"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, tenkis davasında davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece; davaın reddi gerektiğine değinilerek bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 15/02/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’in 10 parsel sayılı taşınmazdaki 3 katlı binayı muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; aşamada taleplerini, tapu iptali-tescil istekleri kabul edilmediği takdirde tenkise karar verilmesi şeklinde ıslah etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davacı ...’nin dava konusu taşınmazla ilgili miras hakkından feragat ettiğini; diğer davacı yönünden de, mirasbırakanın taşınmazı arsa olarak aldığını, bina inşa edilirken masrafların büyük bir kısmını kendilerinin karşıladıklarını, mirasbırakan taşınmazı satmak istediğinde yabancıya gitmesin diye bedelini ödeyerek satın aldıklarını, sonrasında taşınmaza 2 kat daha yaptırdıklarını; tenkis için de zamanaşımının geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI-1-
Mahkemece 07/04/2016 tarihli ve 2014/367 Esas, 2016/139 Karar sayılı karar ile; davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davacı ... yönünden ise temlikin muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. YARGITAY BOZMA KARARI
Mahkemenin yukarıdaki kararının süresi içinde davalı tarafından temyizi üzerine karar, Dairenin 30/09/2019 tarihli ve 2016/12069 Esas, 2019/4875 Karar sayılı kararı ile; davacı ...’nin mirasbırakanın ölümünden sonra düzenlenlenen feragatname ile dava konusu taşınmazdaki miras hakkından feragat ettiği gözetilerek onun talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu; davacı ... yönünden de, mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya konulamadığı, temlikin muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, davacı ... yönünden de davanın reddi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
V. MAHKEME KARARI-2-
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda (IV) numaralı paragraftaki Daire bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle 28/01/2021 tarihli ve 2020/256 Esas, 2021/21 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıdaki kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar tekrarlanarak Mahkeme kararının bozulması istenilmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun (TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Diğer taraftan, tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul, mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır.
Tenkise tâbi kazandırmaların neler olduğu TMK′nın 565. maddesinde belirtilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Yukarıda değinilen ilkelere, dosya içeriğine, toplanan delillere, bozmaya uyularak benimsenen (IV) numaralı paragraftaki bozma gerekçelerine ve tenkis koşullarının da oluşmamasına göre, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA; aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.