

1. Hukuk Dairesi2021/221 E. 2022/429 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yaptığı satış işlemleri nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, vekil ile birlikte hareket ettiği iddia edilen davalı şirketin de bedelden sorumlu tutulup tutulmayacağı ve ihtiyari dava arkadaşları lehine hükmedilecek vekalet ücretinin nispi mi yoksa maktu mu olacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararında belirtilen hususlara uygun hüküm kurmayıp, vekil ile birlikte hareket eden şirketin sorumluluğuna ve ihtiyari dava arkadaşlarının vekalet ücretine ilişkin hususlarda hüküm kurarken usul ve yasaya aykırı davrandığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel istekli görülen davada, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda verilen kararın Dairece bozulması üzerine yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalılar ..., ... ve ... vekili ile davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 19.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat... ile temyiz edilen davalı ... İnşaat Ltd. Şti. vekili Avukat ...... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davacı vekili, davalı ..., davalı ... gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Beyoğlu 8. Noterliğinin 14/10/2012 tarihli ve 17626 yevmiye no.lu düzenleme şeklindeki vekaletnamesiyle vekil olarak tayin ettiği davalılardan babası ... ...'nun özel satış yetkisi bulunmadığı halde vekalet görevini kötüye kullanarak, adına kayıtlı 1219 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 5, 6, 7, 8, 18, 50 ve 51 no.lu bağımsız bölümlerini satış yolu ile davalılardan ... ... paz. San ve Tic. Ltd. Şti'ye muvazaalı şekilde devrettiğini, sonra da 1, 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin davalı şirketin harici hissedarı ...'a, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin davalı ...’a, 8 nolu bağımsız bölümün davalı ... ...'a, 18 nolu bağımsız bölümün davalı ...'a, 50 nolu bağımsız bölümün davalı ...'e, 51 nolu bağımsız bölümün davalı ... 'a muvazalı bir şekilde temlik edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalılar adına tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde mahkeme tarafından gerçek bedellerinin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... ve ..., dava konusu taşınmazların satış işleminin geçersiz vekaletname ile yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, satışların satış yetkisini de havi geçerli vekaletname ile yapıldığını belirterek, yetki ve görev itirazında bulunmuş, davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ... ..., davacının Beyoğlu 8. Noterliğinin 14/10/2012 tarihli vekaletnamesini taşınmazların satışı için verdiğini, diğer davalı ... İnşaat Ltd. Şti'ye inanıp tüm taşınmazları şirkete devrettiğini, ancak şirketin kendisine herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle kendisinin de davacıya ödeme yapamadığını, davalı ... ... paz. San ve Tic. Ltd. Şti, davaya konu taşınmazların ... ... ve ... Sanayi ve Ticaret Ltd Şti arasında yapılan sözleşme uyarınca devredildiğini, davacının babasına verdiği vekaletnamenin geçersizliğini ileri sürmesinin ciddiyetten uzak olduğunu, diğer davalıların taşınmazların bedellerini şirkete ödeyerek satın aldıklarını, davacının babası davalı ... ile birlikte kendileri ile diğer davalıları zarara uğratmak için bu davayı açtığını, diğer davalılar ..., ... ve ..., davaya konu bağımsız bölümleri vekil ... ...’ndan değil, taşınmazların maliklerinden iyiniyetli olarak satın aldıklarını ... ... ile ... ... paz. San ve Tic. Ltd. Şti arasındaki protokol ve barter sözleşmesinin tarafı ve muhatabının kendileri olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2016 tarihli ve 2014/117 E., 2016/459 K. sayılı kararıyla; davalılar ... ve ... yönünden açılan davaların reddine, davalı ... yönünden açılan tapu iptali tescil davasının, diğer davalılar ... ve ... Ltd.Şti yönünden ise tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... İnş.Şti. ve davalı ... ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili, davacı ...'nun, davalı ...’nun kızı olduğunu, davacının söz konusu taşınmazlara sahip olabilecek mali durumunun olmadığını, taşınmazların ilk sahibinin davacının babası ... olup borçları sebebiyle taşınmazları eşi ve kızı da dahil olmak üzere başka şahısların üzerine yaptığını, taşınmazlar başkaları adına tescilli iken dahi ...'nun vekil sıfatıyla ya da verdiği talimatlarla taşınmazlar üzerinde tek başına tasarruf etmeye devam ettiğini; davaya konu taşınmazların davalı şirkete yapılan protokol ve sözleşmelere istinaden devredildiğini, ...’nun tapuda kendi adına veya kızı ya da başka bir üçüncü şahıs adına tescilli olan taşınmazları davalı şirket adına tescil ettirmiş olması kendisi ve kendisini vekil tayin eden şahsı ilgilendiren bir husus olup bu anlamda davalı şirkete herhangi bir kusur ve/veya kötü niyet atfedilemeyeceğini belirtmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/280 E., 2017/478 K. sayılı kararıyla; HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince davalı ... İnş.Şti. ve davalı ... ... vekilinin istinaf başvurularının esastan kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tümden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece, “Somut olaya gelince, tüm dosya içeriği ve toplanan deliller itibariyle dava konusu taşınmazların vekil eden davacının iradesine uygun olarak satıldığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Ne var ki; hesap verme yükümlülüğü kapsamında vekil olarak tayin edilen kişi satmış olduğu taşınmazların bedelini vekil edene ödemelidir. Taşınmaz bedelinin ödendiği iddiasının ispatı ise vekile düşmektedir. Somut olayda, vekil olan davalı ...’nun cevap dilekçesinde, diğer davalı şirkete (aralarında yaptıkları protokol nedeniyle) inanarak dava konusu taşınmazları devrettiğini, şirketin kendisine ödeme yapmadığını, bu nedenle kendisinin de davacıya ödeme yapamadığını bildirdiği sabittir. Hal böyle olunca, çekişme konusu taşınmazların ediniminde kötüniyetli oldukları ispat edilemeyen davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, bedel isteğininin davalı vekilden ve vekil ile birlikte hareket ettiği anlaşılan davalı şirketten müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 15/09/2020 tarihli ve 2020/860 E., 2020/919 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçelerle HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince davalı ... İnş.Şti. ve davalı ... ... vekilinin istinaf başvurularının esastan kabulü ile Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2016 tarihli 2014/117 Esas, 2016/459 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davalı ... ... yönünden bedel isteğinin kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... ve ... vekili ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili, bozma ilamına uyulduğu halde bozma doğrultusunda karar verilmediğini, davalı şirketin vekil ile birlikte hareket ettiğinin ortada olduğunu, tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtip, hükmün bozulmasını istemiştir.

5.2. Davalılar ... vekili, lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirtip yalnız vekalet ücreti bakımından hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Bilindiği üzere, HMK.'nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

6.2.2.Öte yandan, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir ( 09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).

6.2.3. Diğer taraftan, yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir (HMK madde 332). Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti de yargılama giderleri kapsamındadır (HMK madde 323). Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK madde 326).

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra Mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2016 tarihli ve 2014/117 E. 2016/459 K. sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/280 E., 2017/478 K. sayılı kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere, davalı ... İnş.Şti. ve davalı ... ... vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılması ve yeniden hüküm tesisine şeklinde istinaf incelemesi yapılır gibi hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

6.3.2. Öte yandan, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmakla, ilgilileri yönünden usuli kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma ilamında belirtildiği üzere bedel isteğininin davalı vekilden ve vekil ile birlikte hareket ettiği anlaşılan davalı şirketten müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yalnız davalı vekilin bedelden sorumlu tutulup diğer davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

6.3.3.Davalılar ...’in vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğinden çekişmeye konu taşınmazlarda davalıların müstakilen malik oldukları, nitekim 50 no.lu bağımsız bölümün davalı ..., 51 nolu bağımsız bölümün davalı ..., 5 ve 6 no.lu bağımsız bölümlerin ise davalı ... adına kayıtlı olduğu, bu itibarla, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı açıktır. Öyleyse, kendilerini vekille temsil ettiren, haklarında açılan dava reddedilen ve ihtiyari dava arkadaşı olan her üç davalı için ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davalılar ... yararına tek maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru değildir.

6.3.4. Hal böyle olunca, bozma ilamına göre, HMK'nın 297. maddesine aykırı olmayacak biçimde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan gerekçelerle, davacı ile davalılar ..., ... ve ... vekillerinin değinilen yönler itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere iadesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar ..., ... ve ... vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.