Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4374 E. 2022/3374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz için açılan tescil davasında, davacıların zilyetlikle iktisap şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın tescil harici bırakılma nedenini, imar planı kapsamında olup olmadığını, niteliğini ve kullanım durumunu yeterince araştırmadan ve hava fotoğrafları gibi delilleri incelemeden hüküm kurması, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi olarak değerlendirilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde özetle; hudutları dava dilekçesinde belirtilen 40 dönüm miktarındaki taşınmaz bölümünün müvekkilleri tarafından 35-40 yıldır kullanıldığını, taşınmaz üzerinde müvekkillerinden ...tarafından dikilmiş olan 35-40 yaşlarında fıstık ağaçları bulunduğunu, müvekkillerinin bu ağaçlara birlikte baktığını ileri sürerek taşınmazın müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda davacılar lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını, kaldı ki taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, Mahkemece bu hususta yapılacak inceleme ve araştırma sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ...köyü tüzel kişiliği davaya cevap vermemiş, 26/04/2011 tarihli celsede köy muhtarı ..., davacıları köylüleri olması sebebiyle tanıdığını, dava konusu taşınmazı bildi bileli davacıların kullandığını, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/07/2014 tarihli ve 2013/54 Esas - 2014/310 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazda davacılar lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddesinde düzenlenen koşulların oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, harita mühendisi ve kadastro teknisyeni bilirkişi tarafından hazırlanan, 18/12/2013 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 39.169,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09/11/2017 tarihli ve 2015/13534 Esas - 2017/7702 Karar sayılı kararıyla; “Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında, 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesinin zorunlu olduğu, yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, karar tarihinden önce 30/03/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince büyükşehir belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlendiği, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin ise tüzel kişiliğinin kaldırıldığı, köylerin mahalle olarak, belediyelerin ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldığı, 6360 sayılı Yasa'nın yürürlüğünden sonra büyükşehir belediyesi statüsünde olan illerin sınırları içindeki tescil harici taşınmazlar için açılacak tescil davalarında Hazine ile birlikte büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyelerinin yasal hasım konumunda olduğu, somut olayda; Mahkemece yasal hasım konumunda olan Nizip Belediyesi ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulduğu, bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği, taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemeyeceği, hal böyle olunca, Mahkemece İlçe Belediyesi ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

3. Bozma Sonrası Davaya Dahil Edilen Davalıların Cevapları

3.1. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davada husumet Nizip Belediye Başkanlığına yöneltilemeyeceğinden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi, Mahkeme aksi kanaatte olur ise mahallinde keşif yapılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, davanın kabulü halinde ise müvekkil idare hal ve davranışlarıyla aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte olur ise davanın esastan reddi ile taşınmazın müvekkil belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3.2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece dava konusu taşınmazın müvekkil belediyenin görev, yetki ve sorumluluğu kapsamındaki kamu hizmetlerinin ifası için gerekli niteliği taşıdığının anlaşılması halinde müvekkil belediye adına tescil edilmesinin gerekeceğini, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yine eldeki davada müvekkil belediye yasal hasım konumunda bulunduğundan aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek, taşınmazın kamu hizmetlerinin ifası için gerekli niteliği taşıdığının anlaşılması halinde belediye adına tescil edilmesini, aksi halde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/148 Esas - 2018/831 Karar sayılı kararıyla, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde toplulaştırma çalışması yapıldığı, dava konusu taşınmaz bölümüne de 129 ada 7 parsel numarası verilerek taşınmazın malik hanesinin “davalı” olarak bırakıldığı, taşınmazda davacı taraf lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddesinde düzenlenen koşulların oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu 129 ada 7 parsel sayılı taşınmazın yarı payının davacı ... adına, geriye kalan payının ise yargılama sırasında vefat eden davacı ...’nın, Nizip Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/742 Esas, 2011/627 Karar sayılı mirasçılık belgesi uyarınca, ... mirasçıları adına miras payları oranında kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

5. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

6. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, taşınmaza yalnızca ağaç dikilmesinin imar-ihya faaliyeti sayılmayacağını, dosya kapsamından taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse ihyanın ne zaman bitirildiğinin net olarak anlaşılamadığını, dosya arasında bulunan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu beyan ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

7. Gerekçe

7.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Gaziantep/Nizip/Aşağı Bayındır Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz bölümü, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılmış, yargılama sırasında 2015 yılında taşınmazın bulunduğu yerde yapılan toplulaştırma çalışmaları sırasında taşınmaz, 129 ada 7 parsel numarasıyla, 38.684,62 metrekare yüzölçümlü olarak, malik hanesine “davalıdır” yazılmak suretiyle tescil edilmiştir.

Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.

7.2. İlgili Hukuk

7.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

7.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

7.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

7.3. Değerlendirme

Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro tespitinin ne zaman yapıldığı, taşınmazın hangi sebeple tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, dava konusu taşınmazın komşusu olan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları, dayanakları ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ... ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorulup saptanmamış, taşınmazın niteliği ve kullanım durumunun tespiti hususunda hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, dava konusu taşınmazın komşusu olan taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ve varsa dayanakları, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazın ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı, bu imar planının hangi tarihte kesinleştiği ... ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorulup tespit edilmeli, taşınmaz imar planı kapsamında kalıyor ise imar planı ve taşınmazın imar durumuyla ilgili tüm belgeler getirtilip dosya arasına alınmalı, yine dava konusu taşınmaz imar planı kapsamında kalıyor ve imar planının onay tarihi, dava tarihinden daha önce ise bu tarihten, aksi halde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Mahallinde yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, krokili ve koordinatlı rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyayı gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotoğrametri mühendisi bilirkişisine, dosya arasına alınacak hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.