"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar, bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Davacı, 583 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan ...’a ait iken, davalı ... ...’ın kendisini vekil tayin ettirmek suretiyle taşınmazı davalı ...’e temlik ettiğini, taşınmaz bedelinin davalı ... ve kardeşi ...’ye ödendiğini, davalıların taşınmaz bedelini mirasbırakana vermeyerek diğer mirasçılardan mal kaçırdığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., iyi niyetli olduğunu, taraflar ile mirasbırakan arasındaki iç ilişkiyi bilecek durumda olmadığını; diğer davalılar, devrin mirasbırakanın talimatı doğrultusunda gerçekleştirildiğini, satış bedelinin de mirasbırakanın isteği üzerine kendilerine ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... yönünden husumet yokluğundan, diğer davalılar bakımından ise kesin hüküm nedeniyle davanın reddine dair verilen karar Dairece ''...bilindiği ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303/1 maddesinde düzenlendiği üzere bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Ne var ki, eldeki dava ile Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/786 Esas sayılı davasının dava sebeplerinin aynı olduğunun söylenmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.'' gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde tapu iptal ve tescil isteminin davalı ...'nin iyiniyetli olduğu gerekçesi ile reddine, terditli bedel isteminin vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesi ile kabulü ile 45.000,00-TLnin davalı ...'ten tahsiline, davalı ... yönünden de husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, dava açmakta olduğu gibi temyiz yoluna başvurmada da hukuki yarar (menfaat) bulunmalıdır. Bir başka ifade ile, temyize başvuran taraf, aleyhine temyize başvurduğu kararın kaldırılması veya değiştirilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması şartıyla hükmü temyiz edebilir.
Hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilen davalı ...'nin, anılan kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından 05.05.2021 tarihli davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin, davalı ... yönünden REDDİNE,
Davalı ...'in temyiz itirazlarına gelince,
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterilen şekilde işlem yapılarak ve davalı vekil ...'in vekalet görevini kötüye kullandığı saptanarak karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davacılar vekilinin temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 107. maddesinin 1. fıkrasında “ Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” Aynı maddenin 2. fıkrasında “ Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.” düzenlemesine yer verildiği açık olup dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri mahkemece yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi raporuna bağlı olmakla, dava değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından davanın belirsiz alacak olarak açılması HMK'nın 107. maddesine uygun düşmektedir. Bu nedenle belirsiz alacak davasında davacının talebini arttırmasına ilişkin dilekçesi ıslah niteliğinde olmayıp dava değerinin belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesinde; “Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değeri 187.000-TL olup, davacıların miras paylarına isabet eden toplam değer 62.333,00-TL'dir.
Eldeki davada, davacı taraf, 45.000,00-TL değer üzerinden davayı açmış, aşamada 406,00-TL tamamlama harcı yatırarak davayı 68.773,00-TL üzerinden harçlandırmış ve tapu iptal-tescil istemleri kabul edilmez ise, davalı ...'nin ödediğini ifade ettiği 180.000,00-TL'den miras paylarına isabet eden 60.000,00-TL'nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Bu durumda terditli olarak talep edilen bedel istemi yönünden davacı tarafın ayrıca bir ıslah dilekçesi vermesine gerek bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, asıl alacak olarak 60.000,00-TL bedele hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.