"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davada Yerel Mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, çekişmeli taşınmazın adına kayıtlı 07.06.1996 tarihli, 2 sıra ve 14.9.2005 tarih 3 sıra (kök 30.1.1941 tarih 9 sıra) numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını, taşınmaz üzerinde satın alma suretiyle eklemeli biçimde devraldığı zilyetliğin halen devam ettiğini ileri sürerek Hazine adına kayıtlı 214 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığını, böyle bir yerin zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.12.2011 tarihli 2010/181 E. 2011/575 K. sayılı ilamı ile davaya konu edilen taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer almasına rağmen tespit tarihinden geriye doğru 20 yıldan çok daha fazla süredir tarım arazisi olarak davacı ve önceki malikler tarafından çekişmesiz ve aralıksız olarak kullanıldığı, taşınmazın aynı zamanda davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/A maddesi gereğince; tapuda kayıtlı olan taşınmaz malların, kayıt sahibi zilyet bulunuyorsa kayıt sahibi adına tespit edilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulü ile, çekişmeli 214 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2014/11391 E., 2014/9378 K. sayılı kararında ‘’Doğru sonuca varılabilmesi için, teknik bilirkişi ve arkeolog bilirkişi ile birlikte çekişmeli taşınmazın başında yeniden keşif yapılarak taşınmazın paftası ile sit haritaları çakıştırılarak taşınmazın konumunun tam olarak belirlenmesi, keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, kadastro tespit gününe kadar taşınmazda kimin, hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla taşınmaza zilyet olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmesi, taşınmazın birinci derece arkeolojik sit alanı içine alındığı tarih olan 2008 yılına kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi’’ gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/41 Esas, 2019/248 sayılı kararı ile dava konu taşınmazın 1. derece arkeolojik ve 1. derece doğal sit alanı içerisinde yer almasından önce geriye doğru 20 yıldan çok daha fazla süredir tarım arazisi olarak davacı ve önceki malikler tarafından çekişmesiz ve aralıksız olarak kullanılageldiği ve bundan dolayı dava konusu taşınmazın davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluştuğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, çekişmeli 214 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu, taşınmazın üzerinde sürdürüldüğü iddia edilen zilyetliğin şekli ve süresinin duraksamasız belirlenmediği, tüm bunlardan ayrı olarak dava konusu taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, böyle bir yerin zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini belirterek, taşınmazın iktisabının mümkün olmaması, davacı yanın ise mülk edinmeye elverişli zilyetliğinin bulunmaması nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
30/05/2007 tarihli ve 5663 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 11/1. maddesi "Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının malikleri bu varlıkların bakım ve onarımlarını Kültür ve Turizm Bakanlığının bu Kanun uyarınca bakım ve onarım hususunda vereceği emir ve talimata uygun olarak yerine getirdikleri sürece, bu Kanunun bu konuda maliklere tanıdığı hak ve muafiyetlerden yararlanırlar. Ancak, kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. " hükmünü içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, taşınmazın sit alanı içine alındığı 2008 yılına kadar mülk edinme koşullarının oluştuğu belirlenmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
6.3.2. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın 1. derece arkeolojik sit ve 1. derece doğal sit alanında kaldığı anlaşıldığı halde, bu hususun beyanlar hanesinde gösterilmemesi isabetsizdir. Ancak bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm düzeltilerek onanmıştır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; hükmün 1. fıkrasına... "tapuya tesciline" cümlesinden sonra gelmek üzere "taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı ve 1. derece doğal sit alanı kapsamında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine" cümlesinin eklenmesine, davalılar vekilinin temyizi ve re'sen yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.