Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4165 E. 2022/1377 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren dolduğu gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; dava konusu 310 ada 66 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sonucunda davalı adına tespit ve tescil edildiğini; ne var ki kadastro tespitinin hatalı yapıldığını, zira çekişmeli taşınmazın gerek kadastro tespitinden önce gerekse sonrasında nizasız-fasılasız davacı tarafından kullanıldığını, davalının tescil işleminin yolsuz tescil mahiyetinde olduğunu kabul ettiğini, bu sebeple iyi niyet iddiasında da bulunamayacağını belirterek, davalı adına tapuda kayıtlı Tire İlçesi, Akmescit Mahallesi, 310 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevabında; eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak açıldığı, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında davanın hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2019/15 Esas - 2019/150 Karar sayılı kararıyla; davacının talebinin kadastro öncesi nedene dayandığı, 3402 sayılı Yasa uyarınca kadastrodan önceki nedene dayalı davalar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre belirlendiği, somut olayda taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih göz önüne alındığında, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı davacı yanın kadastro tespiti öncesi ve sonrasında davacının nizasız-fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, buna rağmen kadastro tespitinin hatalı olarak davalı lehine yapıldığını, davacının kardeşi olan davalının adına yapılan tescilin yolsuz nitelikte olduğunu kabul ettiğini, bu sebeple iyi niyet iddiasında bulunamayacağını, davanın hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesinin TMK'nın 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek, istinaf incelemesi sonunda Mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/908 Esas - 2019/1282 Karar sayılı kararıyla, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talepli davada; dava konusu 310 ada 66 parselin kadastro tespitinin 02/10/2007 tarihinde kesinleştiği, davanın ise, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 14/01/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, mahkemece, davanın, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişmeli taşınmazın davacının zilyetlik ve tasarrufunda olduğunu, davalının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığını, bu hususun davalının kabulüne olduğunu bu sebeple iyi niyet iddiasında bulunamayacağını, eldeki dava yönünden hak düşürücü sürenin uygulanma imkanının olmadığını, davanın hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesinin TMK'nun 2.maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek, mahkemece verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 02/10/2007 tarihi ile davanın açıldığı 14/01/2019 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

Dosya içeriğine, kararın dayandığı yasal ve hukuki gerekçeye göre III. ve IV.3. paragrafta belirtilen kararların verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.02.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.