"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne dair verilen önceki tarihli kararın, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ile vekalet ücretine haşren davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların kök muris ...’a ait iken 1942 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığını, mirasçıları arasında 1943 yılında yapılan yazılı taksim sözleşmesi ile taşınmazların kendi murisleri...'a isabet ettiğini, bu güne kadar... ve ölümüyle de mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğunu öne sürerek, kök muris adına paylı ya da tam paylı oluşan tapu kayıtlarının iptali ile... mirasçıları adına payları oranında tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar cevabında; davacı yanın iddialarının dayanaksız olduğunu, davacı tarafın 60 yıl önce yapıldığı iddia edilen, içeriği, tarafları belli dahi olmayan bir yazılı belgeye dayanarak dava açtığı, belgenin içeriğinin ispata muhtaç olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece önceki tarihli karar ile kök muristen intikal ettiği sabit olan taşınmazların, kök muris ... mirasçıları tarafından düzenlenen rızai taksimi gösteren protokole, dinlenen tanık beyanlarına, denetime elverişli bilirkişi raporlarına göre; murisin 1942 yılında vefatı ile ... mirasçılarının yaptıkları taksim sözleşmesi gereği bilirkişi raporunda tespit olunan taşınmazların davacıların mirasbırakanı...'a isabet ettiği gerekçesiyle, kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2016 tarihli ve 2016/17217 Esas - 2016/2724 Karar sayılı kararıyla; "Çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin 1951 yılında yapıldığı ve 525 ve 963 parsel sayılı taşınmazların 1979 yılında, 529 parsel sayılı taşınmazın 1975 yılında, diğer taşınmazların ise 1968 yılında kadastro tespitlerinin hükmen kesinleştiği, davacıların ise kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açtıkları, hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazlarının tapu kayıtlarının en son oluştuğu 1979 yılından davanın açıldığı 27.06.2003 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düşerek kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu." gerekçesiyle karar bozulmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 2212/2016 tarihli ve 2016/13149 Esas - 2016/10288 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09.03.2017 tarihli ve 2017/7 Esas - 2017/80 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile vekalet ücretine haşren davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazların müşterek kök murise ait iken, ölümüyle yapılan taksim sonucunda yakın miras bırakanları...’a isabet ettiği, taksim tarihinden başlayarak taşınmazların hükmen tescil tarihine kadar zilyetliğin miras bırakanları...’da olduğu, tarafların taksime riayet ettikleri, ayrıca taksim tarihinden sonra iyi niyetli biçimde zilyetliğin sürdürüldüğü, şu halde tapunun hukuki kıymetini yitirdiği belirterek, temyiz taleplerinin kabulü ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, yargılama sırasında keşif yapılarak dava değerinin güncellendiğini, eksik harcın tamamlandığını, davanın reddi nedeniyle nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne aykırı olduğu gerekçesiyle, vekalet ücreti yönünden hükmün bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi: "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." şeklinde düzenlenmiştir.
6.2.2. A.A.Ü.T’nin 7. maddesinin 2. fıkrası: "Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmünü içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucunda Gicik Köyü (Evveliyatı Kızılhisar) çalışma alanında bulunan 946, 947, 948, 949, 950, 952, 953, 954, 955, 956, 957, 958, 959, 963, 965, 966 parsel sayılı taşınmazlar ile imar sonucu 204 ada 1, 212 ada 6, 220 ada 4, 224 ada 3, 229 ada 5, 245 ada 2, 250 ada 5, 253 ada 2, 261 ada 7, 264 ada 6, 270 ada 6, 272 ada 1, 305 ada 5, 306 ada 10, 309 ada 1, 322 ada 5 parsel numarasını alan (evveliyatı 944, 945, 951, 960, 961, 962, 964 parseller) yüz ölçümleri tutanaklarında yazılı taşınmazlar tarafların kök murisi...oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
6.3.2. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
6.3.3. Somut olayda çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin 1951 yılında yapıldığı, kadastro tespitlerinin hükmen 1968, 1975 ve 1979 yıllarında kesinleştiği dosyaya getirtilen tapu kayıtlarıyla saptanmıştır. Davacılar ise kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açmışlardır. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazlarının tapu kayıtlarının en son oluştuğu 1979 yılından davanın açıldığı 27.06.2003 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği kuşkusuzdur.
6.3.4. Dairenin hükmüne uyulan bozma kararında da eldeki dava yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu hususuna değinilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bu gerekçe benimsenerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetli olmuştur.
6.3.5. Öte yandan, eldeki davanın hak düşürücü süre (dava şartı) nedeniyle reddine karar verildiğine ve bu gerekçeye göre de, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7/2. maddesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine maktu vekalet ücreti tayin ve takdiri yoluna gidildiğine göre, davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usule, yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 49,30’ar TL bakiye onama harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.