Logo

1. Hukuk Dairesi2021/2537 E. 2021/3842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tereke temsilcisi atandıktan sonra mirasçı vekilinin yaptığı karar düzeltme talebinin kabul edilip edilemeyeceği ve davanın değerinin karar düzeltme yoluna başvurabilmek için yeterli olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tereke temsilcisi atandıktan sonra mirasçıların terekeyi temsil yetkisinin sona ermesi ve davayı takip yetkisinin tereke temsilcisine geçmesi, ayrıca davanın değerinin 01.01.2021 tarihinden sonraki karar düzeltme başvurusu için öngörülen sınırdan düşük olması gözetilerek davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS

Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.09.2020 gün ve 2020/181 Esas, 2020/252 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 31.03.2021 gün ve 3668 Esas, 1932 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Asıl dava vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, birleştirilen dava tenkis isteklerine ilişkindir. Daire ilamının tereke temsilcisine 21.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin karar düzeltme talebinde bulunmadığı karara karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.

Asıl dava yönünden;

Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkında olduğu gibi karar düzeltmeye getirmekte miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.

Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE,

Birleştirilen dava yönünden;

Dava, 13.05.2014 tarihinde 14.000,00 TL değer gösterilerek açılmış, bu değer üzerinden 29.09.2020 tarihinde nihai karara bağlanmıştır.

Yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelenmesi sonucunda Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulu'nca verilen kararlara karşı miktar itibariyle karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan Kanun hükmü esas alınmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2005 gün ve 2005/4-295-287 sayılı ilamı) Bu durumda, temyiz veya karar düzeltme incelemesinde kesinlik, dolayısı ile kanun yoluna başvurulabilirlik sınırı belirlenirken talep hangi karara yönelik ise o karar tarihinin esas alınması gerekir.

Talep karar düzeltme istemine ilişkin olduğu ve 31.03.2021 günlü Daire kararının düzeltilmesi istendiği için kesinlik sınırı Daire karar tarihine göre belirlenmelidir.

Bilindiği üzere, 1086 sayılı HUMK'nun 440/III-1 maddesi 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değiştirilmiş, ayrıca 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanunun 19.maddesi ile HUMK.'na ilave edilen Ek Madde 4'e göre de; 01.01.2021 tarihinden itibaren değeri 26.310.00 TL'den az olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür.

Bu nedenle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) davacı vekilinin karar düzeltme istemine ilişkin dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.