"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinden verilen 11/07/2018 gün ve 2018/759 Esas, 2018/674 Karar sayılı karar davacılar ... ve ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20/10/2021 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ... ... ile temyiz edilen davalı Tüm Avrasya Endüstri Gıda San. Tic. A.Ş. vekili Avukat ... geldiler. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Davacı ... ve arkadaşları vekili, çekişmeli bir kısım payları davalılar adına kayıtlı 123 (öncesi 102) parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki ve müştereklerinden harici satış senetleriyle bir kısım bölümlerinin satın alındığını, akabinde zilyetliğinin ardı ardına satışlarla müvekkilleri tarafından devralındığını, halen nizalı bölümlerinin vekil edenleri zilyetliğinde olduğunu, eklemeli zilyetliğin 70 yılı aştığını, taşınmazın kayıt malikleri veya mirasçıları tarafından kullanılmadığı gibi, zilyetliklerine de müdahale edilmediğini, belirterek tapu iptali ve tescilini, öte yandan kayıt maliklerinin ölümünden sonra TMK 713/2 maddesinde belirlenen sürenin fazlasıyla dolduğunu, açıklayarak, nizalı taşınmazın davalılar üzerindeki tapu kayıtlarının TMK 713/2 maddesine göre iptali ile vekil edenlerinin zilyetliğinde bulunan kısımların adlarına tesciline karar verilmesini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde davacıların öncelikle alım hakları olduğundan kullanımlarının tespiti ile önalım hakları nedeniyle adlarına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tüm Avrasya Endüstri Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili, davacının dayanağı zilyetlik devir senetlerinin hukuki değeri bulunmadığını, zira taşınmazın kadastro tutanağının 1966/1533 Esas ve 1991/270 Karar sayılı ilamla 14/10/1996 tarihinde kesinleştiğini ve hükmen kayıt oluştuğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu, TMK 713/2 maddesindeki ‘’ölmüş’’ sözcüğünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, kaldı ki somut olayda hükmen tescil tarihi ile iptal kararının verildiği tarih arasında davacılar yararına süre koşulunun oluşmadığını, vekil edeni şirketin taşınmazın çekişmeli payını kayıt maliki mirasçılarından tapu kaydına güven ilkesi gereğince satın aldığını, TMK 1023. maddesine göre edinimlerinin korunması gerektiğini, davacının paydaş olmaması nedeniyle ön alım hakkı olmadığı gibi, ön alım talebi yönünden kanunda belirlenen süresinin de dolduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... Uluslararası Nakliyat Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş vekili, tespit öncesi neden bakımından hak düşürücü sürenin dolduğunu, tespit sonrası zilyetlik bakımından ise nizalı parselin tescil kararının kesinleştiği tarihten, TMK 713/2 maddesindeki ‘’ölüm’’ nedeninin Anayasa Mahkemesince iptal edilerek yürürlüğün durdurulması kararı verildiği tarihe kadar geçen sürenin 20 yıldan az olduğunu, şufa hakkının hissedarlara tanınan bir hak olduğunu, vekil edeni ...'ın dava konusu parselde hissesini 25/10/2011 tarihinde, davalı ... Uluslarası Nakliyat Turizm Ticaret ve San A.Ş. hükmi şahsının ise 27/08/2013 tarihinde satın aldığını, her iki satış üzerinden de iki yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı yanın tespit öncesi sebeplere ilişkin iddiaları bakımından nizalı parselin tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolduğu, tespit tarihi ile tutanağın kesinleşme tarihi arasındaki sebepler bakımından, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle tapulu yerlerden olduğu, tapulu taşınmazların devrinin resmi şekle tabi olduğu, TMK 713/2 maddesinde yazılı ölüm nedenine ilişkin talep bakımından anılan maddedeki ölmüş sözcüğünün Anayasa Mahkemesince 17/03/2011 tarihinde 2009/58 Esas 2011/52 Karar sayılı kararla iptal edildiği ve tespitin kesinleştiği tarihle iptal tarihi arasında yirmi yıllık sürenin dolmadığı, önalım hakkının taşınmazın paydaşı olunması halinde kullanılabileceği gerekçesiyle, haricen satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescile yönelik davanın esastan reddine, şufa nedenine dayalı terditli davanın ise aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. karar davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile, kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki temyizi kabil kararlar 6100 sayılı HMK’nun 361. maddesi uyarınca belirlenmiş olup, aynı yasanın 361/1. maddesi hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemeleri’nin hukuk dairelerince verilen nihai kararlara karşı tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz isteminde bulunulabileceği düzenlenmiştir.
Öte yandan aynı kanunun 353/1-a/6 maddesi uyarınca Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan mevzuat ışığında somut olaya gelindiğinde, davacı tarafından temyiz talebi üzerine yapılan inceleme sonucunda, temyiz isteğine konu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2018/759 E.- 2018/674 K. sayılı kararının nihai karar mahiyetinde olmadığı, yerel mahkeme tarafından uyuşmazlığın esasıyla ilgili deliller toplanmadan hüküm kurulması nedeniyle kaldırma kararı verilerek dosyanın mahalline iade edildiği, şu halde istinaf mahkemesi tarafından uyuşmazlığın esastan halline yönelik temyizi kabil nihai bir karar verilmediği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, temyiz incelemesi yapılması mümkün bulunmadığından gönderilen evrakın yerel mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE, 20/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.