Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3466 E. 2022/396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın davacılar tarafından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurmasına rağmen, imar planının yürürlüğe girdiği tarihe kadar kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçip geçmediği, dede ve babaları adına belgesiz araştırma yapılıp yapılmadığı, hava fotoğrafı incelemesi yaptırılıp yaptırılmadığı gibi hususların yeterince araştırılmaması ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvuru talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I.DAVA

Davacı ... ve arkadaşları, Bolu İli Merkez İlçe ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın kök murisleri ... oğlu ...’in iken murisin sağlığında ilk eşi ...’den olma davacı ... ve ...’in babası ..., ...’in ikinci eşi ...’den olma davacı ... ve ...’nin babası ... ... ... ile diğer davacı ...’nın babası ...’ya bıraktığını, uzun yıllar babalarının çekişmeli bölümü ekip biçtiklerini, kendilerinin de murislerinin vefatından sonra eklemeli zilyet olarak tasarruf ettiklerini ileri sürerek, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil harici bırakılan bu bölümün miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II.CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş aynı zamanda dava konusu edilen yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ..., somut uyuşmazlıkta davacılar lehine olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar Ankara Bölge Adliye Mahkemesince “davacıların aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı belirlenmeden işin esasına girilmiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek" mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş tekrar yapılan yargılama sonucunda Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2017 tarihli 2017/186 Esas 2017/348 Karar sayılı kararıyla, zilyetlikle iktisap şartlarının davacı taraf lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 05.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 733.45, (B) harfi ile gösterilen 55.79, (C) harfi ile gösterilen 260.62, (D) harfi ile gösterilen 39.40, (E) harfi ile gösterilen 74.97 metrekare olmak üzere toplam 1.164.27 metrekarelik alanın davacılar adlarına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1.Davalı Hazine vekili özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf mahkemesinin ilamında bahsedilen hususların açıklığa kavuşturulmadığını, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun yeterince araştırılmadığını, kazandırıcı zamanaşımı iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının tam olarak tespit edilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli 2018/612 Esas 2018/1294 Karar sayılı kararıyla dava konusu edilen taşınmaz bölümünün tesis kadastrosu sırasında iki mahalle arasında sehven boşluk olarak bırakıldığı bu nedenle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılmasının mümkün oluğu, dava konusu taşınmazın batısında bulunan komşu 428 parsel sayılı taşınmaza kadastro sırasında uygulanan tapu kaydının taşınmaz yönünü "..." olarak okuduğu, ... oğlu ...’in davacı tarafın kök murisi ... oğlu ...olduğu, dava konusu taşınmazın kök muris ...’e ait olduğu, sağlığında davacı tarafın murislerine bağışlandığı sonrasında davacı tarafça kullanıla geldiği, davacı taraf yararına TMK’nın 713. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle; istinaf talebinin kısmen kabulüne, Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 05.04.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 733.45, (C) harfi ile gösterilen 260.62, (D) harfi ile gösterilen 39.40, (E) harfi ile gösterilen 74.97 metrekare olmak üzere toplam 1.108.44 metrekarelik alanın davacılar adlarına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 55.79 metrekarelik kısmın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4721 sayılı TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddesi gereğince açılan tescil davasıdır.

3.2. Değerlendirme

Ne var ki Mahkemece, dava konusu bölüm üzerinde, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın imar planı kapsamına alınma tarihinin 1986 yılı oluğu belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece bu tarihe kadar davacılar lehine kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçip geçmediği ayrıca denetlenmemiştir. Ayrıca davacıların kök murisi dedeleri ile babaları adlarına usulüne uygun belgesiz araştırması yapılmamıştır. Öte yandan bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde mahkemece uzman bilirkişilere hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmamıştır. Taşınmazın imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve üzerinde ekonomik amacına uygun olarak sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı hususlarında somut verilere dayalı açıklama içermeyen yetersiz tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, ... Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz ın imar planı onay tarihi olan 1986 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle ... Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı;

Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğe ara verilip verilmediği, taşınmazın terk edilip edilmediği, zilyetlik mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, dava konusu taşınmaza batı yönünden komşu 428 parsel sayılı taşınmaza kadastro sırasında uygulanan tapu kaydı taşınmaz yönünü ‘ ... ‘ olarak okuduğundan davacıların dedesi ...’in tapu kaydında okunan ...adlı kişi olup olmadığı, 2016 yılında yapılan keşifte dava konusu taşınmazı ‘... ‘ lakaplı kişilerin kullandığı belirtildiğinden ... lakaplı kişiler ile ... adlı kişilerin aynı kişiler olup olmadığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli;

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın öncesinin imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;

Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

Bundan sonra 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacıların babaları ile dedesi adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz imar planı kapsamına alınma tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI.SONUÇ

Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371/1-a maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.01.2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.