"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucu Bulanık İlçesi, Elmakaya Köyü çalışma alanında bulunan 226 parsel sayılı 65.700,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 23.07.1948 tarih, 60 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı ve irsen intikal sebebine dayanılarak davalı ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacı ......, çekişmeli taşınmazın tapu kütüğünde 23.07.1948 tarih, 44 sıra nolu kendisine ait tapu kaydının kapsamında kaldığı ve kadastro tespiti esnasında tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uygulanmadığı iddiasıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama esnasında 22.07.2003 tarihinde davacı ...... ölümüyle terekesine temsilci olarak Bulanık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/172 Esas ve 2007/424 Karar sayılı kararıyla ... tayin edilmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ...,cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının farklı parsele revizyon gördüğünü, davacının çekişmeli taşınmazda herhangi bir hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2010 tarihli ve 1980/29 Esas, 2010/356 Karar sayılı kararıyla çekişmeli 226 parsel sayılı taşınmazın 25.000,00 metrekarelik bölümü üzerinde davacının 1946 yılından beri zilyetliğinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.06.1996 tarihli teknik krokide (A) harfi ile gösterilen 25.000,00 metrekarelik bölümün Bulanık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/373 Esas, 2010/374 Karar sayılı veraset ilamında yazılı payları oranında muris davacı Şako Cesur mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ..., temyiz dilekçesinde özetle, delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmazda davacıların herhangi bir hakkı olmadığını, Mahkemece dayanak delillerinin uygulanmadığını, eksik araştırma yapıldığını ve usulüne uygun keşif yapılmadan karar verildiğini belirterek, Bulanık Asliye Hukuk Mahkemesi 1980/29 Esas, 2010/356 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tapu kaydı nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilen çekişmeli taşınmaz hakkında davacı tarafından, çekişmeli taşınmazın kendisine ait tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1.Bilindiği üzere taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilecektir (HMK'nın 115/1). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davada esastan hüküm kurulamaz.
3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3.2.3. Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanun'un 719, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli 226 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle 1978 yılında davalılar adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Davacı, 10.03.1980 tarihinde çekişmeli taşınmazın kendisine ait tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasına dayalı olarak tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğinde bulunmuştur.
3.3.3. Hemen belirtmek gerekir ki; taraf teşkili dava koşulu olup, usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz. Öte yandan tarafların tutunduğu tapu kayıtlarının ayrı ayrı yöntemine uygun şekilde yerine uygulanması ve dava konusu taşınmazın davacı ve davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarından hangisinin kapsamında kaldığı duraksamasız belirlenmelidir.
3.3.4. Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda tarafların dayandıkları delillerin tam olarak toplandığı ve değerlendirildiği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğu söylenemez. Somut olayda; dava konusu taşınmazda tapu kayıt maliklerinden ... mirasçısı ... 1993 yılında; ... ise 2009 yılında vefat etmiş olduğu halde, Mahkemece adı geçenlerin mirasçıları davaya dahil edilmeksizin davaya devam edilerek esasa ilişkin hüküm kurulmuş, davada taraf koşulu sağlanmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun
27.maddesi hükmüne göre davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Mahkemece duruşma gününden haberdar edilmek suretiyle bu hakkın ilgililere tanınması gerekir. Bu durumda ölü olduğu anlaşılan davalı ... ve ... mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği halde bu husus gözden kaçırılmış; diğer taraftan Mahkemece tespite esas alınan tapu kaydı ile davacı tarafın tutunduğu tapu kaydı yöntemine uygun şekilde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca dava konusu taşınmaza uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
3.3.5. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, yargılama sırasında vefat eden davalı ... ve ... mirasçılarını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, bundan sonra mirasçılara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilerek mirasçılar davaya dahil ettirilmeli, bu yolla taraf koşulu sağlanmalı, bundan sonra davacının dayandığı 23.07.1948 tarih 44 sıra numaralı tapu kaydı ile çekişmeli taşınmazın tespite esas dayanak tapusu olan 23.07.1948 tarih 60 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritaları ile getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaret ettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın kim ya da kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı, hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, dava konusu taşınmazın davacı ve davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarından hangisinin kapsamında kaldığı duraksamasız belirlenmeli, davacı tarafın dayanağı tapu kaydının dava dışı Hasretpınar köyü 483 parsel sayılı taşınmaza revizyon görüp görmediği dikkate alınmalı, her iki kaydın çekişmeli taşınmazı kapsadığının anlaşılması halinde önceki tarihli, doğru temele dayanan ve hukuki değerini koruyan kayda değer verileceği gözetilmeli, dava konusu taşınmazın tümü ya da bir kısmının tapu kaydı dışında kalması durumunda tapu dışında kalan bölümler hakkında zilyetlik araştırması yapılarak zilyetliğin başlangıç günü, süresi, sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan bilgi alınmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Mahkemece, taraf teşkili sağlanmaksızın ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Vecdettin Yıldırım'ın temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.