"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : ... V.D.
DAVALILAR : ... V.D.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacılar ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kadastro sonucunda... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 55, 74, 87, 89, 102 ada 5, 6, 103 ada 5, 11, 104 ada 10, 12, 18, 24, 35, 85, 88, 105 ada 14, 17, 108 ada 9, 116 ada 4, 9, 10, 23, 30, 32, 36, 38, 39, 44, 45, 47, 48, 54, 55, 117 ada 7, 15, 16, 17, 119 ada 6, 20, 123 ada 197, 124 ada 60, 68, 127 ada 19, 21, 27, 28, 34, 52, 53, 128 ada 12, 18 ve 50 parsel sayılı taşınmazların davacılar ile davalıların ortak murisi ......'a ait olduğunu ancak kadastro sırasında sadece davalılar adına tespit yapıldığını belirterek, bu parsellere ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile hisseleri oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., taşınmazın babası...’den kaldığını, müşterek murise ait olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ......, davayı kabul etmediğini, adına kayıtlı taşınmazların babası ...’ten kaldığını bildirmiştir.
3. Davalı ..., davayı kabul etmediğini, taşınmazın 25 dönümünün babasından kaldığını, ayrıca 3. kişilerden de taşınmaz aldığını bildirmiştir.
4. Davalı ..., adına kayıtlı taşınmazın babasından kaldığını, müşterek muristen intikal etmediğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
5. Davalı ..., taşınmazları ... ve ...'den satın aldığını, murisle ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı ..., davayı kabul etmediğini bildirmiştir.
7. Davalı ..., taşınmazın babası ...'den kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
8. Davalı ..., adına kayıtlı taşınmazların dedesi ... tarafından bağışlandığını bildirmiştir.
9. Davalı ..., kendine ait taşınmazları 3.kişilere sattığını bildirmiştir.
10.Davalılar 10.12.2010 hakim havale tarihli cevap dilekçelerinde; davacıların murisleri ...'nun aynı taşınmazlara yönelik açtığı davanın reddine karar verildiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, Kandıra Kadastro Mahkemesinin 2007/224 E. – 2007/350 K. sayılı kesinleşen ilamın taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.05.2016 tarihli ve 2015/2932 E. - 2016/5786 K. sayılı kararı ile;
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin çekişmeli 101 ada 55, 74, 87, 89, 102 ada 5, 6, 103 ada 5, 11, 104 ada 10, 12, 18, 24, 35, 88, 105 ada 14, 108 ada 9, 116 ada 4, 9, 10, 23, 30, 32, 36, 38, 39, 44, 45, 47, 48, 54, 55, 117 ada 7, 15, 16, 17, 119 ada 6, 20, 123 ada 197, 124 ada 60, 68, 127 ada 19, 21, 27, 28, 34, 52, 53 ve 128 ada 12 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlarla ilgili hükmün onanmasına,
2- Dava konusu 128 ada 50 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından; mahkemece diğer taşınmazlarda olduğu gibi bu taşınmaz hakkında da kesin hüküm nedeniyle ret kararı verilmişse de bu gerekçe dosya kapsamına uygun değildir. Söz konusu taşınmazın maliki kesin hükme konu olan davada taraf olmadığı gibi bu davada da taraf değildir. Hal böyle olunca bu taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde düzeltilmek suretiyle onanmasına,
3- Davacılar vekilinin, çekişmeli 104 ada 85, 105 ada 17 ve 128 ada 18 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyizine gelince; bu taşınmazlar, taraflar arasında kesin hüküm teşkil eden Kandıra Kadastro Mahkemesinin 2007/224-350 sayılı dosyasında davaya konu edilmemiştir. Hal böyle olunca, sözü edilen bu taşınmazlar hakkında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunduğu… ” gerekçesiyle 104 ada 85, 105 ada 17 ve 128 ada 18 sayılı parseller yönüyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11/04/2019 tarihli ve 2018/106 E. – 2019/230 K. sayılı kararıyla; dava konusu Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, Ömerli Mahallesi 104 ada 85 ve 105 ada 17 parsel sayılı taşınmazların muris ......'dan irsen ve intikalen geldiği, miras bırakan ... ...'ın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın olmadığı, bu iki taşınmazın kesinleşen Kandıra Kadastro Mahkemesinin 2007/224-350 E.K sayılı dosyasında davaya konu edilmediği, taşınmazları murisin vefatından sonra davalıların kullandığı, mirasçılık sıfatları sebebiyle davacıların da dava konusu taşınmazlarda miras payı oranında haklarının bulunduğu, mirasçılık ilişkisi devam ettiği sürece mirasçılar arasında zilyetlikle iktisabın mümkün olmadığı ve mirasçılardan birinin dahi sürdürdüğü zilyetliğin tüm mirasçılar adına devam ettiği gerekçesiyle dava konusu 104 ada 85 ve 105 ada 17 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, dava konusu 128 ada 18 parsel sayılı taşınmazın, tarafların murisi ......'dan intikal etmediği, davalı ... ve babası ... tarafından kadastro geçmeden uzun zaman önce 1980'li yıllarda Muammer Üstüntaş isimli kişiden bedeli mukabilinde satın alındığı kabul edilerek 128 ada 18 sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı tanıklarının dinlenmediğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, reddine karar verilen taşınmaz yönüyle eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, davacı ... hakkında da hüküm kurulmadığını ileri sürmüştür.
5.2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafın 3. kişilere karşı tek başına dava açamayacağını, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, kabul edilen parsellerde davacı tarafın miras hakkının olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
6.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 243. maddesinde “(1) Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir. (2) Davetiyenin duruşma gününden en az bir hafta önce tebliğ edilmiş olması gerekir. Acele hâllerde tanığın daha önce gelmesine karar verilebilir. (3) Tanığı davet, gerektiğinde telefon, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, davete rağmen gelmemeye bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.
6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi, "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur."
hükümleri düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, temyize konu çekişmeli taşınmazların hangilerinin müşterek muris ...’den geldiği, hangilerinin üçüncü kişilerden satın alındığı, ...’den intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
6.3.2. Ne var ki Mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut nitelikteki beyanları ile yetinilmiş, davacı tarafın tanık olarak gösterdiği kişilerin dinlenmesi yönündeki taleplerinden vazgeçmediği halde tanıkların beyanları alınmadan sonuca gidilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
6.3.3. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların hangilerinin muris ...’den intikal ettiği, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı ve paylaşılmış ise paylaşımın ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların paylaşıma konu olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığı, taşınmazları kimin ne zamandan beri ne şekilde kullandığı ve taşınmazların nasıl edinildiği maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, taksime dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
6.3.4. Kabule göre de, davacı ... hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harçların istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.