Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4262 E. 2022/3340 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak davalı adına tescil edilen taşınmazların davacılar tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması sebebiyle uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmazların kök murislerinden intikal ettiğini ispatlayamamaları ve davalının uzun süreli zilyetliğinin rızai taksime delalet ettiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.1. Davacılar vekili, davalı adına tapuda kayıtlı 115 ada 13 ve 24 parsel sayılı taşınmazların davalı ve davacıların kök murisi ... ...’dan kaldığını, mirasın paylaşılmadığını, bu hususun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/69 E. sayılı dosyasında sabit olduğunu ileri sürerek, taşınmazların kök muris mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

1.2. Davacılar vekili, 17/11/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle; bir kısım mirasçıların vekaletlerini alamadığından çekişmeli taşınmazların kök muris ... ... kızı ... ... mirasçılarından davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazın müşterek muristen intikal etmediğini, 98 yıl önce ölen kişinin mirasının paylaşılmadığı iddiasının doğru olmadığını, murisin taşınmazlarının en az 60 yıl önce taksim edildiğini, davacıların miras bırakanı ...’ye Kavaklar Mahallesi Kızılyokuşta hisse verildiğini, taşınmaz üzerinde bulunan ev ve ahırların babası ve kendi tarafından yapıldığını, değirmenin ise babası ile amcası ... ... tarafından yapıldığını, ...’nin değirmendeki hissesini Şebinkarahisar Noterliğinin 20/05/1975 tarihli ve 1105 yevmiye numaralı satış senedi ile babasına sattığını, taşınmazların büyük bölümünün babası ... tarafından imar ihya edildiğini ve şimdiye kadar aralıksız kullanıldığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/69 Esas sayılı dosyasına konu olan yerlerin kısmen dışında olduğu, 115 ada 24 parsel ve diğer ... ... adına olan taşınmazlarda kamulaştırma işlemi yapıldığını ve bu taşınmazlarda herhangi bir hak iddia edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/11/2016 tarihli ve 2015/64 E., 2016/140 K. sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedenlerden zilyetlik ve irsen intikale dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, davacıların dava konusu taşınmazların kök muris ... ...'dan intikalen gelen taşınmazlar olup kendi murisleri...'nin de miras payı olduğunu iddia ettikleri, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu taşınmazların ... ... ile ilgisi olmadığı, davalının babası ... ve eşi ... tarafından satın alınan taşınmazlar olduğu, keşif sırasında uygulanan tapu kaydı ve noter satış senetlerinin dava konusu taşınmazlara uyduğunun tespit edildiği, sonuç itibariyle davacıların iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 08/03/2017 tarihli ve 2017/124 E., 2017/123 K. sayılı kararıyla; Mahkemece davacıların dayandığı Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/06/1995 tarih 1988/69 E., 1995/102 K. sayılı dosyası getirtilmiş ise de, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanığa bu dosya okunup sorulmadığı gibi gerekçe kısmında da davacıların bu delilinin hiç değerlendirilmediği gerekçesiyle sair istinaf nedenleri incelenmeksizin davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/01/2019 tarihli ve 2017/22 E., 2019/56 K. sayılı kararıyla; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar yönünden davacının iddialarının ispatlanamadığı, davacının diğer delillerinin değerlendirilmesinde ise dava konusu mahkemenin kamulaştırma işlemlerine ilişkin 14.03.1988 tarih 1988/107-99 Değişik iş Esas/Karar sayılı dosyasında kamulaştırma işlemleri sırasında malikin ... olarak kabul edildiği, iş bu dosya kapsamında da iddiaların ispat edilemediğinin değerlendirildiği, davacı tarafından delil olarak sunulan Mahkemenin 02/06/1995 tarih 1988/69 E. 1995/102 K. sayılı dosyasının incelenmesinde, 01.12.1989 tarihli krokide nizalı yer olarak (A) (B) (C) (D) harfli kısımlarının gösterildiği, bu kısımlar dışında kalan ve iş bu davada dava konusu edilen 13/06/2018 tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen kısmın ise davalının elindeki bahçe olarak değerlendirildiği, Mahkemece verilen kararın incelenmesinde dava konusu taşınmazın ... ...'ya ait olduğunun kabulü ile (A) ve (C) harfi ile gösterilen yerler hususunda hüküm kurulduğu, bu hükmün mahkeme nezdinde kesin delil niteliğinde olmadığı; ancak delil olarak dosyanın kül halde değerlendirilmesinde, mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazın ... ...'ya ait olduğunu belirtmişlerse de bir kısım tanıklar mirasın mirasçılar arasında taksim edildiğini ve dava konusu yerin taksim sonucu ...'e düştüğünü, yine tüm tanık ve mahalli bilirkişilerin müştereken ... ...'nın zilyetliğini hatırlamadıklarını kendilerini bildiklerinden beri yerin ... tarafından kullanıldığını beyan ettikleri dikkate alındığında taşınmazın dava konusu edilen kısmında ... ve oğlu ...'un 45-50 yıldan fazla bir insan ömrünü aşan süre ile zilyetliklerini sürdürdükleri, taşınmazda çeşitli nevi ve türden ağaç diktikleri, ev yaptıkları taşınmazı kullandıkları, insan ömrünü aşan bu kullanım dolayısıyla rızai taksim ile yerin ...'e bırakıldığının kabulü gerekeceği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.

4. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, davacıların kök muris ... ...’nın mirasçıları olduğunu, dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında kök murisin sadece erkek çocuklarının mirasçıları arasında paylaşıldığını, davalının babası ...'in kendine ait bir tapusu bulunmadığını ve dolayısıyla zilyetliğin davalının dedesinden geldiğini, 30 yıl önceki davada kök muris ... ...’nın oğullarının ve şahitlerin yargılama esnasında mahkeme huzurunda verdikleri ifadelerin 30 yıl öncesine ait olduklarından Mahkemece daha muteber olması gerektiğini, Mahkemenin bu dosyadaki delil olan beyanları değerlendirmek yerine dosyayı bilirkişiye havale ederek eksik inceleme sonucu karar verdiğini, davalının dilekçesinde kardeşler arasındaki taksim sonucu Kızıl Yokuş Mevkiindeki tarlanın kızkardeşi ...'ye verildiğini iddia etmiş ise de bu yerin tapu kaydında üç kardeş (..., ..., ...) adına tescil edildiğinin tespit edilmesi karşısında bu parselden hak verildiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunun belirlendiğini, taşınmaz üzerinde bulunan değirmenin ... arasında devredildiği ve şahit ifadelerinden bu değirmeni ...’nin beraber yaptıkları anlaşılmakla bu durumun dava konusu parselin babalarından kaldığının ispatı olduğunu, ...'nin babalarından kalan parsel üzerine değirmen inşa ettiklerini ve daha sonra sadece değirmeni birbirlerine devrettiklerini, çekişmeli 115 ada 13 nolu parselin bir kısmının ... karısı ...’ye ait olduğunun iddia edildiğini, ancak parselin ne kadarını kapsadığı konusunda bilirkişilerin tam bir bilgi sunamadığını, tapunun yaklaşık 6000 m2 olup ...’ye ait tapunun ne kadarının 13 no.lu parsel içinde kaldığının bilirkişilere hesaplatılmadığını, bir önceki bilirkişi raporunda ...'ye ait tapunun dava konusu parselin kuzeyinde olduğunun belirtildiğini, aradan uzun yıllar geçmesi nedeniyle doğruyu bilen şahit bulunmasının mümkün olmadığı gözetildiğinde eldeki belgelerle beraber karinelere göre karar verilmesi gerektiğini, davalının taşınmazların babasından kaldığını iddia ettiğini, buna itirazları olmadığını, iddialarının bu taşınmazların babası ...’e dedesi kök muris ... ...’dan kaldığı olup çekişmeli 115 ada 13 parselin bir kısmının satın alındığına ait iddianın eski tapu kaydıyla ispat edildiğini ve taraflarınca da kabul edildiğini, ancak parselin ne kadarlık kısmı olduğunun belirlenemediğini, çekişmeli 115 ada 24 parselin satın alındığını veya malik olma nedenini davalının ispatlamak zorunda olduğunu, davalının babasının 1988/69 Esas sayılı dosyasında mahkeme huzurunda verdiği ifadesinin babasından kalan dava konusu parseller için söylenmediğini ispatlamak zorunda olduğunu, davalının kamulaştırma nedeniyle davacıların haklarını vermediklerini, ... ve mirasçılarının kamulaştırma bedelini tek başlarına aldıkları ikrarının doğru olduğunu, asıl olan itirazlarının davalının babasının bu parsellere nasıl sahip olduğunun belirlenmesi olup, Mahkemenin bu durumu araştırmamakta ısrar ettiğini, tek dayanakları olan ve hemen hemen aynı konuda olan dava esnasında şahitlerin ve kök murisin çocukları ...’nin "kız kardeşimize babamızdan kalan yerlerden pay vermedik" ifadelerini yok sayarak hüküm kurmanın usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

5. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30/12/2019 tarihli ve 2019/2079 E., 2019/2320 K. sayılı kararıyla; delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacıların öncelikle çekişmeli taşınmaz ya da taşınmazın bir bölümünün ortak miras bırakan ... ...'dan intikal ettiğini ispat ile yükümlü olduğu ve davacıların öncelikle bu hususu ispat etmelerinde zorunluluk bulunduğu, davacıların ispat için dayandıkları Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/06/1995 tarih 1988/69, 1995/102 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde dava konusunun kamulaştırma işlemi sırasında 43 ve 44 parsel numarası verilen taşınmazlara ilişkin olduğunun anlaşıldığı, eldeki davaya konu taşınmazlardan 115 ada 24 parsel sayılı taşınmazın ise Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilen 43 ve 44 sayılı kamulaştırma parselleri kapsamında kalmayıp davacı dayanağı Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile ilgisi olmayan 53 sayılı kamulaştırma parseli içinde kaldığı ve de 53 sayılı kamulaştırma parselinin davalının babası ... zilyetliğinde olduğunun belirtildiği, davacı taraf dayanağı Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında "01/12/1989 tarihli krokide A ve C harfi ile gösterilen bölümlerin davalı adına olan zilyetlik şerhinin iptaline ve bu bölümlerin muris ... ... mirasçıları adına mülkiyetinin tespitine" karar verildiği, hükme esas alınan 01/12/1989 tarihli kroki gözetildiğinde nizalı bölümlerin 43 sayılı kamulaştırma parseli içinde (A) harfi ile; 44 nolu kamulaştırma parselinde ise (C) harfi ile gösterildiği, yine 44 nolu kamulaştırma parselinde (D) harfi ile gösterilen bölümün ise davalının babası ...'e eşi olan ...'den intikal eden yer olarak işaretlendiği, davacı taraf dayanağı Asliye Hukuk Mahkemesi kararında belirtilen 43 sayılı kamulaştırma parselinin eldeki davaya konu çekişmeli taşınmazlarla bir ilgisinin olmadığı, ancak aynı dosyada nizalı olan 44 sayılı kamulaştırma parselinin çekişmeli 115 ada 13 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına ilişkin olduğunun 19/10/2016 tarihli fen bilirkişi raporu ile belirlendiği, dayanak Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası ile bu dosyada oluşturulan hükmün kapsam ve gerekçesi ile kararın dayanağı 01/12/1989 tarihli kroki gözetildiğinde anılan dava dosyasında çekişmeli 115 ada 13 parselin bir kısmına tekabül eden 44 sayılı kamulaştırma parselinin sadece (C) harfi ile gösterilen bölümünün çekişmeli olduğunun belirlendiği ve bu halde dayanak dava dosyasının ancak davanın tarafları açısından "Asliye Hukuk Mahkemesinde nizaya konu edilen 44 sayılı kamulaştırma parselinin C harfi ile gösterilen bölümü yönünden" güçlü delil olarak değerlendirilebileceğinin anlaşıldığı, bu kapsamda değerlendirme yapıldığında güçlü delile konu olan ve 01/12/1989 tarihli krokide (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün zaten kamulaştırma kararı ile yola terk edilmekle çekişmeli 115 ada 13 parsel sayılı taşınmaz içinde bulunmadığının anlaşıldığı ve bu haliyle Asliye Hukuk Mahkemesinde anılan bir kısım beyanlarda "... ...'ya ait olduğunu biliriz" şeklindeki beyanlara değer verilmesinin mümkün olmadığı, sonuç olarak çekişmeli 115 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davacı dayanağı dava dosyası ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, çekişmeli 115 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ise Asliye Hukuk Mahkemesinde nizaya konu olarak belirtilen (C) harfli bölümü ile ilgisinin bulunmadığı gibi yapılan 26/09/2016 ve 23/05/2018 tarihli keşiflerde dinlenilen yerel bilirkişi, tespit bilirkişi ve davalı tanıkları beyanı gözetildiğinde davacılar tarafının çekişmeli 115 ada 13 parsel sayılı taşınmazın öncesinde ortak mirasbırakan ...'dan geldiğini ispat edemedikleri anlaşıldığından Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, 30 yıl önce görülen 1988/69 Esas sayılı dosyada alınan beyanların genel beyanlar olup dava konusu parseller ile tüm tereke için geçerli olduğunu, 30 yıl öncesine ait olduğundan daha muteber kabul edilmesi gerektiğini, edinme sebebinin aksinin ispat külfetinin davalıya yükletilmesi gerektiğini, ...’ye verildiği iddia olunan payın ne şekilde verildiğinin ispatının davalı da olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda Giresun ili, Şebinkarahisar ilçesi, Çamlıbel köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 13 parsel sayılı 9.133,43 metrekare ve 115 ada 24 parsel sayılı 17.760,65 metrekare yüzölçümüne sahip taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve komisyona yapılan itirazın reddedilmesi üzerine tescil edilmiştir.

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2.Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV/5.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.