"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki temyize konu asıl dosyada tapu iptali ve tescil, birleşen dosyada müdahalenin men-i ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin karar davacılar vekili, tereke temsilcisi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ... vekili özetle; davacının kök murisi olan ... Ağa'nın malik olduğu, 5 ...1291 tarih 320/4 numaralı 440 dönüm yüz ölçümlü tapu ile 1330 Temmuz tarih ve 1 sıra numaralı tapu kayıtlarına ve kadimden beri zilyet olmalarına rağmen tapulama tespitleri sırasında tapu kayıtlarının ibraz edilmemesinden dolayı 511-560-562-564 ve 603 parsel sayılı taşınmazların sehven Hazine adına ham toprak vasfı ile tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile kök murisi ... Ağa mirasçılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sırasında ... ve ..., kök muris ... Ağa'nın mirasçısı oldukları ve Temmuz 1330, Nisan 1291 tarih 12 ve 13 sıra nolu tapu kaydı ile, Haziran 1298 tarihli tapu kaydına dayanarak davaya katılmışlardır.
Birleştirilen 1983/31 Esas sayılı dava dosyasında davacı Hazine vekili özetle: Hazine adına kayıtlı bulunan 603 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından sürülmek suretiyle müdahalede bulunulduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde davalının hiç bir şekilde hak ve tasarrufunun bulunmadığını belirterek davalının taşınmaza müdahalesinin menini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen 1983/301 Esas sayılı dava dosyasında davacı Hazine vekili özetle; Hazine adına kayıtlı 603 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından müdahalede bulunulduğunu, davalı adına 1982 yılına ait 145.250.00 TL ecrimisil tahakkuk ettirildiğini belirterek toplam 290.500.00 TL ecrimisil bedelinin ...'dan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen 1986/768 Esas sayılı dava dosyasında davacı ... köy tüzel kişiliği vekili özetle; 511-603-560-562-564 nolu parsellerin mera olup kadimden beri köy tüzel kişiliği tarafından mera olarak kullanıldığını, tapulama sırasında ham toprak vasfında kabul edilmek suretiyle davalı Hazine adına kaydedildiğini öne sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili özetle; dava konusu taşınmazlarda davacı tarafın hiç bir şekilde hakkı ve tasarrufunun bulunmadığını, dava konusu taşınmazlarla ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1966/582 Esas 1971/398 Karar sayılı kesinleşmiş kararının bulunduğunu, kesin hüküm nedeni ile davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen dava dosyalarının davalıları, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Dava dosyaları birleştirilerek Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/05/2012 tarihli ve 1982/97 Esas - 2012/294 Karar sayılı kararıyla asıl davada tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26/02/2013 tarihli ve 2012/8897 Esas - 2013/1349 Karar sayılı kararı ile; tapu iptal ve tescil davalarında, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup, davanın, mirasçılardan bir ya da birkaçı tarafından açılıp sürdürülebilme olanağının olmadığını, mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde, tüm mirasçıların davaya katılması veya davaya muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması zorunlu olup, somut olayda, son tereke temsilcisinin 2002 yılında vefat ettiği, ancak bundan sonra terekeye yeni temsilci atanmadığı gibi, tüm mirasçıların davaya katılımı ya da muvafakatlerinin de sağlanmadığının anlaşıldığı, açıklanan şekilde taraf teşkili sağlanmadan, sadece ölü ... mirasçılarının katılımı ile yargılamaya devam olunarak işin esasına dair hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de, Mahkemece, davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının tercümesi ile yetinilip, sözü edilen tapu kayıtlarının tüm tesis ve tedavüllerinin mahalli Tapu Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından istenmemesi doğru olmadığı gibi, 1293 tarihli tapu kaydı mahallinde uygulanmadığı halde, çekişmeli taşınmazlara uyduğunun kabul edilmesi ve tapu kayıtlarının sınırlarının niteliğine göre kapsamlarının yüz ölçümleri ile sınırlı olup olmadığının tartışılmamasının doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2013/415 Esas - 2017/932 Karar sayılı kararıyla, 19/04/2007 tarihli ziraat bilirkişisi raporuna göre dava konusu taşınmazların tarım arazisi olup yaklaşık 50-60 yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığı, killi toprak yapısına sahip kırmızı kahverengi topraklar grubunda kaba bünyeli su tutma kapasitesi yüksek %2-6 ile %4-6 arası eğime sahip olduğu, uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullanılan mutlak kuru tarım arazisi vasfında olduğu, 11/10/2017 havale tarihli fen bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere davacı ve asli müdahillerin dayandığı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğu, tapu kayıtlarının sınırlarına bakıldığında tapu kayıtlarının sabit sınırlar ihtiva etmemesi nedeniyle tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu, ayrıca keşifte dinlenen tanıkların beyanlarına göre; dava konusu taşınmazların ...'ın mirasçıları tarafından 70 yılı aşkın bir süredir ekip biçilmek sureti ile kullanıldığı, Hazinenin kesin hüküm itirazında bulunduğu 1966/582 Esas - 1971/398 Karar sayılı dosyada tarafların ve hukuki sebebin farklı olmasından dolayı kesin hüküm teşkil etmeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, 11/10/2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 603 parsel sayılı taşınmazda (E) harfi ile gösterilen 40.000 m2'lik bölüm, 562 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen 10.000 m2'lik bölüm, 511 parsel sayılı taşınmazda (G) harfi ile gösterilen 30.000 m2'lik bölüm, 560 parsel sayılı taşınmazda (İ) harfi ile gösterilen 30.000 m2'lik bölümlerin Hazine adına olan tapu kayıtlarının kısmen iptali ile Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/11/1983 tarihli ve 1983/110 Esas - 1983/796 K. sayılı veraset ilamında belirtilen veraset oranlarına göre ... oğlu ... Ağa mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline; birleştirilen 1983/31 ve 1983/301 Esas sayılı davalarda davacı Hazinenin meni müdahale ve ecrimisil taleplerinin reddine, birleştirilen 1986/368 Esas sayılı davanın HMK'nın 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, ... Ağa tereke temsilcisi vekili ve davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı ... mirasçıları vekili ile ... Ağa tereke temsilcisi vekili özetle; bozma kararında belirtilen dayanak 1293 sayılı tapu kaydı ile tüm tesis ve tedavülleri getirtilmeden keşif yapıldığını, dayanak tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğunun belirlendiğini, davacıların ve diğer mirasçıların taşınmazları uzun yıllardır kullanmasına rağmen Mahkemece zilyetlik hususunun değerlendirilmediğini, keşifte mahalli bilirkişilerin tapu kayıtlarında okunan sınırların en az üç yönünü eksiksiz şekilde gösterdiklerini, Mahkemece bilirkişi raporunda; (E,) (A,) (G,) ve (İ) harfleri ile gösterilen kısımların neye göre belirlendiği hususunun açıklanmadığını zira mirasçıların taşınmazın tamamına zilyet olduklarını, Mahkemece tapu kayıtlarının miktarına itibar edilmesine rağmen mevki itibarı ile itibar edilmemesinin çelişki olduğunu, davanın 36 yıl sürdüğünü, kadastro tutanak tanıkları, mahalli bilirkişilerin öldüğünü, tapu kayıtları üzerinde gerçek inceleme yapacak uzmanın kalmadığını, davanın açılmasından hemen sonra delillerin eksiksiz tam olarak toplanmamasının sonuçlarının davacı tarafa yükletilmesinin doğru olmadığını belirterek açıkladıkları ve resen tespit edilecek gerekçelerle kısmen ret kararının bozulmasını talep etmişlerdir.
5.2. Davalı Hazine vekili özetle; bozma kararında belirtilen eksiklikler giderilmeden keşif yapılıp bilirkişilerden rapor alındığını, davacının davaya dahil edilen mirasçıların 2017 tarihinde yapılan keşifte mahalli bilirkişi olarak dinlenildiğini, 1288 yılından sonraki tarihli tapu kayıtlarının resmi tapu kaydı olarak kabul edilip karara esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın dayandığı 29 Temmuz 1300 tarihli tapu ile Temmuz 1330 tarihli tapu kayıtlarının Kırşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/582 Esas sayılı dosyasında uygulandığını, bu dosyanın taraflarının davacıların murisi olması nedeniyle kesin hüküm olması gerekirken Mahkemece hukuki sebeplerin farklı olduğu belirtilerek kesin hüküm itirazlarının ret edildiğini, davacının dayanak tapu kayıtlarında miri arazi olduğu yazılı olduğundan miri arazilerin mülkiyeti Devlete ait olup özel mülkiyete konu olmayacaklarını, birleştirilen ve Hazinenin davacı olduğu müdahalenin men-i ve ecrimisil davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek ve resen belirlenecek sebeplerle yerel Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu kaydı ve kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu, ... köyü çalışma alanında bulunan 511, 560, 562, 564 ve 603 parsel sayılı 414.400, 184.800, 355.600, 1069.000 ve 184.800 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesinde; tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde
“A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır .” düzenlemesi mevcuttur.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Mahkemece davacıların dayanak tapu kayıtlarından, Arşiv Daire Başkanlığından ulaşılabilen tapu kayıtlarına değer verilerek bu tapu kayıtlarının zeminde uygulanması ve bu tapu kayıtlarının hudutları itibarı ile gayri sabit sınırlı olduğu kabul edilerek miktarı itibarı ile değer verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak dayanak tapu kayıtlarının, çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı yöntemince belirlenmemiştir. Bir tapu kaydının taşınmaza aidiyetinin kabulü için köy ve mevkinin uyması ve ayrıca taşınmazın konumuna göre en az 2 veya 3 sınırın ayırt edici ve sabit nitelikleriyle taşınmazı kapsaması zorunludur. Davacı tarafın dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası getirilmemiş, revizyon durumu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle revizyon gördüğü taşınmazların tutanakları celp edilmemiş tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği hususu araştırılmamış, tüm komşu taşınmazlara ait kadastro tutanak ve dayanak belgeler getirilmemiş, öte yandan, davacı taraf tapu kaydının yanında zilyetliği de dayandığı halde taşınmazların davacıların dayanak tapu kaydının kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığı, davacıların ataları tarafından imar-ihya edilip edilmediği ve davacılar lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı da yöntemine uygun biçimde belirlenmemiştir. Ayrıca davacı taraf, tereke adına tescil istemesine rağmen kök muris ve mirasçıları adına belgesizden taşınmaz kaydı yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, kök muris adına kayıtlı Temmuz 1330 tarih 1 sıra no.lu, Nisan 1291 tarih 12 ve 13 sıra no.lu tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm gitti kayıtları ile başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği Tapu Müdürlüğünden sorularak revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tespit tutanakları Kadastro Müdürlüğünden, çekişmeli taşınmaza tüm komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları, hükmen ya da ihdasen oluşan tapu kayıtları bulunmakta ise oluşumlarına ilişkin ilam, belge ve haritalar, başka davanın konusu olanlar bulunmakta ise ilgili dava dosyaları ile getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2011 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili kurumlardan celp edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, üç kişilik kadastrocu/fen bilirkişi kurulu, ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, tapu kayıtlarının haritası uzman teknik bilirkişi eliyle zemine uygulanarak kapsamı yöntemine uygun biçimde belirlenmeli, tapu kayıtlarının haritasının bulunmaması ya da uygulanma kabiliyetinin olmaması halinde tapu kayıtlarının sınırları tespit bilirkişileri ve yerel bilirkişilere tek tek okunmak suretiyle zeminde gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişiler tarafından gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde işaretlenerek tapu kaydının kapsamı duraksamasız şekilde saptanmalı, tapu kayıt uygulamasında varsa kaydın revizyon gördüğü parseller de dikkate alınmalı, Nisan 1291 tarih 12 sıra numaralı tapu kaydının iki hududu ... ve... olarak sabit kişi yerleri, diğer iki hududun ise isimsiz yol ve çukur şeklinde olması, Nisan 1291 tarih 13 sıra numaralı tapu kaydının sınırları Tepe, Öz, Bağdatlı Tariki ve Hali şeklinde, Temmuz 1330 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydının sınırları; Şarken; Memik Çeşmesi, ...,; ...r, ...; ..., ...; ... okuması, pınar ve çeşme gibi sınırların nokta sınırlar olup taşınmazın o yönünü tamamen kapsamadığı, diğer sınırların da sabit sınır kabul edilemeyeceği gözetilerek kaydın miktarı ile geçerli olacağı düşünülmeli, çekişmeli taşınmazların kısmen veya tamamen tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi hakka istinaden kullanıldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliği ile imar-ihya ve zilyetlik durumunu belirtir bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazı tüm yönleriyle gösterir yakın plan fotoğrafları çektirilerek dosyaya konulmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazın öncesinin ne olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlemesi istenilmeli; teknik bilirkişilerden ise, uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki alınmalı (Komşu taşınmazlara ait dayanak kayıtlar da fen bilirkişi raporunda uygulanıp dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulmalı ve kayıtlar tek tek denetlenmeli) ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.