Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4344 E. 2022/2747 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların zilyetlik iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil talepli davaları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, çekişme konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini kanıtlayamamaları ve hava fotoğrafları incelemelerinde taşınmazların boş ve doğal görünümde olmaları nedeniyle zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu ... ilçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ... ve ... parsel sayılı 1.363,25 ve 126.648,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan ... ada ... parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin zilyetleri lehine dolmadığından bahisle Hazine adına tarla vasfıyla, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ise devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

I. DAVA

Davacılar, murisleri Muharrem Yiğen tarafından çekişme konusu taşınmazların kendilerine 1966 yılında hibe edildiğini ve o tarihten itibaren önceleri ağıl olarak, daha sonra ise yıkılan ağılın yerini bağ, bahçe olarak kullandıklarını, çekişme konusu ... ada ... parselin tamamı ile ... parsel sayılı taşınmaz içerisinden keşif esnasında gösterecekleri yaklaşık 2000 metrekarelik kısmın tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazların üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2014 tarihli ve 2012/288 Esas, 2014/252 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptaline, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazda 24.05.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (D) harfleri ile gösterilen toplam 2.075,77 metrekarelik kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptaline 2.075,77 metrekarelik iptal edilen bu kısmın ... ada ... parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen tüm bölümlerin davacılar ... ve ... adına 1/2'şer hisse ile tapuya tesciline, taşınmaz üzerindeki evin ...'ye ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince; “tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının temin edilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile keşif icra edilmesi, hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere inceleme yaptırılması, zirai bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tarıma elverişli olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınması” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 06.11.2019 tarihli ve 2017/74 Esas, 2019/698 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptaline, taşınmaz üzerindeki evin ...'ye ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazı davacıların babasının açık ağıl olarak kullandığını, ölümünden sonra burayı davacı kızlarına hibe ederek zilyetliğini devrettiğini, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarınla davacıların zilyetliğinin kanıtlandığını, bu parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın bu parsel yönünden reddinin yanlış olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacılar lehine iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. (6100 sayılı HMK m.33). İddianın ileri sürülüş şekli, dosya kapsamına göre temyiz kanun yolu başvurusuna konu dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı açılan tapu kayıtlarının iptali ile tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.’’ Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

6.2.3. Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

6.2.4. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;

"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.

6.2.5. 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13., 14. ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların (6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd), devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama, dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın teknik krokinin (A) ve (D) harfiyle gösterilen bölümleri üzerinde ziraat bilirkişi raporuna göre herhangi bir imar ihyanın bulunmadığı ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu belirtildiğine, jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi raporunda ise çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 1954, 1975, 1986, 1992 ve 2006 tarihli hava fotoğraflarında doğal ve boş görünümde olduğu belirtildiğine göre, taşınmazın (A) ve (D) harfi ile gösterilen kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu bölümlere yönelik temyiz itirazlarının reddine.

6.3.2. Davalı Hazine vekilinin çekişmeli ... ada ... parselin bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımlarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Hava fotoğrafı incelemesi neticesi jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporda, 1954, 1975, 1986, 1992 ve 2006 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı, sabit sınırların bulunmadığı, taşınmazların boş ve doğal görünümünde oldukları bildirilmiş; ziraatçi bilirkişi raporunda ise her ne kadar çekişmeli taşınmaz bölümlerinin zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden oldukları belirtilmiş ise de, 2006 tarihli ortofoto görüntüsünde, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde herhangi bir imar ihya faaliyetinin olmadığı açıkça görülmekte olup, davacılar lehine iktisap koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

6.3.3. Hal böyle olunca; Mahkemece, çekişmeli ... ada ... parselde (B) ve (C) harfiyle gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümlerinde herhangi bir kullanımın bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, çekişmeli taşınmaz bölümünde davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, soyut içerikli ve teknik bulgulara aykırı düşen ziraatçı bilirkişi raporuna ve mahalli bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacılar vekilinin ... ada ... parsel sayılı taşınmazın (A) ve (D) harfli kısımları yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan ayrı ayrı alınmasına,

2. Davalı Hazine vekilinin ... ada ... parsel sayılı taşınmazın (B) ve (C) harfli kısımları yönünden, yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.