"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : MUHDESAT ŞERHİNİN TERKİNİ
Taraflar arasındaki tapu kaydındaki muhtesat şerhinin terkini istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
Kadastro sonucu Of İlçesi, Ovacık Mahallesi çalışma alanında bulunan 217 ada 2 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle evvelinde muris ...’ya ait olduğu ve ölümüyle mirasçılarına geçtiği gerekçesiyle davacılar ve davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, Trabzon İli Of İlçesi Ovacık Mahallesinde bulunan 217 ada 2 parsel numaralı taşınmazda tarafların müştereken hissedar olduklarını, taşınmazın hissedarlara babaları ...'dan intikal ettiğini, taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan "parsel üzerindeki kargir ev ...'ya aittir" şerhinin düşüldüğünü, taşınmaz üzerinde bulunan kargir evin hissedarların babası olan ... tarafından sağlığında yapıldığını ve ölene kadar murisin oturduğunu belirterek dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan "parsel üzerindeki kargir ev ...'ya aittir" şerhinin tapunun beyanlar hanesinden terkinini ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini"talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "Dava görevli mahkemede açılmadığından usulden reddinin gerektiğini, davaya konu parsel üzerindeki kargir evin 30.05.2009 tarihinde müvekkili adına kaydolunmuş olup müvekkiline ait olduğunu, evin müvekkilinin babası müteveffanın sağlığında onun onayı ile bizzat müvekkili tarafından yaptırıldığını, bu sebeple söz konusu taşınmaz üzerinde davacıların herhangi bir hak talep edemeyeceklerini, müvekkilinin 1988 yıllarında kendi emek ve masrafını üstlenerek dava konusu kargir evi yapım çalışmalarına başladığını ve evi 1992 yılında bitirerek kardeşlerinden davacı ...'ya bütün iyiniyeti ile kullanması için verdiğini, iddia olunan müteffevanın evinin ise 132 ada 3 parsel üzerinde olup tüm mirasçıların üzerinde hak sahibi olduğunu, davaya konu müvekkiline ait evin 2005 yılında bilinmeyen bir sebeple yandığını, müvekkilinin hasarın giderilmesi için maddi manevi bütün imkanlarını kullanarak hasarın giderilmesi için tadilatları üstlendiğini, yangının sebebiyet verdiği hasarın 18.000 TL tuttuğunu ve masrafın tamamının müvekkili tarafından karşılandığını, bahsedildiğinin aksine davacıların kendilerinin de pay sahibi olduğunu belirtip taşınmaz üzerindeki hasara hiçbir şekilde ortak olmamalarının taşınmaz malikinin müvekkili olduğunu kanıtladığını, hasarı ve tadilat masraflarını kendi üzerinde olan müvekkilinin 2017 yılında su tesisatının çürümesi sebebiyle doğan masrafları da üstlendiğini, bu hasardan dolayı da müvekkilinin bizzat masrafları üstlendiğini ve 10.500 TL harcama yaptığını, davacıların bu zararların karşılanmasına katkıda bulunmadıklarını, müvekkilinin kardeşlerinden ...'nın da söz konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunu doğruladığını belirterek usul ve yasaya aykırı olarak açılmış olan işbu davanın reddini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını" talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Of Asliye Hukuk Mahkemesinin16/10/2019 tarihli ve 2018/262 Esas ve 2019/498 Karar sayılı kararında, evin yapım tarihinin 1980'li yıllara tekabül ettiği, mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının bu yönde ortak bir beyan içerisinde olduğu, davalının iddiasını kanıtlar başkaca herhangi bir delilinin olmadığı gerekçesiyle davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1 İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle, davanın görevli mahkemede açılmamış olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, söz konusu uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesi'nin görev alanına girdiğini, bahsi geçen davaya konu parsel üzerindeki kargir evin 30.05.2009 tarihinde müvekkil adına kaydoluduğunu ve müvekkile ait olduğunu, bahsi geçen evin, müvekkilin babasının sağlığında onun onayı ile bizzat müvekkil tarafından yaptırıldığını, bu sebeple söz konusu taşınmaz üzerinde davacıların herhangi bir hakkının bulunmadığını, müvekkilinin 1988 yıllarında kendi emek ve masrafını üstlenerek dava konusu kargir evi yapım çalışmalarına başlayıp 1992 yılında bitirdiğini, sonrasında kardeşlerinden davacı ...'ya bütün iyiniyeti ile kullanması için verdiğini, müşterek muris olan babalarının evinin ise 132 ada 3 parsel üzerinde bulunduğunu, davaya konu edilen müvekkiline ait evin 2005 yılında bilinmeyen bir sebeple yanmış olup hasarın giderilmesi için maddi manevi bütün imkanlarını kullandığını, bahsedildiğinin aksine davacıların kendilerinin de pay sahibi olduğunu belirtip taşınmaz üzerindeki hasara hiçbir şekilde ortak olmamalarının, taşınmaz malikinin müvekkil olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, hasarı ve tadilat masraflarını kendi üzerinde olan müvekkilim 2017 yılında su tesisatının çürümesi sebebiyle doğan masrafları da üstlendiğini, müvekkilinin kardeşlerinden ...'nın da söz konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunu doğruladığını, eğer söz konusu ev mütteveffadan kalan bir taşınmaz olsaydı bütün kardeşlerin hak iddiasının söz konusu olacağını, bahsi geçen evin müvekkilin babası ...'nın sağlığında, onun onayı ile davalı müvekkil tarafından yaptırıldığını, bu sebeple söz konusu taşınmaz üzerinde davacıların herhangi bir hakkı olmadığını, ilk derece mahkemesinin delilleri değerlendirirken tek taraflı davranıp kendileri tarafından sunulan delilleri dikkate almadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30/12/2019 tarihli ve 2019/39 Esas, 2019/34 Karar sayılı kararında, muris henüz hayattayken, murise ait taşınmaza yapılan muhtesatın aidiyetinin ispatının davalıya ait olduğunu, taşınmazın üzerindeki evin 1980 yılında yapıldığını ve muhdesatın kendisi tarafından inşa edildiği hususunun davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, temyiz dilekçesinde özetle, delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmazın üzerindeki evin müvekkil tarafından yapıldığını, ortak muris ...’dan intikal etmediğini, dinlenen kişiler ve dosya bilirkişilerinin yanlı ve taraflı davrandıklarını belirterek Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/39 Esas, 2019/45 sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu kaydındaki muhtesat şerhinin terkini isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesine göre; taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur.
3.3.2. Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, kadastro Kanunu'nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır. Buna göre ancak, aynı kanunun 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir.
3.3.3. Somut olaya gelince; çekişmeli taşınmazın arzının muris ...’ya ait olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunan evin davalı ... tarafından yapılıp mülkiyetinin müstakilen Yahya’ya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerce, çekişmeli taşınmazın üzerinde dava konusu evin muris ...’ya ait olduğu ve ölümünden sonra tüm mirasçılarının ortak bir şekilde kullandığı belirtildiğine göre, Mahkemece bu nedenle muhdesat şerhinin silinmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi isabetlidir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz eden davalı adli yardım talebinde bulunmuş olup, harç yatırmadığından aşağıda yazılı 8.123,79 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21.03.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.