Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3951 E. 2022/1467 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6360 sayılı Kanun ile Büyükşehir Belediyesi olan Antalya'da, taşınmazın tescili davasında, ilgili kamu tüzel kişisi olarak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davaya dahil edilmemesi ve taraf teşkilinin sağlanmamış olması, dava şartı yokluğuna yol açtığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Finike İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile TMK’nın 713/6 maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddeleri ile TMK’nın 713/1 maddesi uyarınca zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 16.10.2008 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 13.234,06 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.05.2011 tarihli ve 2010/5898 E., - 2011/2925 K. sayılı kararı ile, “...Mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi ve jeolog bilirkişiden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine (2.5.2008) göre 20 – 25 yıl öncesine ait ( 1975-1988 ve ayrıca 1988-1992 yılları arası) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir.

3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğünün yanı sıra Kadastro Müdürlüğünden ve açılmış dava olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden de sorulup belirlenmesi gerekirken, bunlara ilişkin cevaplar dosya arasına konulmadan hüküm kurulması da doğru değildir. Bundan başka, çifte tapuya yol açmamak için teknik bilirkişinin rapor ve krokisi de eklenerek nizalı taşınmazın tapuya kayıtlı yerlerden olup olmadığı da tespit edilmemiştir. Mahkemece belirtilen hususlar araştırılarak oluşacak sonuç ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekir... ” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22/06/2015 tarihli ve 2011/302 E., – 2015/283 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümünün zilyetlikle kazanmaya elverişli olduğu, imar-ihya suretiyle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle 03.11.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B1) ile gösterilen 13.234,06 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırmanın yapılmadığını, imar planı kapsamında kalan taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağını, davacı tarafından yapılan imar-ihya çalışmasının bulunmadığını, davacının davasının reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

5.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmadığını belirterek, mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi, “Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.”

6.2.3. 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi “(1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.

(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.

(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. "

6.2.4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartlarından olduğu hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca, Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişilerin davaya katılımları sağlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir.

6.3.2. Öte yandan, dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Diğer bir anlatımla, dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı tarihte hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırıp inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı tarih itibariyle bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, ikamesi mümkün ise Mahkeme tarafından ikmali gereklidir.

6.3.3. Somut olayda, Hazine ve ... hasım gösterilerek dava yürütülmüş, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır.

6.3.4. Şu halde, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.

6.3.5. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacıya, davasını yasal hasım konumundaki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan Büyükşehir Belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.