Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4123 E. 2022/2071 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıların murisinin hissesini kendi murislerinin senetle satın aldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, iddia ettikleri satış işlemini ve sundukları senedin geçerliliğini ispatlayamamaları, satışın mahalli bilirkişiler ve tanıklarca bilinmediği ve mirasçılar arasında resmi bir paylaşım bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabul nedeniyle kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucunda, Şebinkarahisar ilçesi Çiftlik Mahallesi çalışma alanında bulunan 834 ada 7, 837 ada 9, 838 ada 6 ve 9, 839 ada 5, 841 ada 6, 845 ada 10 ve 863 ada 22 parsel sayılı sırasıyla 3.413.33, 77.72, 225.70, 209.12, 1.492.52, 1.514.54, 9.670.71 ve 2.857,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanılarak ... ve ... adına müştereken tespit ve tescil edilmiştir.

I. DAVA

Davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazlarda, davalıların murisi ...’na ait 1/2 hissenin kendi murisleri ... tarafından 1968 yılında senetle satın alındığını ve taşınmazların, zilyetliğinin o tarihten beridir kendilerinde bulunduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların murisi ...’na ait olduğu ve ölümüyle birlikte veraseten kendisine intikal ettiğini, davacıların bu taşınmazlarda herhangi bir haklarının olmadığını, davacı tarafça sunulan senedi kabul etmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalılar ..., ..., ..., ... yerine vasi annesi, ... cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların murisleri ...’na ait olduğu ve ölümüyle birlikte mirasen kendilerine intikal ettiğini, davacı tarafça sunulan senedi kabul etmediklerini, söz konusu vekaletnamenin iddia edildiği gibi 09.09.1968 tarihinde değil, 15.09.1976 tarihinde ...adına düzenlendiğini, düzenlenen köy senedinde kendi köylerinin muhtarları yerine başka bir köyün muhtarı tarafından senedin tasdik edildiğini savunarak, davanın reddini talep etmişlerdir.

3. Davalı ... ve ... cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul ettiklerini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2014 tarihli ve 2012/106 Esas, 2014/424 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların davacıların murisi... ile davalıların murisi ...’a kendi murislerinden intikal ettiği, onların da ölümüyle birlikte mirasçılarına kaldığı, mirasçılar arasında herhangi bir paylaşımın bulunmadığı, davacı tarafın iddia ettiği satış işleminin ve bu işleme ilişkin davacı tarafça sunulan senedin mahalli bilirkişiler ve tanıklarca duyulmadığı ve bilinmediği gerekçesiyle, temyize konu paylar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece “Dava konusu 838 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağı ve varsa dayanaklarının dosya arasına konulması, davacı tarafın dayandığı 09.09.1968 tarihli "yer satış senedi" başlıklı belgede imzaları bulunan tanıklar ve köy muhtarı ile aynı gün Noterde düzenlenen umumi vekaletnamede imzaları bulunan vekil ve tanıkların sağ olup olmadıklarının araştırılması, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, satış senedi ve umumi vekaletnamede imzaları bulunan muhtar, vekil ve senet tanıkları ile davada yararı bulunmayan, tarafsız ve elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazların ne zamandan beri, hangi hukuksal nedene dayalı olarak kim tarafından kullanıldığı, davacı tarafın dayandığı satış senedi ve umumi vekaletnamenin çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazın zilyetliğinin davacı tarafa devredilip devredilmediği hususlarında senet tanıkları, muhtar, vekil, yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ile taraf tanıklarından ayrıntılı ve maddi olaylara dayalı somut bilgilerin alınması, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak bu çelişkinin giderilmeye çalışılması; fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmesi; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 31.01.2019 tarihli ve 2018/77 Esas, 2019/45 Karar sayılı kararıyla, tanık olarak mahalde dinlenmesi istenilen senet ve vekalet tanıklarının ölü olduğu, bu sebepten şahısların mahalde dinlenmesinin mümkün olmadığı, dava konusu taşınmazların davacıların murisi... ile davalıların murisi ...’a kendi murislerinden intikal ettiği, onların da ölümüyle birlikte mirasçılarına kaldığı, mirasçılar arasında herhangi bir paylaşımın bulunmadığı, davacı tarafın iddia ettiği satış işleminin ve bu işleme ilişkin davacı tarafça sunulan senedin mahalli bilirkişiler ve tanıklarca duyulmadığı ve bilinmediği gerekçesiyle, temyize konu paylar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazlardaki davalıların murisine ait hissenin, davacıların murisi tarafından senetle satın alındığı, dolayısıyla taşınmazların tamamının davacıların murisine ait olduğu, keşifte dinlenen 1948 doğumlu tanık ...’nun satış hususunu doğruladığı, mahalli bilirkişi Şerif Tergek ve tanık Bahri Yavuz’un ise, satış tarihinde 13 yaşında olması sebebiyle satışı bilmemelerinin doğal olduğu, dava konusu taşınmazlar üzerinde davalıların murisinin ve davalıların herhangi bir zilyetliklerinin olmadığı, satış tarihinden beridir taşınmazların davacıların murisinin ve davacıların zilyetliğinin altında olduğu, bu durumun senedin varlığını doğruladığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6.2.2. Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 tarihli ve 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)

6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763. maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hallerde o şeyin maliki olur.

6.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin 1. maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin 1. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Kadastro sonucunda Şebinkarahisar ilçesi Çiftlik Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmazların irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacılar murisi ... ve davalılar murisi ... adına eşit paylarla tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.

6.3.2. Davacılar, Şebinkarahisar Noterliğinin 09.09.1968 tarihli ve 1194 yevmiye sayılı vekaletnamesi uyarınca ... tarafından İsmet Bayoğlu’nun vekil tayin edilerek taşınmazlarını dilediği kişiye dilediği şartlarla satmaya yetkili kılındığı; “Yer Satış Senedi” başlıklı 09.09.1968 tarihinde satıcısı ... olan, şahitler ... ile Yakınca köyü muhtarı... Öksüz’ün imzaları bulunan, “Şebinkarahiser ilçesi Göreze ve Konak Köyü’ndeki taşınmazlar hariç olmak üzere Şebinkarahisar’ın mahalle ve köylerinde bulunan gerek tapuda adıma kayıtlı olan, gerekse de tapusu olmamakla birlikte zilyetlik ve tasarrufumda bulunan ve murislerimden bana intikal eden tüm taşınmazlardaki hak ve hisselerimin tamamını ...’na sattım, paramı aldım, herhangi bir hakkım kalmadı. Satış işlemleri için kendisine vekalet de verdim” şeklinde köy senedi tanzim edilen satış sözleşmesine istinaden murisleri...’in burayı kardeşi ...’dan satın aldığını, o tarihten beridir dava konusu taşınmazların murisleri... ve ölümüyle kendi zilyetlik ve tasarrufları altında olduğunu, davalıların çekişmeli taşınmazlar üzerinde herhangi bir zilyetliklerinin bulunmadığı gibi, herhangi bir hukuki haklarının da kalmadığını belirterek, çekişmeli taşınmazlarda davalıların murisi ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, Nedime ve Alise haricindeki davalılarca davanın reddi savunulmuştur.

6.3.3. Mahkeme tarafından mahallinde keşif yapılmış, bilirkişi raporları alınmış, tarafların gösterdiği deliller toplanmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir.

6.3.4. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III) numaralı bendinde yer verilen Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye, dava konusu taşınmazların davacıların murisi... ile davalıların murisi ...’a kendi murislerinden intikal ettiği, onların da ölümüyle birlikte mirasçılarına kaldığı, mirasçılar arasında herhangi bir paylaşımın bulunmadığı, davacı tarafın iddia ettiği satış işleminin ve bu işleme ilişkin davacı tarafça sunulan senedin mahalli bilirkişiler ve tanıklarca duyulmadığı ve bilinmediği gerekçesiyle, temyize konu paylar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.