Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4438 E. 2022/3271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın bu süre geçtikten sonra açılmış olması gözetilerek, davanın usulden reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili 29/12/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin davalıların murisi ...'tan 1960 yılında İzmir ili Ödemiş ilçesi Pirinççi köyü 1171 parsel numaralarında kayıtlı taşınmazları haricen satın aldığını, kadastro tespitinden sonra 12.04.1976 tarihinde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak; İzmir ili Ödemiş ilçesi Pirinççi köyü 362 parsel ile 1171 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili 23.01.2015 havale tarihli cevap dilekçesi ile, davalılar müvekkilleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın satış vaadi sözleşmesi olduğunu iddia ettiği belgenin köy muhtarı tarafından düzenlenmiş olan bir belge olduğunu, bu belgenin satış vaadi sözleşmesi olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın dava konusu olan taşınmazları kadastro tespitinden çok önce 1960 yılında haricen satın aldığını iddia ettiğini, dava konusu olan taşınmazların 1967 yılında kadastro tespiti yapılarak tapuya tescil edildiğini, 1967 yılından itibaren 10 yıl içerisinde kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak tespit ve tescile itiraz davası açılacağını bu sürenin 1977 yılında dolduğunu, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01/12/2015 tarihli 2014/769 E. 2015/449 K. sayılı kararıyla, davacının davası kadastrodan önceki sebebe dayanmakta olup kadastro tutanağının kesinleşmesi ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, kanunda öngörülen bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılmasının mümkün olmadığı, kanunda öngörülen bu sürenin hakkın varlığını ortadan kaldıran hak düşürücü süre olup bu sürenin mahkemelerce re'sen dikkate alınması zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazın yaklaşık 60 yıldır davacının kullanımında olduğunu, satış vaadi sözleşmelerinden doğan davalarda zamanaşımı süresinin uygulanmadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali tescili istemine ilişkindir.

3.2. Hukuki Sebep

3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Çekişmeli 362 ve 1171 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitleri 09/01/1967 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı taraf 29/12/2014 tarihli dava dilekçesi ile kadastro öncesi nedene dayalı olarak 10 yıllık sürenin geçmesinden sonra tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 51,50 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.