Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3651 E. 2022/4906 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir mahkeme kararına karşı, tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle yargılamanın iadesi talep edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın iadesi için HUMK m.445'te sayılan sınırlı sebeplerin varlığı aranması ve davada ileri sürülen tebligat usulsüzlüğünün bu sebepler arasında yer almaması gözetilerek, yerel mahkemenin yargılamanın iadesi talebini reddeden kararı, gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde yargılamanın iadesini talep eden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davalı ... vekili, Mahkemenin kesinleşen 1980/266 Esas, 1998/176 Karar sayılı dava dosyasında davalılara yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını ileri sürerek yargılamanın iadesi yoluyla hükmün ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Yargılamanın iadesi talep edilen davacılar vekili, ileri sürülen hususların yargılamanın iadesini gerektirecek nedenlerden olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/266 Esas, 1998/176 Karar sayılı kararının 22/06/1999 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren ...nın 377/1-e maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle yargılanmanın iadesi talebinin HMK’nın 379/2. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesini talep eden davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, yargılamanın iadesine konu Mahkeme kararının davalıya yöntemince tebliğ edilmediğini, bu husus yargılamanın iadesi sebeplerinden olduğu halde talebin hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yargılanmanın iadesi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3.maddesinde “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez. (Metindeki "454" ibaresi 7251 sayılı Kanun ile "444" olarak değiştirilmiştir.)

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.”

3.2.3.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 445.maddesinde,

“Katiyen verilen veya katiyet iktisap etmiş olan kararlar hakkında aşağıdaki sebeplere binaen iadei muhakeme talep olunabilir:

1– Muhakeme esnasında esbabı mücbireye veya lehine hükmolunan tarafın fiiline binaen elde edilemiyen bir senet veya vesikanın hükmün itasından sonra ele geçirilmiş olması,

2– Hükme esas ittihaz olunan senedin sahteliğine karar verilmiş veyahut senedin sahte olduğu mahkeme veya bir mevkii resmide ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki karar hükümden evvel ittihaz olunup iadei muhakeme talebinde bulunan kimsenin, hüküm zamanında bundan haberi bulunmamış olması,

3– Hükme esas ittıhaz olunan bir ilam hükmü fesih ve nakzolunarak kaziyei muhkeme teşkil etmek suretiyle külliyen mürtefi olması,

4– Şahadeti hükme esas ittihaz olunan şahidin hükümden sonra yalan şahadetle mahküm edilmiş olması,

5– Ehlihibrenin kasten hilafı hakikat ihbaratta bulunduğunun hükmen tahakkuk etmesi,

6– Mahkümunlehin yalan yere yemin ettiği ikrarı veya beyyinei tahririye ile sabit olmuş olması,

7– Mahkümunleh tarafından hükme müessir diğer bir hile ve hud'anın kullanılmış olması,

8– Vekil ve mümessil olmıyan kimseler huzuriyle davanın rüyet ve hükmedilmiş olması,

9– Davayı rüyetten istinkaf etmeğe kanunen mecbur olan hakim huzuriyle muhakemenin rüyet ve hükmedilmiş olması,

10– İki tarafı ve sebebi müddehit bir dava hakkında sadır olan bir ilama mugayir yeni bir ilam suduruna sebep olabilecek bir madde yokken yine o mahkeme veya diğer bir mahkeme tarafından evvelki ilamın hükmü hilafında bir hüküm ve karar verilmiş olup da her iki ilamın katiyet kesbetmesi.

11– Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkumiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1.İstek, yargılamanın iadesine ilişkin bulunmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtilafın, ek karar tarihi olan 26.01.2016 tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK’nın geçici 3.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’un "İadei Muhakeme" başlıklı 445. maddesine göre çözümlenmesi zorunludur.

3.3.2.Somut olayda, yargılamanın iadesine konu edilen hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra iade talep edilmiş, Mahkemece 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Ne var ki; geçici 3. madde uyarınca HUMK'un 377. maddesinin ve buna göre HUMK'un 447. maddesinde öngörülmeyen 10 yıllık hak düşürücü sürenin bu davada uygulanamayacağı gözden kaçırılmıştır.

3.3.3.Ancak, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 445. maddesinde yargılamanın yenilenmesi nedenleri sınırlı olarak belirtilmiştir. İleri sürülen hususlar bu nedenlerden hiçbirine uymadığı dosya kapsamı ile sabittir.

3.3.4.Hal böyle olunca Mahkemece (3.3.3.) no.lu bentte açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile (3.3.2.) no.lu bentte yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilip düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; yargılamanın iadesini talep eden davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3.3.3.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle doğru olan Mahkeme kararının gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.