"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalılar Hazine vekili ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin imar-ihya suretiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, taşınmaz bölümlerinin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile TMK’nın 713/6 maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesi’nin 08.12.2017 tarihli ve 2015/18989 E-2017/8734 K sayılı kararı ile “...hükümden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz bölümlerinin bulunduğu Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, aynı Kanun'un Geçici 1/13. maddesine göre de büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, öncelikle Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21/05/2019 tarihli ve 2018/113 E – 2019/259 K. sayılı kararıyla; taşınmazların dava tarihi itibariyle en az 20 yıldır eklemeli olarak, aralıksız ve nizasız olarak davacılar tarafından malik sıfatıyla ekonomik amaca uygun olarak kullanıldığı, TMK’nın
713. maddesinde belirtilen tescil koşullarının davacılar lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda 1, 4, 6 ve 8 rakamları ile gösterilen bölümlerin davacı ..., 2, 5, ve 7 rakamları ile gösterilen bölümlerin davacı ..., 3 rakamı ile gösterilen bölümün davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, zilyetlik araştırmasının da yeterince yapılmadığını, hava fotoğrafları getirtilip uzman incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.
5.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Taşınmaz bölümlerinin mera vasfında olup olmadığının araştırılmadığını, komşu taşınmazların niteliğinin belirlenmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu belirtmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin davacılar adına tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Çekişmeli taşınmaz bölümleri, Göksun İlçesi ...Mahallesi çalışma alanında 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılmıştır.
6.3.2. Tescil harici bırakılan yerlerin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken Mahkemece hava fotoğraflarından yararlanılmamış; ayrıca davaya konu taşınmaz bölümlerine komşu taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa tespite esas kayıtlar getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları da saptanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
6.3.3. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümlerine komşu taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa dayanağı kayıtlar getirtilmeli, ayrıca çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaza ait tüm hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya arasına konulmalıdır.
6.3.4. Dosya anlatıldığı şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve daha önceki keşfe katılmamış üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazlar imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı, davacıların çekişmeli bölümler üzerinde ne şekilde tasarrufta bulundukları hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki tarımsal niteliğini bildiren, gerçekleştirildiği iddia edilen imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, kot farkını, eğimini, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, dosyaya getirtilen tüm hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden taşınmazların yeri denetime açık şekilde belirlenerek, krokide işaretlenmek suretiyle, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde davacılar yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde saptanmalı, davacılar adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmaz miktarı yönünden de araştırma yapılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.