Logo

1. Hukuk Dairesi2021/273 E. 2022/591 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalıya borcu karşılığında devrettiği taşınmazın, borcunu ödemesine rağmen geri devredilmediğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının taşınmazı teminat amacıyla devrettiğini ikrar etmesi ve davalı şirketin de inançlı işlemin farkında olması gereken bir konumda bulunması gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptaline ve tescile ilişkin kararı, harç miktarı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından duruşma istekli ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 24/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ... vekili Avukat ..., davalı ... Ltd. Şti. vekili Avukat ... ... ile diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu üresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı, bacanağı olan davalı ...’den 70.250 USD borç para aldığını, borcunu ödedikten sonra geri verilmesi koşuluyla maliki olduğu 1073 ada 149 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’e satış yoluyla devrettiğini, borcu ödeyerek çekişmeli taşınmazı geri almak istemesine rağmen davalı ...’in bunu kabul etmediğini, öte yandan davalı ... hakkında yapılan tefecilik ve vergi suçlarına ilişkin soruşturma nedeniyle anılan taşınmazı yakın arkadaşı ...’ın sahibi olduğu davalı şirkete mal kaçırmak amacıyla devrettiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., tapu kayıt maliki olmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, öte yandan davacının aldığı borç karşılığı çekişmeli taşınmazı devrettiğini, ne var ki borcunu ödeyememesi üzerine yaptıkları anlaşma uyarınca üzerine para vererek taşınmazı satın aldığını ve ihtiyacı nedeniyle diğer davalıya sattığını; davalı şirket, tapu kaydına güvenen iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, satışın gerçek olduğunu, davacının aleyhine açılan tahliye davasını uzatmak için eldeki davayı açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/12/2014 tarihli ve 2012/126 E., 2014/510 K. sayılı kararı ile; iddianın yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 21.11.2017 tarihli ve 2015/1648 E., 2017/6638 K. sayılı ilamı ile "... davalı ...’in cevap dilekçesinde, davacının çekişmeli taşınmazı teminat amacıyla kendisine devretmesi üzerine davacının TMSF’ye olan borcunu ödediğini beyan ederek inançlı işlemin varlığını ikrar ettiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 187/2. maddesi uyarınca davacı ve davalı ... arasındaki inançlı işlemin artık yazılı bir delil ile ispat edilmesinin gerekmediği düşünülmeden sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davalı ... tarafından inançlı işlemin varlığı ikrar edildiğine göre, inançlı işlem ve tapu kayıt maliki diğer davalı şirketin durumu değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.’’ gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli 2018/296 E., 2020/262 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın inançlı işlem ile temlik edildiği, davalı şirket yetkilisi ile davalı ...'un arkadaş oldukları, davalı ... tarafından dava dışı taşınmazların da davalı şirket yetkilisine temlik edildiği ve bu taşınmazlar yönünden tasarrufun iptali davaları açıldığı, davalı şirketin durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğu ve TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar kesinleştiğinde depo edilen 70.250 ABD dolarının davalı ... Ltd. Şti.'ye ödenmesine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davalı ... Ltd. Şti vekili temyiz dilekçesinde özetle; geçerli bir delil sunulmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tanık olarak dinlenen ...'nın tanıklığının geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, taşınmazın davalı şirkete devredildiği tarihte şirket yetkilisinin spor kulübünde bir üyeliğinin bulunmadığını, davacınin depo bedelini verilen kesin süre içinde yatırmadığını, davacının dava dilekçesinde davalıya borcu olmadığını ileri sürerek taşınmazı bedelsiz geri istediği halde iddiasını kanıtlayamadığını, depo ettirilen tutar yönünden davacının davasında haksız olduğunu ve davalı kayıt maliki lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini, depo ettirilen bedelin gerçek taşınmaz bedeli olmadığını, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca bir karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen protokolün bulunduğunu ve temyiz dilekçesi ile birlikte sunduklarını, anılan protokolde davacının da beyan ettiği üzere kendisinin, kardeşi ...'ın, anne ve babasının imza ve parmak izlerinin olduğunu, davacının davalı ...'a TMSF'ye yapılan ödeme dışında da borcu olduğunu, protokolde davalı ...'un 70.532 USD'nin yanısıra yaptığı masraf, avukatlık ücreti ödemeleri ile birlikte toplamda 106.666-USD alacağının olduğunun belirtildiğini, davacının almış olduğu 160.000.000.000.-TL ödünç parayı en geç 30.01.2005 tarihine kadar ...'a iade etmediği takdirde dava konusu taşınmazın ...'a ait olacağının kararlaştırıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.3. Davacı vekili katılma yolu ile sunduğu temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...'un protokol metnindeki 160.000,00 TL bedeli USD olarak yazdığını, davalının ileri sürdüğü hesaplamaların doğru olmadığını, depo edilen 70.250 USD paradan davalının alacağı olan 160.000,00 TL miktarın mahsubu ile kalan paranın iade edilmesi ve davalıda bulunan kambiyo senedinin de iadesi edilmesi halinde söz konusu depo edilen bedelin davalıya ödenmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararı temyiz ettiğini belirtmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nın 26. ve 27.maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.

6.2.2. TBK’nin 97. maddesinde; karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.

6.2.3. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." hükmü düzenlenmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dairenin (IV.2.) no.lu paragrafta açıklanan ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle, davalı ... tarafından yargılama aşamasında delil olarak sunulmayan belgenin temyiz aşamasında nazara alınamayacağı gözetildiğinde, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

6.3.2. Harç kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Diğer taraftan, kamu düzeniyle ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği de kuşkusuzdur. Somut olayda, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değeri 1.300.000,00 TL olup, eldeki davada tapu iptal ve tescil istemi kabul edildiğine göre, bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile depo bedeli üzerinden eksik karar ve ilam harcına karar verilmesi doğru değildir.

6.3.4. Ne var ki, anılan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir.

V. SONUÇ:

1. Açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının reddine,

2. Re’sen yapılan inceleme sonucu hükmün 3. ve 4. bentleri hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak “3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 88.803,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan ve sonradan yatırılan toplam 22.178,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 66.624,50 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,” ve 4. bent olarak ''4-Davacı tarafça yatırılan 22.178,50TL harç ve yapılan 1.174,95.TL yargılama gideri olarak toplam 23.353,45 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,'' cümlelerinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan ve gelen temyiz edilen davalılar vekilleri için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.