Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4094 E. 2022/1348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir taşınmazın davacılar adına tescili talebi üzerine, davacılar tarafından zilyetlikle iktisap şartlarının sağlanıp sağlanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde iktisaba elverişli zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştirildiğine dair yeterli delil bulunmadığı, taşınmazın patika yol ve dere kenarı olarak kullanıldığı, sonradan bahçe olarak kullanılmaya başlandığı ve davacılar tarafından yapılan duvarın da sonradan yapıldığı gözetilerek, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kabul kararı Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacılar vekili, tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; 5202 parsel sayılı taşınmazın kendilerine ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında bu taşınmaz içinde kalması gereken 40 metrekarelik bölümün tescil harici bırakıldığını belirterek bu bölümün adlarına tescil istemi ile dava açmışlardır.

II. CEVAP

2.1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreye uğraması nedeniyle reddini talep etmiştir.

2.2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alanın Belediye sınırları içerisinde kalan bir taşınmaz olup yol olarak ayrıldığını, davacılar tarafından yapılan duvarın yola ve dereye tecavüzlü olduğu için Belediye Başkanlığı tarafından yıkımına karar verildiği, davacı tarafın bu yıkım kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Bursa 1. İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtığını ve halen daha davanın derdest olduğunu, söz konusu davada davacıların bu kısımlara tecavüzün varlığını kabul ettiklerini, davayı açmakta herhangi bir menfaatleri bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2014/623 E. 2015/429 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 16/03/2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda turuncu renge boyanan 40 metrekarelik alanın davacılar adına veraset ilamında ki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11/10/2018 tarihli 2016/1759 E. 2018/5695 K. sayılı bozma ilamında “ Mahkemece, 16.03.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda turuncu renk ile gösterilen 40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; mahkemenin kabulünün dosya kapsamına uygun düşmediğini, Mahkemece taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen tanık beyanları ve duruşmada dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarında fen bilirkişi raporunda turuncu renkle gösterilen dava konusu taşınmaz bölümünün doğusunda davacılara ait 5202 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu, çekişmeli bölüm ile 5202 sayılı parsel arasına daha evvel taşınmazın çevresinin davacıların murisi tarafından biriket duvar örüldüğü, duvar dışında kalan dava konusu bölümün patika yol olarak kullanıldığı, ayrıca dava konusu taşınmaz bölümünün batı sınırında dere bulunduğu, derenin üzerinin beton dökülmek suretiyle 1995-1996 yılında kapatıldığı, derenin kapatılmasından sonra dava konusu taşınmaz bölümünün bahçe olarak kullanılmaya başlandığı, halen dava konusu taşınmazı dereden ayıran duvarın ise davacılar tarafından sonradan yapıldığı, keşif sonrası dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporunda da 1977 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın derenin sınırında tescil harici yer olarak bırakıldığı, davacılara ait 5202 parsel sayılı taşınmaz sınırında da 15-20 yaşlarında meyve ve asma ağaçlarının bulunduğu ve dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığı belirtildiğinden, davacıların dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde iktisaba elverişli zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının” isabetsizliğine değinilmiştir.

3. Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli ve 2019/103 E. 2019/209 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir

4. Bozma Sonrası Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Gemlik 1. Asliye Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu bölümü 5202 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olup bu yer üzerinde 15-20 yaşlarında ağaçların bulunduğunun belirtildiği, Mahkemenin kararının ve Yargıtay bozma ilamının herhangi bir dayanağının bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ”

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3) numaralı bendinde yer verilen Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.