"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde özetle, Eyyüpnebi köyü sınırları dahilinde bulunan kuzeyi 85, batısı 73, güneyi 49 ve doğusu 51 nolu parsellerle çevrili 100 dekar arazinin 45 yıl kadar önce ... ..., daha sonra 15 yıl oğlu ... ...’ın malik sıfatıyla fasılasız ve nizasız zilyedi olarak kullanılageldiğini, son 16 yıldır da davacı ...’nin ... ...’dan taşınmazın zilyetliğini devralarak bizzat kullanıp tasarruf etmekte olduğunu, çekişmeli taşınmazın 08.11.1975 tarihinde kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici yer olarak bırakıldığını, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirerek dava konusu taşınmazın 100 dekarlık kısmının davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, yapılan araştırma neticesinde davacı ...’nin fen bilirkişisinin 09.06.2009 havale tarihli raporunda ortaya koyduğu (A) harfiyle gösterilen kısımda eklemeli zilyetlik imkanından da faydalanarak TMK’nın 713. maddesine göre olağanüstü zamanaşımı ile iktisap şartlarını gerçekleştirdiği gerekçesiyle anılan kısmın davacı adına tesciline karar verildikten sonra, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22.03.2010 tarih 2009/6151 E. – 2010/1228 K. sayılı ilamı ile; “Çekişmeli taşınmaza bitişik 49, 51, 73 ve 85 nolu parsellere ait kadastro tutanaklarında revizyon gördüğü anlaşılan tapu kayıtları geldi ve gittileriyle birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden, davanın açıldığı 20.05.2008 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, sözü edilen hava fotoğraflarıyla tapu kayıtlarının yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye kroki üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, hava fotoğraflarının da uzman bilirkişiler aracılığıyla uygulanması, çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı üzerinde durulması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, paftaya göre taşınmazın taşlık niteliğinde bulunduğu ve keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... ...’in ise dava konusu yeri “demir girmez” olarak tanımladığı gözetilerek davacı ve satıcısı tarafından hangi tarihte taşınmazın imar ihyasına başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri ve hangi tarihte tamamladıkları hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, 20 yıllık kazanma süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren hesaplanması, taşınmazın taşlık ve demir girmez bir yer olduğu gözönünde tutularak taşınmazın tümüne göre taşlık oranının ne durumda olduğunun ve vasfının uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla saptanması” hususlarına değinilerek bozulmuştur.
IV. BOZMAYA UYULARAK VERİLEN MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapusuz nitelikte olduğu, davacı tarafından para ve emek sarfedilerek imar ve ihyasının tamamlandığı ve yaklaşık 26 yıldır davacının nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulunduğu, orman ve mera olmadığı, kuru tarım arazisi niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 ve 3402 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde belirtilen koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, doğusunda tapulama harici kısım, güneyinde patika yol ve 49 nolu parsel, batısında Berkevir (Taşönü) yolu, kuzeyinde 85 nolu parsel ile çevrili olan 100000 m² yüzölçümlü 23/05/2014 tarihli harita mühendisi raporunda (A) harfi ile gösterilen alanın ifraz edilerek tarla niteliği ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay İkinci Bozma İlamı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 14/02/2018 tarih 2015/15338 E. – 2018/2157 K. sayılı ilamında; “Hazinenin diğer temyiz itirazları incelenmeksizin dava konusu taşınmazın ihdas evrakları da bulundukları yerden getirtilerek ikmal edildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak uyuşmazlık konusu yerin 586 nolu parselin hangi kısmına tekabül ettiği belirlenip kalan kısmı da ayrılmak suretiyle dosya kapsamındaki diğer tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin" gereğine değinilmiştir.
3. İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 05/08/2019 tarih 2018/500 E., 2019/540 K. sayılı kararıyla, uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtilen eksiklikler ikmal edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu 586 no'lu parselin toplulaştırma kapsamında 10.10.2012 tarih ve 4766 yevmiye numarasıyla taşlık alandan ihdas edilerek hali arazi vasfı ile tapu kütüğüne tescil edildiği, davacının imar ihyada bulunduğunu iddia ettiği krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın toplulaştırma çalışmaları sırasında (B) ile gösterilen yerden ayrılarak ve DOP kesintisi yapıldıktan sonra kalan 92.421,91 m2 ve hali arazi vasfı ile Maliye Hazinesi adına 135 ada 1 parsel numarası altında tapu kütüğüne tescil edildiği belirtilmiş olmakla, dosya muhtevasına uygun, denetime elverişli, açık ve gerekçeli rapora itibar edilerek taşınmazın yasada aranan süre boyunca imar ihyası tamamlanmış halde davacının zilyetliğinde bulunuyor olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 01/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, imar-ihyanın ne zaman bitirildiği bilirkişi raporuyla ortaya konmadığını, tanıklar da imar-ihyanın başlangıç ve bitiş tarihlerine yönelik somut beyanlarda bulunmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında "taşlık" vasfıyla tespit harici bırakılan, ardından karar tarihinden önce "hali arazi" vasfıyla toplulaştırma sonucu Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmazın, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, bilahare karar tarihinden önce, 10/10/2012 tarihinde Hazine adına “hali arazi” vasfıyla 586 parsel numarasıyla tapuya tescil edildiği saptanmıştır.
6.3.2. Davacı yanın imar ihya ve zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu, oysa ki taşınmazın karar tarihinden önce zaten Hazine adına tapuya toplulaştırma sonucu tescil edildiği ve kütüğe kaydedildiği belirlenmiştir.
6.3.3. Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince zilyetlikle mülk edinme koşulları üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür.
6.3.4. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için Mahkemece bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyulan 20.03.2010 tarihli bozma ilamında hava fotoğraflarının harita ve jeodezi bilirkişisi tarafından değerlendirmesinin gereğine değinildiği halde bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın hava fotoğrafında gösterilmekle yetinildiği, 14.02.2018 tarihli bozma ilamında belirtilen ihdas evrakları kısmen getirtilerek ve fen bilirkişisinden rapor alınarak hüküm kurulduğu, öte yandan Tapu Müdürlüğünün müzekkere cevabında ihdasen Hazine adına oluşan 586 parsel sayılı taşınmazın ifraz sonucu 147 ada 1, 147 ada 6 ve 147 ada 8 parsel sayılı taşınmazlara gittiğinin bildirildiği halde, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda ise 586 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma sonucu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu belirtilerek tereddüte yol açacak şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Kaldı ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözü geçen ve son celsede yapıldığı zapta geçen 28.06.2019 günlü keşif tutanağı da dosyada bulunmamaktadır.
6.3.5. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın ihdasen oluşan tapu kaydının tüm geldi-gittileriyle dosya arasına alınması, dava konusu taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi-fotogrametri mühendisi, üç ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
6.3.6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde taşınmaz bölümünün tarımsal niteliğini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, taşınmazın içerisindeki ağaçların ne zaman dikildiği, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş ve hangi bölüme ait olduğu işaretlenmiş renkli fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
6.3.7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten, önceki raporların irdelenerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;
6.3.8. Fen bilirkişisinden, dava konusu edilen taşınmazın hangi parsele isabet ettiği tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı;
6.3.9. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.