"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi ile HMK’nun 355. maddesinin birinci fıkrası ikinci cümlesi gereği re'sen görülen kamu düzenine aykırılık nedeniyle Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın hak düşürücü süreden reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucu Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, Mithatpaşa Mahallesi çalışma alanında bulunan 434 ada 8 parsel sayılı taşınmaz davalılar adına tespit edilmiş ve itiraz edilmeksizin 01.10.1959 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; 434 ada 8 parselde tapuda kayıtlı taşınmaz olduğunu, ihtilaf konusu taşınmaz davalıların babalarına ait olup, mirasçıları ile 01/04/1956 yılında yapılan satış sözleşmesi ile kök muris ... tarafından satın alındığını, davalılarla taşınmazın devri hususunda konuşulmuşsa da bazı davalıların buna yanaşmaması üzerine bu işlemin gerçekleştirilemediğini, davalıların vefat etmesi nedeniyle mirasçılarının tespit edilerek davaya dahil edilmelerine ve bu konuda kendilerine yetki verilmesine, dava konusu taşınmazın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla tapu kaydının iptali ve müvekkillerinin babası ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davada satış sözleşmesi diye ibraz edilen belgenin resmi şekil şartlarını taşımadığını, tarafların aralarında yapmış olduğu iddia edilen adi bir sözleşme olup, satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, her iki belgede müvekkillerinin murisin imzasını kabul etmediklerini, ... adına
tescil talepli davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalılardan bir kısmı ön inceleme duruşmasına katılarak açılan davayı kabul etmediklerini, murislerinden de böyle birşey duymadıklarını, davanın reddini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/39 E., 2019/166 K. sayılı kararında, dinlenen kişilerce çekişmeli taşınmazın dava dışı kişilere ait olduğu belirtildiğinden, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalıların kök murisinden 01/04/1956 yılında yapılan satış sözleşmesiyle kök muris ... tarafından satın alındığını, dosya kapsamında dinlenen tanıklardan ve toplanan delillerden dava konusu taşınmazın babalarına ait olduğunun açıkça ortaya çıktığını, ...'ın dört kardeş ile birlikte kaldığını, daha sonra başka bir yere taşınması nedeniyle bir hakkının kalmadığını ve bu nedenle de dava açma hakkının bulunmadığının belirtildiğini, mevcut belgelere dayanılmasına rağmen dava açma yetkilerinin olmadığı yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2019/943 E. ve 2019/819 K. sayılı kararında, Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, bu hususa riayet edilmeyerek kamu düzenine aykırı hareket edildiği, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesinin birinci fıkrası ikinci cümlesi gereğince kamu düzenine aykırılığın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği, anılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden dolayı davacıların istinaf talebinin reddine, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi ve yeniden esas hakkında karar vermenin öncelikli sonucu olarak da İlk Derece Mahkemesinin hükmünün kaldırılarak istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen hususların aynen muhafaza edilerek 353/1-b-2 maddesi davanın açıldığı tarih itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde; delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmazın davacıların murisi tarafından kadastro öncesi haricen satın alındığını, zilyetliğin kesintisiz şekilde davacılar ve ailesinde olduğunu, bu tür davalarda hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini belirterek, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2019/943 E., 2019/819 K. sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi tanzim edilmiş tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağının kesinleştiği tarihler ile davanın açıldığı 22.01.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 44,80 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına 14.03.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.