Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4441 E. 2022/3280 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro harici bırakılan bir taşınmazın davacı tarafından yirmi yıllık zilyetlik ve imar-ihya iddiasına dayalı olarak tapu kaydının kendi adına tesciline ilişkin istem.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetliğin başlangıç tarihi, imar ve ihya faaliyetlerinin kapsamı ve taşınmazın niteliği hususunda yeterli araştırma ve delil değerlendirmesi yapılmadığı, hava fotoğrafları ve bilirkişi incelemeleriyle tespitin eksik yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle, kadastro harici bırakılan dava konusu taşınmazı 20 yılı aşkın fasılasız ve nizasız olarak kullandığını, eskiden taşlık ve çalılık olduğunu ve kendisinin imar ve ihya ederek kullanılır hale getirdiğini, üzerinde 25-30 yıllık ev ve 20-25 yaşlarında bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II.CEVAP

1.Davalı ... Belediye Başkanlığı, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı Hazine, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisaba elverişli herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazda 20 yıldan fazla bir zamandan beri nizasız ve fasılasız bir şekilde zilyet bulunduğu imar ve ihya ederek kullandığı ve TMK.nın 713. maddesindeki zilyetliğe dayalı tescil yönünden davacı lehine tescil şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24/04/2019 tarihli ve 2016/850 E., 2019/3053 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece öncelikle, 6360 sayılı Kanun uyarınca Kahramanmaraş ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği ve Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacıya süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 28/01/2020 tarihli 2019/324 E., 2020/69 K. sayılı kararıyla, mahalli bilirkişi beyanları ve teknik bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın davacı tarafça 1980'li yılların sonlarına doğru taşlık alanların temizlenerek ve meyve fidanları dikilerek imar ihya edilmeye başlandığı, 1990 yılında imar ihyasının tamamlandığı, daha sonra 1990 yılında taşınmaz üzerine ev inşa edildiği, davacının bu tarihten dava tarihine kadar taşınmazı aralıksız olarak ev ve bahçe olarak kullandığı, 1990 ile 2014 yılı arasında geçen 24 yıllık sürenin zilyetlik bakımından süre koşulunun sağlandığı, taşınmazın mera, yaylak, kışlak, orman, dere yatağı gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığının dosyadaki belgelerden anlaşıldığı, davacının aynı köyde başkaca senetsizden veya belgesizden kazanımının bulunmadığı, olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisap şartlarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, fen bilirkişisinin 03/12/2019 havale tarihli raporuna ekli krokide etrafı kırmızı kalemle taralı olarak ve A harfi ile gösterilen 3.507,90 m2 yüzölçümlü tescil harici taşınmazın aynı mevkideki son parsel numarasından sonraki numara verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, eksik incelemeyle karar verildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tescil harici olarak bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Çekişmeli taşınmazın 1987 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı saptanmıştır.

6.3.2. Davacının imar ihya ve zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu belirlenmiş, Mahkemece zilyetlikle mülk edinme koşulları üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür.

6.3.3. Somut olayda; 1985 tarihli hava fotoğrafında münferit halde yapraklı ağaçlar ve taşınmazın sınırlarının belirgin olmadığı, 1999 tarihli hava fotoğrafında ise, 1 adet ev çevresinde ağaçların bulunduğu belirtilmiş olup tek hava fotoğrafının imar-ihyanın başlandığı ve tamamlandığı tarihler hakkında bir bilgi vermediği, ziraat bilirkişi raporu da tek bilirkişi tarafından düzenlemiş olup, soyut verilere dayalı hükme esas alınması için yeter değildir. Bu şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalıdır.

6.3.4. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi, üç ziraatçı bilirkişi, ve bir fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

6.3.5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın öncesinin imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

6.3.6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;

6.3.7. Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı,

6.3.8. Taşınmazın 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

Davalı Hazinenin değinilen yönlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.