"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilkderece mahkemesince davanın reddine ilişkin karara karşı davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili 30.05.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkillerinin kök muris ... ...'nın kızı olan ... ...'nin çocukları olduğunu, davalının ise ... ...'nın erkek çocuğu olduğunu, müvekkillerinin murisi ... ...'dan miras yoluyla intikal eden Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, ... Köyü 105 ada 64, 100, 107, 109, 10 parsel, 106 ada 123, 135, 166, 167, 168, 162 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında müvekkilleri ve davalı arasında hisseli olarak yazılması gerekirken tamamının hukuka aykırı olarak davalı adına tescil ettirildiğini, mirasçılar arasında bugüne kadar yapılmış geçerli bir taksimin de söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların veraset ilamındaki payları oranında müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacılar tarafından müvekkiline karşı açılan tapu iptali ve tescil davasının hukuki mesnetten yoksun olup reddi gerektiğini, davacıların annesinin ... ...'dan kendisine intkal eden taşınmazlardaki hissesini müvekkiline sattığını, HMK 'ya uygun düzenlemiş köy senetleri ile davacıların annesinin muris ...'ten kendisine kalan taşınmazlardaki hisselesini müvekkiline sattığını ve teslim ettiğini, annelerinin hak ve hissesini sattığı halde ve çocuklarının da bu durumu bilmesine rağmen tekrar müvekkilinden muristen kalan taşınmazlardan hak ve hisselerin talep edilmesinin davacıların kötü niyetli olduklarının açık göstergesi olduğunu, bu nedenlerle yersiz ve hukuki mesnetten yoksun olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin 25/12/2018 tarih 2017/338 Esas 2018/611 Karar sayılı kararıyla, davacılar murisi ...’nin miras hissesini kardeşi Selami’ye sattığı miras payına karşılık para ve mal aldığı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, davalılar tarafından sunulan iki senedin birbiri ile çelişkili olduğunu, ayrıca yapılan keşifte dava konusu parsellerden bir kısmının senet ile uyuşmadığını ancak buna rağmen mahkemece senede uyan ve uymayan taşınmazlar arasında ayrım yapılmaksızın taşınmazların tamamı yönünden red kararı verildiğini, senedin gerçek olduğunu kabul etmediklerini ve gerçek olduğu varsayılsa dahi bir çok taşınmazın senetle uyuşmadığını, bu durumda senetle uyuşmayan taşınmazların satışa konu olmadığının kabulü gerektiğini, bunun da müvekkillerine miras hakkı doğuracağını, yerel mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini bu nedenle istinaf taleplerinin kabulü ile, hatalı değerlendirme ile verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12/09/2019 tarih 2019/513-563 E-K sayılı kararıyla, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, delil olarak sunulan senetler, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacılar dava konusu taşınmazların kök muristen kaldığını, annelerinin miras haklarının bulunduğunu ve kendilerine verilmediğini iddia etmiş iseler de, dosyadaki resmi belge, tutanaklar, yöreyi bilen yaşlı ehil mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanlarıyla da sabit olduğu üzere, kadastro geçmeden önce dosyaya sunulan gayrimenkul satış ve zilyetliğin devir ve nakil senedi başlıklı senette adı geçen ...'nin davacılar annesi ... olduğu, köyde herkes tarafından ... adıyla bilindiği, ...'nin muristen gelen miras hakkını kardeşi olan davalı ...'ya sattığına dair parmak mühürlü ve imzalı olarak senet düzenlendiği, ...'ye miras hakkına karşılık olarak tarla, inek ve bir miktar para verildiği anlaşıldığından davacıların annesi ...'nin kendi hür iradesi ile kadastrodan önce muris ...'ten gelen miras hakkından feragat etmiş olduğunun sabit olduğu, bu hali ile davacıların davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, aşamalarda da ifade ettiği gibi, iki ayrı senet sözkonusu olduğunu, senetlerin birinde imza, diğerinde parmak izinin mevcut olduğunu, ancak istinaf mahkemesinin senetlerde imza ve parmak izi bulunmasını müvekkilleri aleyhine olarak değerlendirdiğini, oysaki parmak basan birisi imza atamayacağı imza atabilen birisi de parmak basamayacağını, senetler arasındaki çelişkinin giderilmediğini, yapılan keşifte dava konusu parsellerden bir kısmının senet ile uyuşmadığının anlaşıldığının, ancak buna rağmen mahkemece senede uyan ve uymayan taşınmazlar arasında ayrım yapılmaksızın taşınmazların tamamı yönünden red kararı verildiğini, oysaki, öncelikle senedin gerçekliğinin sorgulanması, senetler arasındaki çelişkinin giderilmesi, sonuca göre karar verilmesini, Senedin gerçek olduğu kabul etmemekle birlikte, gerçek olduğu varsayılsa dahi birçok taşınmazın senetle uyuşmadığını, uyuşmayan taşınmazların satışa konu olmadığının kabulü gerekeceği, bu hususun da gözardı edilerek ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep eder.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı miras payına yönelik açılan tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
TMK- 640, 701 ve 702. maddeleri
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Davacı taraf, dava konusu taşınmazların kök muris ... ...’dan intikalen geldiğini, taksim olmadığı halde taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini iddia ederek miras payları oranında adlarına tescilini talep etmiş, davalı taraf ise 10/05/1964 ile 09/03/1966 tarihli köy senetleri ile davacıların annesi ...’nin(köyde ... olarak bilinen) miras hissesini davalıya sattığını savunmuş, çekişmeli taşınmazlar 2007 yılında yapılan kadastro sonucunda irsen intikal, harici satım ile davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, çekişmeli taşınmazlardan 106 ada 162,168 parsel ve 105 ada 10 parsel sayılı taşınmazlar ise 3. şahıslar adına tespit ve tescil edildikten sonra satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiştir.
3.3.2. Dosyaya delil olarak sunulan senetler, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından davacıların annesi ...'nin kendi hür iradesi ile kadastrodan önce muris ...'ten gelen miras hakkından vazgeçmiş olduğunun sabit olduğu, bu hali ile davacıların davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye harcın temyiz edenlerden alınmasına, 18/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.