Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4322 E. 2022/2903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazların davacılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bazı taşınmazlar yönünden zilyetlik ve imar-ihya olgusunun oluştuğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, Yargıtay, yeterli araştırma yapılmadığı, hava fotoğrafları ve diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bazı taşınmazlar hakkında ise hiç karar verilmediği gerekçesiyle hükmü kısmen onayıp kısmen bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonucunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen önceki tarihli kararın davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay ( Kapatılan ) 16. Hukuk Dairesi tarafından kısmen onanıp kısmen bozulması sonucunda, Mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş olup, karar süresi içerisinde davacılar vekili, davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği görüşüldü:

I. DAVA

Kadastro sonucu ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 14 ve 102 ada 475 parsel sayılı 3.397,78 ve 78.687,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ..., aynı nedene dayanarak davaya katılmıştır. Diğer taraftan, davacı ..., adına kayıtlı 101 ada 5, 8 ve 12 sayılı parsellerin kadastro sırasında eksik ölçüldüğü iddiasıyla, davacı ... de, adına kayıtlı 101 ada 9 parsel sayılı taşınmazın eksik ölçüldüğü iddiasıyla kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, nizalı taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerlerden olup zilyetlikle mülk edinilmesinin mümkün olmadığını, nizalı taşınmazlarda davacının zilyetliği olmadığı gibi kanunen aranan zilyetlik koşullarının da oluşmadığını, nitekim davacının kardeşi tarafından taşınmazların satın alma isteğinin nizalı taşınmazların dere yatağı olduğundan bahisle kabul görmediğini, bu durumun Hazinenin mülkiyet hakkının tanınması anlamına geleceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın zamanaşımı ile kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve imar ihya ile de olsa iktisap edilip edilmeyeceğinin, zilyetlik hususunun olup olmadığını ve taşınmazın mera, orman vs yerlerle bir ilgisinin bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılarak ... Mahallesinin otlakiyesi vasfında olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek dava konusu yerde kadastro çalışmasının kesinleştiği tarihin sorulmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... cevap dilekçesinde; 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 13. Bendinin; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur." hükmü uyarınca İlçe Belediye Başkanlığı davalı olarak taraf sıfatını kazanmış olup, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığının söz konusu davada taraf sıfatının bulunmadığını beyan ederek, müvekkili Belediye Başkanlığı açısından davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04/07/2014 tarihli ve 2010/71 Esas, 2014/1046 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 26/06/2014 tarihli krokisinde (E) harfi ile gösterilen 669,80 ve (F) harfiyle gösterilen 587,52 metrekarelik, toplamda 1.257,32 metrekarelik kısmın ayrı bir parsel numarası verilerek 1/2'şer paylarla davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline, sair kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.12.2015 tarihli ve 2014/18277 E. 2015/16688 K. sayılı kararıyla; “Davacılar ... ve ...'in çekişmeli 101 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yönelik açtıkları dava yönünden çekişmeli taşınmazın dere yatağı etkisinde kaldığı ve imar – ihya edilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne yöneliktir. Keşifler sırasında yöntemince belirlenecek yerel bilirkişi ve varsa taraf tanıklarından taşınmazın kullanım durumuna ilişkin beyanları alınmamış, ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1. sınıf tarım arazisi olarak belirtildiği, jeolog bilirkişi raporunda ise, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerindeki çakılların dere malzemesi niteliğinde olduğu, parselin dere etkisinde kalabilen, imar - ihya edilmemiş taşınmaz niteliğinde olduğu belirtilmesine rağmen, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş, taşınmazın evveliyatı ve kullanım durumunu tespit amacıyla usulüne uygun şekilde hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Diğer taraftan, bu parselin bitişiğinde yer alan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısma yönelik usulünce açılmış bir dava olmadığı halde, bu bölüm hakkında da esasa ilişkin hüküm tesisi doğru değildir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemeyeceği gibi hatalı değerlendirme ile talepten fazlaya ilişkin hüküm kurulması da usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece, öncelikle, en az üç ayrı zaman dilimine, kural olarak tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ile kadastro tespit tarihine en yakın ve en eski tarihlerde çekilmiş uydu fotografları İl Kadastro Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, zirai bilirkişi, jeolog veya jeomorfolog bilirkişi, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte; belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle jeodezi ve fotogrametri mühendisine incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, aktif dere yatağında veya derenin mutlak etkisi altında kalan nitelikte olup olmadığının, imar – ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, öncesinde tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar – ihyaya konu edilip edilmediği, imar – ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, temin edilebilen gerek en eski gerekse kadastro tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotografları incelenmeli, zirai bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü, kullanım durumu ile ilgili komşu taşınmazlarla mukayeseli olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor hazırlattırılmalı, yine jeolog ve jeomorfolog bilirkişiden taşınmazın aktif dere yatağı kapsamında veya derenin mutlak etkisi altında kalıp kalmadığı yönünde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip, Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Davacı ...'in 101 ada 8 parselin, davacı ...'in ise 101 ada 9 parselin eksik ölçüldüğü iddiasıyla açtığı davaların fen bilirkişi raporunda (E), (F), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen tescil harici bölümlere ilişkin olduğu ve niteliği itibari ile TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tescil davalarında TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Erzurum Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Diğer taraftan; dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olmasına rağmen gerekli yasal ilanlar da yapılmamıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece, ... Belediyesi ile Erzurum Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, bu şekilde taraf teşkili tamamlanmalı, ayrıca 4721 sayılı TMK’nın 713/4. maddesinde düzenlenen gazete ile bir defa ve taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa olmak üzere yasal ilanlar yaptırılmalı, daha sonra iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.

Davacılar ... ve ...'in 102 ada 475 parsel sayılı taşınmazla ilgili temyiz istekleri yönünden ise HMK’nın 297. maddesinde öngörüldüğü üzere, kararın hüküm kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Davacılar, dilekçelerinde 102 ada 475 sayılı parselin de dava konusu olduğunu belirttikleri halde Mahkemece, bu taşınmaz yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2019 tarihli ve 2016/766 E. 2019/170 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,

Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın devamında yer alan ve fen bilirkişisi raporunda (E) harfi ile gösterilen 669,80 metrekarelik kısmın 101 ada 8 parselin devamı olarak aynı ada parsel numarası altında davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 101 ada 9 parsel sayılı taşınmazın devamında yer alan ve fen bilirkişisi raporunda (F) harfiyle gösterilen 587,52 metrekarelik kısmın 101 ada 9 parselin devamı olarak aynı ada parsel numarası altında davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Erzurum ili, ... ilçesi, .. Mahallesi 101 ada 12 parsel iken bir kısmı Artvin, ...,... Mahallesi sınırlarında kalan bir kısmı da 101 ada 14 parsel içerisinde kalan ve dava konusu edilerek 21/09/2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 229,46 metrekarelik kısım için yirmi yıllık zilyetlik ve imar ihya olgusu oluşmadığından, bu taşınmaz yönünden davanın reddine,

Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 102 ada 475 parsel sayılı taşınmaz aktif dere yatağı içerisinde olduğundan ve ayrıca imar ihya olgusu oluşmadığından, bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin bozma gereklerine uyarak vermiş olduğu kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar vekil temyiz dilekçesinde, dosya kapsamında yer alan tanık ve yerel bilirkişi beyanları ile teknik bilirkişi raporlarının davacıların lehine olduğu, toplanan tüm delillerden davacıların çekişmeli taşınmazlar üzerinde irsen intikalen en az 50 yıldır zilyet oldukları, hükmüne uyulan bozma kararının gereklerinin yerine getirilip tüm eksiklikler giderildiği halde yalnızca iki adet taşınmaz bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilip, geri kalan taşınmazlar yönünden davanın reddine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemenin kabulüne esas aldığı bilirkişi raporlarının yeterli olmadığı, davacının zilyetlikle iktisap koşullarını ispat edemediği, kaldı ki dava konusu taşınmazların niteliği itibariyle zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.3. Davalı ... vekili davacıların usul ve yasanın öngördüğü biçimde imar ihya ve zilyetlik olgusunu ispat edemediklerini, buna rağmen bir kısım taşınmaz yönünden davanın kabulüne hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile kadastro sırasında dere yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacılar adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’

6.2.4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi, "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükümlerini ihtiva etmektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Çekişmeli 101 ada 14 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü yönünden verilen karara yönelik davacıların temyiz itirazları incelendiğinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmesine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacılar yararına çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının dosyaya yansıyan delillerle saptandığının anlaşılmasına göre, temyiz isteğinin yerinde olmadığı anlaşıldığından bu parsel yönünden hükmün onanması gerekmiştir.

6.3.2 Davalıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davacı ...'in 101 ada 8 parselin, davacı ...'in ise 101 ada 9 parselin eksik ölçüldüğü iddiasıyla açtığı davaların fen bilirkişi raporunda (E) ve (F) harfleri ile gösterilen tescil harici bölümlere ilişkin olduğu ve niteliği itibari ile TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı dere yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazların davacı ... tescili isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu bölümler üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Şöyle ki Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümleri yönünden verilen önceki tarihli kararın Dairece bozulması üzerine, bozma kararından sonra yapılan keşif sırasında bu bölümler yönünden yeniden inceleme ve araştırma yapılmamış, dosya arasına daha önce alınan bilirkişi raporları ile yetinilmiştir. Ne var ki bozma kararından önce alınan jeolog bilirkişi raporu incelendiğinde taşınmaz bölümlerinin taşkın zamanlarında derenin etkisi altında kalabileceği, yer yer alüvyol malzemeye tesadüf edildiğinin belirtildiği, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda ise taşınmazın kültür arazisi olduğunun belirtildiği, ancak bu değerlendirmenin soyut ve denetime elverişsiz olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde bilirkişi raporları arasında çelişki hasıl olduğu halde, mevcut çelişki giderilmemiş; ayrıca imar ihya hususunda araştırma içermeyen taşınmazların halen aktif dere yatağı olup olmadığı ile özel mülkiyete konu edilebilecek yerlerden olup olmadıkları hususunu değerlendirmekten uzak bu raporlara itibar edilmiş, kaldı ki taşınmazın evveliyatı ve kullanım durumunu tespit amacıyla usulüne uygun şekilde hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.

Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazlara ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 1 fen elemanı, 3 ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde ve ne zamandan beri sürdürüldüğü, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların eğimlerini, niteliklerini, toprak yapılarını, bitki örtülerini, üzerlerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü kesin olarak belirleyen, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmazlar ve çevrelerinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazların sınırları kabaca işaretlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerini, sınırlarını ve taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazların uydu fotoğrafları üzerindeki konumunun gösterilmesi istenmeli; jeolog bilirkişisinden taşınmaz bölümlerinin dere yatağı olup olmadığına yahut dereden kazanılıp kazanılmadığına ilişkin rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile denetlenmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan noksan tahkikatla verilen karar isabetsiz olduğundan davalı Hazine ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüştür.

6.3.3. Davacılar ... ve ...'in 102 ada 475 parsel sayılı taşınmazla ilgili temyiz istemine gelince; Mahkemece çekişmeli taşınmazın imar ve ihya edilmediği, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, Mahkemece bozma kararından sonra yapılan keşif sırasında davacı asillerin huzurunda çekişmeli taşınmazın tamamının mı yoksa bir bölümünün mü dava edildiği belirlenip, iddianın konusu alan yer gösterme suretiyle tespit edilmediği gibi, ziraat mühendisi bilirkişi aracılığıyla iddiaya konu taşınmazın kullanım durumu ve toprak yapısı hakkında rapor alınmamış, taşınmazın evveliyatı ve kullanım durumunu tespit amacıyla usulüne uygun şekilde hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, taşınmaza ilişkin eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bu şekilde dosyanın ikmal edilmesinden sonra mahallinde davacı asillerin iştirakiyle yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeolog bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında öncelikle davacılardan çekişmeli taşınmazın bir bölümünün mü yoksa tamamının mı davaya konu edildiği sorulup, yer gösterme esasına dayalı olarak iddianın konusu belirlenmeli, dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, iddiaya konu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, tamamının yahut bir bölümünün evveliyatında dere yatağı olup olmadığı, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, öncesi itibariyle imar ve ihyaya konu edilebilecek yerlerden olması halinde, imar-ihya edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, zirai durumunu, çevresindeki kadastral parsellerle arasında bir fark bulunup bulunmadığını, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyaya konu olmaya başlandığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeolog bilirkişisinden, taşınmazın tamamının yahut bir bölümünün öncesinin aktif dere yatağı olup olmadığı, öyle ise ne zaman derenin aktif yatağından kurtulduğu hususlarında fotoğraflarla desteklenmiş rapor istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden ise getirtilen tüm stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın öncesinde hangi nitelikte olduğu tamamının yahut bir bölümünün dere yatağı olup olmadığını, sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı ve bu raporda çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafları üzerinde, yakın çevresindeki ve yakınında bulunan dere ile birlikteki konumu gösterilmeli; HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip, Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan noksan tahkikatla verilen karar isabetsiz olduğundan davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmuştur.

6.3.4 Davacılar ... ve ...'in teknik bilirkişi raporunda (G) ve (H) harfi ile gösterilen tescil harici taşınmaz bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; HMK’nın 297. maddesinde öngörüldüğü üzere, kararın hüküm kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Davacıların 101 ada 8 ve 9 parselin eksik ölçüldüğü iddiasıyla açtığı davaların fen bilirkişi raporunda (E), (F), (G) ve (H) harfleri ile gösterilen tescil harici bölümlere ilişkin olduğu hususu keşif sırasında belirlenmiş olup, mahkemece (E) ve (F) ile gösterilen bölümler üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, (G) ve (H) ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunmuştur.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacılar vekilinin 101 ada 14 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

2. Davalı Hazine ile davalı ... vekilinin fen bilirkişi raporunda (E) ve (F) harfleri ile gösterilen tescil harici taşınmaz bölümleri yönünden, yukarıda hükmün (IV/6.3.2.) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

3. Davacılar vekilinin 102 ada 475 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yukarıda hükmün (IV/6.3.3.) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle, teknik bilirkişi raporunda (G) ve (H) harfi ile gösterilen tescil harici taşınmaz bölümlerine ilişkin temyiz itirazları ise yukarıda hükmün (IV/6.3.4) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, davalı ... tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.