"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki tarihli kararının, davalı ..., davalı Uludağ Elektrik A.Ş. ve davalı Gökçeada Özel İdare Müdürlüğü tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme neticesinde kısmen onanıp kısmen bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda temyize konu taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ... İşletmeleri A.Ş vekili, kadastro sonucunda davalı ... adına tapuya kayıt ve tescil edilen çekişmeli 321 ada 1, 18, 23, 28, 29; 322 ada 2, 3; 323 ada 1, 2, 4, 6; 324 ada 1 parsel sayılı, davalı Elektrik İdaresi adına tapuya tescil edilen 323 ada 5 parsel sayılı, Gökçeada Özel İdare Müdürlüğü adına tapuda kayıtlı 324 ada 3 parsel sayılı ve davalı Gökçeada Belediye Başkanlığı adına kayıtlı 325 ada 2 parsel sayılı taşınmazların teşekküllerine ait eski sicilden gelen tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını, liman inşası için yapılan kamulaştırma sonucunda dayanak tapu kayıtlarının oluştuğunu; çekişmeli taşınmazların liman sahası olarak tayin edilen kamulaştırma planı kapsamında kaldığını, taşınmazların Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca düzenlenen devir tutanağı içeriğine göre davacı ... İşletmeleri A.Ş.’nin kullanımına bırakıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
Davacı vekili, 26.02.2010 tarihli ilk bozma kararından sonra dosyaya ibraz ettiği ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde belirtmediği 137 ada 1, 2, 45 ve 47 parsel sayılı taşınmazların mülkiyeti teşekküllerine ait olup, kamulaştırma sonucunda oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı hususunun yargılama sırasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları ile belirlendiği iddiasıyla bahsi geçen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı kurum adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde davanın konusu taşınmazların kapsamında başkaca Devlet kuruluşlarına ait hizmet yapıları mevcut olup, yine davacı tarafın sözünü ettiği Bakanlar Kurulu kararı ve devir işlemlerinden önce bu kuruluşlara tahsisler yapıldığını, bu nedenle öncelikle taşınmazların başında keşif yapılarak tespit edilen kuruluşlara davanın ihbar edilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddiasına dayanak olarak eski tapu kayıtlarını gösterdiği oysa eski tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında başkaca taşınmazlara revizyon gördüğü, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalı Özel İdare Müdürlüğüne ve Gökçeada Belediyesine dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi ibraz etmemiş, yargılama sırasında davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı TEDAŞ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi sunmamış, oturumlara da iştirak etmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.12.2005 tarihli, 2000/149 Esas, 2005/116 Karar sayılı kararıyla davacının tutunduğu tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazların bazılarını tamamen; bazılarını ise kısmen kapsadığı, taşınmazların liman hizmet sahasında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 321 ada 18, 23, 28, 29, 322 ada 3, 323 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 321 ada 1 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda sarı renkle gösterilen bölümünün, 324 ada 3 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 59.296,77 metrekare yüzölçümündeki bölümünün, 325 ada 2 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 5.498,94 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 322 ada 2, 323 ada 1, 2 ve 324 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda mevzu bahis edilen kararı davacı ... İşletmeleri A.Ş. vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesinin önceki tarihli kararının davacı ... İşletmeleri A.Ş. vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 16.11.2006 tarihinde verdiği 2006/2565 Esas, 2006/3713 Karar sayılı karar ile: "Taşınmazların bulunduğu yerde kamulaştırma yapıldığı, çekişmeli taşınmazların Belediye hudutları içinde kaldığı ve bir bölüm taşınmazın sınırında da eylemli biçimde “Ege Denizi” deniz sınırının bulunduğu, tutunulan bir bölüm tapu kaydının ise ifraz gördüğü ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının oluştuğu dikkate alındığında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmazlara sınırında dıştan komşu taşınmazları bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden, belediye hudutları içerisinde kaldığı saptanan taşınmazların bulunduğu bölgede imar düzenlemesi yapılmış ise onaylanıp onaylanmadığını, onaylanmış ise onay gününü gösterecek şekilde imar planı ve eki belgeler belediye tüzel kişiliğinden, kamulaştırma haritası ve kıyı kenar şeridini belirleyen harita ve eki belgeler ise ölçeklerini gösterecek şekilde merciinden kamulaştıran idare ile mülki amirlikten ayrı ayrı getirtilmeli, bölgede 3621 sayılı Kanun uyarınca yetkili idari merciler tarafından kıyı kenar şeridi belirlenmiş ve bu yönetimsel işlemde yöntemine uygun biçimde kesinleşmiş ise kıyı kenar şeridini belirleyen harita ve eki belgeler de mülki amirlikten getirtilmeli, bölgede 3621 sayılı Yasa uyarınca kıyı kenar şeridi belirlenmemiş ya da belirlendiği halde bu yönetimsel işlem kesinleşmemiş ise bu doğrultudaki araştırmanın 08.04.1972 tarihli (4/6) sayılı İ.B.K uyarınca yapılacağı düşünülmeli, tutunulan kök tapu kayıtları ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtları ve eki belgelerde yerinden getirtilmeli, sözü edilen kayıt ve belgeler yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi fen memuru, uzman jeolog bilirkişi hazır olduğu halde tüm haritaların ölçekleri eşitlenerek yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişiler eliyle yerlerine haritalar çakıştırılarak uygulanmalı, uygulamada kadastro paftasında tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerinde tarif edilen doğal ya da yapay sınır yerleri ile arz üzerinde değişmez nitelikteki sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmak suretiyle dava ve temyize konu taşınmazların hukuki ve eylemli durumu bu yolla duraksamaya meydan verecek şekilde belirlenmesi sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için zorunludur. Ne varki Mahkemece bu doğrultuda yöntemine uygun bir araştırma ve soruşturma yapılmamıştır. Öte yandan tutunulan tapu kayıtlarının yerine uygulaması da yetersiz olup yöntemine de uygun değildir. Hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporu ve eki haritada kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun biçimde gösterilmediğinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermediğinden yetersiz, saptanan bilirkişi düşüncesi ise soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir.
O halde saptanan dava niteliği ile az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ayrıca dayanılan tapu kayıtlarının dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazlarla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve kaydın kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi tapu fen memuru uzman jeolog bilirkişi tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 20.maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları ve dayanağı belgeler kıyı kenar şeridini belirleyen yönetimsel işlemler imar planı yapılıp onaylanmış ise bununla ilgili belgeler, kamulaştırmayla ilgili belgeler ve sözü edilen yönetimsel işlemlerin dayanağı haritalar az yukarıda vurgulandığı gibi haritaların tümünün ölçekleri kadastro paftasının ölçeği ile eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanmalı, tapu kayıtlarının uygulamasında kayıtların revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar özellikle gözönünde tutulmalı, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan kök tapu kayıtları ve ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kamulaştırma ve kıyı kenar şeridini belirleyen ve onaylanmış olmak koşuluyla onaylanmış imar planının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, uygulamada ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydı içerisinde aranmasının zorunlu olduğu düşünülmeli, dava konusu taşınmazların tümü ya da bir bölümü dayanılan tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri kıyı kenar şeridini belirleyen haritanın kapsamı dışında kalması halinde bu bölümler yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri ile taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, uzman bilirkişilerden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrı ayrı ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra kesinleşen yönler dikkate alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir." gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli, 2007/64 Esas, 2013/120 Karar sayılı kararı ile davacının tutunduğu tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazların bazılarını tamamen; bazılarını ise kısmen kapsadığı, taşınmazların liman hizmet sahasında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, temyiz konusu 321 ada 23; 322 ada 2, 3; 323 ada 4, 6; 323 ada 5 ve 137 ada 47 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, fen bilirkişiler ... ve ... tarafından hazırlanan 04.10.2011 tarihli rapora ekli haritada çekişmeli 324 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 59.296,77 metrekarelik, çekişmeli 321 ada 1 parsel sayılı (F) harfi ile gösterilen 28.500 metrekarelik, çekişmeli 321 ada 18 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 833,37 metrekarelik bölümleri ile fen bilirkişileri ... ve ... tarafından hazırlanan 06.09.2013 havale tarihli ek rapora ekli haritada çekişmeli 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (1-A) harfi ile gösterilen 33.827,36 metrekarelik, çekişmeli 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (2-A) harfi ile gösterilen 390,16 metrekarelik ve çekişmeli 137 ada 45 parsel sayılı taşınmazın (45-A) harfi ile gösterilen 746,73 ve (45-B) harfi ile gösterilen 1332,15 metrekarelik bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescillerine karar verilmiştir.
4. Bozma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Gökçeada Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda anılan kararı davalı ... vekili, davalı Uludağ Elektrik A.Ş. vekili ve davalı Gökçeada Özel İdare Müdürlüğü temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
5.Bozma Kararı
Mahkemenin 04/12/2013 tarihli, 2007/64 Esas, 2013/120 Karar sayılı yukarıda bahsi geçen kararının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.05.2016 tarihinde verdiği 2016/2883 Esas, 2016/5630 Karar sayılı karar ile:
5.I- Çekişmeli 323 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Mahkemece, 20.12.2005 tarihli önceki karar ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu karar davalı Uludağ Elektrik A.Ş. ( TEDAŞ ) tarafından temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Önceki karar, karar aleyhine olan davalı Uludağ Elektrik A.Ş. yönünden kesinleşmiş olup yeniden aynı yönde kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından davalı Uludağ Elektrik A.Ş.'nin temyiz isteminin reddine,
5.II- Çekişmeli 324 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Mahkemece, 20.12.2005 tarihli önceki karar ile çekişmeli taşınmazın 19.10.2005 havale tarihli rapora ekli haritada (B) harfi ile gösterilen 59.296,77 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, reddedilen bölüme ilişkin hüküm davacı tarafından, kabul edilen bölüme ilişkin hüküm ise davalı Gökçeada Özel İdaresi tarafından temyiz edilmiştir. Davalı Gökçeada Özel İdaresinin 20.12.2005 tarihli hükme yönelik temyiz isteği, Yerel Mahkemece, temyiz talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve bu ret kararı temyize konu edilmemiştir. Anılan önceki karar; davacı tarafın temyizi üzerine sonraki hükme esas alınan raporla uyumlu olan 19.10.2005 havale tarihli rapora ekli haritada (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda verilen aynı nitelikteki kararın bu kez davalılardan Gökçeada Özel İdaresi tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Önceki karar, kararı temyiz etmeyen davalı yönünden kesinleşmiş olup, davalı Gökçeada Özel İdaresinin yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından davalı Gökçeada Özel İdaresinin temyiz isteminin reddine,
5.III- Çekişmeli 321 ada 23, 322 ada 2, 3; 323 ada 4, 6 parsel sayılı taşınmazlar ile 04.10.2011 tarihli rapora ekli haritada çekişmeli 321 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen 28500 metrekarelik ve çekişmeli 321 ada 18 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 833,37 metrekarelik bölümlerine yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...'nin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükümlerin onanmasına,
5.IV- Çekişmeli 137 ada 1, 2, 45 ve 47 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; kadastro sonucu, çekişmeli 137 ada 1, 2 ve 45 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına, çekişmeli 137 ada 47 parsel sayılı taşınmaz ise davalı Gökçeada Özel İdaresi adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... İşletmeleri A.Ş. dava dilekçesinde; söz konusu parselleri davaya konu etmemiş, Yargıtay bozma kararından sonra 26.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adına tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, çekişmeli 137 ada 47 parsel sayılı taşınmazın tamamının, çekişmeli 137 ada 1, 2 ve 45 parsel sayılı taşınmazların ise bir bölümünün tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme hatalı olmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2011 tarih, 2011/1-364 Esas ve 2011/453 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, ıslahla kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı; bu bağlamda sadece bazı parseller hakkında açılmış davada peşin karar ve ilam harcı yatırılmak ve ıslah talebi olduğu belirtilmek suretiyle başta dava edilmeyen “137 ada 1, 2, 45 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar hakkında da karar verilmesi” istemiyle verilen dilekçedeki istemin hukuken “ıslah” olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu yolla ayrı bir dava konusu teşkil eden unsurlar mevcurların mevcut davaya dahil edilemeyeceği; bozma kararından sonra ıslah yapılmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle 137 ada 1 parsel, 137 ada 2 parsel, 137 ada 45 parsel ve 137 ada 47 parsel sayılı taşınmazlara ilişin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
7. Bozma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda bahsi geçen kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu bir kısım taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasınarağmen Hazine aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.
9.2 İlgili Hukuk
Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 177. maddesinde
‘’(1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.
(2) (Ek:22/7/2020-7251/18 md.) Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.
(3) Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.’’ hükümleri düzenlenmiştir.
9.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV./6.) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.