"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
I. DAVA
Davacı, kadastro çalışmaları sonucunda 381 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kendi adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazının eksik ölçüldüğünü ve bir kısmının davalılara ait taşınmazların sınırları içerisinde kaldığını, yine kendisine ait ambar ve arsanın da adına kayıtlı olan taşınmazın dışında bırakıldığını ileri sürerek, dava konusu ambar ve arsanın adına tesciline ve dava konusu tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunma getirmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12/12/2013 tarihli ve 2012/25 E. 2013/22 K. sayılı kararıyla; davalılar ... ve ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine; davalı ... yönünden, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (D) harfi ile gösterilen kısmın davacıya ait parsel içerisinde kaldığı tespit edilmekle bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına; davalı ... yönünden davanın kabulü ile, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 11,98 metrekarelik bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile aynı adaya son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline; davalı ... tüzel kişiliği yönünden davanın kısmen kabulü ile, 40-50 yılı aşkın süredir davacı ve öncesinde de babası tarafından ambar olarak ekonomik amaçlı kullanılageldiği, kazanmayı sağlayan koşulların oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen, yol içinde kaldığı belirtilen 12,40 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline, davacının hayvan bağlamak vb şekilde kullandığı, herhangi bir ekonomik amaçlı kullanım bulunmadığı gerekçesiyle (C) harfiyle gösterilen 43,26 metrekarelik bölüm yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
16 ıncı Hukuk Dairesinin 14/10/2014 tarihli ve 2014/9255 E. 2014/11283 K. sayılı kararıyla; '' ... 1- Davalı ...'in temyiz istemlerinin incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dava konusu 381 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fenbilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümüne yönelik davalı ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün bu bölüm yönünden ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye nispi temyiz karar harcının temyiz eden ...'den alınmasına, 2- Davacı ...'un temyiz itirazlarına gelince; kadastro sırasında fen bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümler paftasında yol olarak gösterilmiştir. Tescil dışı kalan bu bölümler hakkındaki davada husumetin TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca ilgili köy tüzel kişiliği yanında Hazineye de yöneltilmesi gerekir. Ne var ki dava dilekçesinde Hazineye husumet yöneltilmemiştir. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, köy tüzel kişiliği yanında Hazinenin de davaya dahil edilmesi zorunludur. Öte yandan, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Balıkesir ilinin büyükşehir olduğu ve sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlenmiş olması ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan köylerin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak Hazine yanında ... ve ... da davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalıdır. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir ...'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10/11/2015 tarihli ve 2015/42 E. 2015/166 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile, 40-50 yılı aşkın süredir davacı ve öncesinde de babası tarafından ambar olarak ekonomik amaçlı kullanılageldiği, kazanmayı sağlayan koşulların oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen, yol içinde kaldığı belirtilen 12,40 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline, davacının hayvan bağlamak vb şekilde kullandığı, herhangi bir ekonomik amaçlı kullanım bulunmadığı gerekçesiyle (C) harfiyle gösterilen 43,26 metrekarelik bölüm yönünden ise davanın reddine, dava konusu diğer hususlar hakkında kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
4. İlk Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
16 ıncı Hukuk Dairesinin 12/11/2018 tarihli ve 2016/2762 E. 2018/6528 K sayılı kararıyla; ''... Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece sözü edilen yasal ilanlar yapılmamış, menfaati olanlara itiraz hakkı tanınmamış olması isabetsiz olup, davalı ...’nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA ...'' karar verilmiştir.
6. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02/07/2019 tarihli ve 2019/2 E. 2019/235 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 12,40 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline, (C) harfiyle gösterilen 43,26 metrekarelik bölüm yönünden ise davanın reddine, dava konusu diğer hususlar hakkında kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1. Davalı ...'nın Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde yargılama giderlerinin tamamının davalı ... Belediyesi'ne yükletildiğini, reddedilen kısım olmasına rağmen Belediye lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacının davasını ispat edemediğini, davanın kısmen kabulüne karar verilerek
davacı adına tesciline karar verilen, B harfi ile gösterilen ambarın davacının taşınmazı ile bütünlük arz etmediğini, davanın tümden reddedilmesi gerektiğini, hükmün taleple bağlı olma kuralına aykırı olduğunu, davalı Belediyenin yasal hasım olduğunu ve aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini, aksi düşünülse bile yargılama giderlerinin yanlış hesaplandığını, kesinleşen kısım ile ilgili ayrım yapılmadan yargılama giderlerine hükmedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
8.2. Davalı Hazinenin Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın hatalı olduğunu, dava konusu olan ve davacı adına tescil edilen, Hazineye ait olan kısmın kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmış olup, taraflarca da yol olarak kullanıldığını, davacı adına tescil edilemeyeceğini, dava konusu yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, zilyetlikle edinme şartlarının gerçekleşmediğini, sadece tanık ifadelerine dayanılarak zilyetlik iddiasının değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme yapıldığını, kararın usul ve yasaya, ayrıca hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı TMK'nın 713/1 inci maddesinde '' Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. '',
9.2.2. Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde ''Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır. ...'',
9.2.3. Kadastro Kanunu'nun 17 inci maddesinde ''Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.'',
hükümlerine yer verilmiştir.
9.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; 381 ada 7 parsel sayılı, 1.013,06 metrekare yüzölçümlü, ''altında ahır olan kargir ev, 3 katlı kargir ev, kargir ev ve arsası'' vasıflı taşınmazın, kadastro çalışmaları sırasında, belgesiz olarak, intikalen ve taksimen yirmi yılı aşkın bir zamandan beri nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla davacının zilyet ve tasarrufunda olduğu açıklanmak suretiyle davacı adına tespit ve tescil edildiği, davacının ise anılan taşınmazının sınırlarının eksik ölçüldüğünü, kendisine ait ambar ve arsanın, yol olarak bırakılan bölümde kaldığını ileri sürerek bu kısımlar yönünden tescil talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece fen bilirkişi raporuna ekli krokide ''C'' harfi ile gösterilen, paftasında yol olarak belirtilen, 43,26 metrekare yüzölçümlü kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, ''B'' harfi ile gösterilen 12,40 metrekare yüzölçümlü bölüm yönünden ise dava kabul edilmiş ise de; davaya konu, fen bilirkişi raporuna ekli krokide ''B'' harfi ile gösterilen, paftasında yol olarak belirtilen, 12,40 metrekare yüzölçümündeki bölümün, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre ambar olarak kullanıldığı anlaşılmakla, kararın (IV/9.2.1.) nolu bendinde yer verilen TMK'nın 713/1 inci maddesi gereğince ekonomik anlamda bir zilyetlikten bahsedilemeyeceği gözetilmek suretiyle bu kısım açısından da davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz eden Belediye'ye geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.