Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4515 E. 2022/3005 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, dayanılan tapu kaydının sınırlarının belirlenip belirlenemeyeceği ve davacıların zilyetliğinin ispatlanıp ispatlanamadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dayanılan tapu kaydının sınırlarının net olarak belirlenemediği, aynı kayda dayalı başka davaların da bulunduğu ve bu davaların sonuçlarının beklenmesi gerektiği, ayrıca eksik inceleme yapıldığı gözetilerek, birleştirilen davada davacılar ile müdahil ... ve ...’ın temyiz istemleri reddedilmiş, davacılar ve müdahil ...'in temyiz istemleri kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen 13/09/2019 tarihli ve 2018/814 Esas, 2019/1240 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar ve Müdahil ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 12/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ve Avukat ..., müdahil ... vekili Avukat ..., davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden birleştirilen dava davacıları ve müdahiller gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.1. Davacılar vekili 11/09/2008 tarihli dava dilekçesinde; ... ilçesi ... Köyü eski ... (yeni ... ve ... ) parsel sayılı taşınmazın 1990 yılında Hazine adına tespitinin yapıldığını Kadastro Mahkemesine itiraz neticesinde 25/12/1998 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu taşınmazların ... Çiftliği arazileri içerisinde olup davacıların murisi olan ... ve oğlu ...’ya ait yerler olduğunu, bu yer hakkında temessük kayıtlarının bulunduğunu belirterek, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

1.2. Müdahale talebinde bulunan ... 26/10/2015 teslim tarihli dilekçesinde, her ne kadar dava konusu taşınmazların ... ve oğlu ...'ya ait olduğu belirtilmekte ise de; söz konusu taşınmazların rızai alım satım, cebri icra ve tevhid suretiyle ... Paşa'nın mülkü olduğunu, kendisinin ise ... mirasçısı olduğunu belirterek, veraset ilamındaki hissesi oranında adına tescilini talep etmiştir.

1.3. Müdahale talebinde bulunan ... 12/11/2014 tarihli dilekçesinde , ... parsel sayılı taşınmazın içinde 79.652,56 metrekare bölümün 1973 yılından bugüne kadar kendisi tarafından kullanıldığını, kendisi lehine zilyetlik koşullarını oluştuğunu belirterek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

1.4. Müdahale talebinde bulunan ... 23/12/2008 tarihli dilekçesinde; temessük kayıt kapsamında kalan taşınmazların satış vaadi sözleşmesi ile %50 payını satın aldığından, bu bölümün kendi adına tescilini talep etmiştir.

1.5. Birleştirilen davada davacılar ... ve arkadaşları vekili 18/06/2014 tarihli dava dilekçesinde; ... ili ... ilçesi ... Nahiyesi ... şosesi ... Tepesi mevkiinde 4753 ve 5618 sayılı Kanun hükümlerine göre 22/1081954 tarihinde 31 nolu Toprak Tevzi Komisyonu tarafından yapılan çalışma neticesinde oluşturulan cetvellerde davacıların murisi Mehmet oğlu ... adına ... ada ... parsel no.lu belirtmelikte kayıtlı ve halen ..., ... ve ... sayılı kadastro parselleri içerisinde kalan 19.200,00 metrekare miktarlı tarla vasıflı arazinin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazlar hakkında açılan davanın hak düşürücü süreye uğradığını, ayrıca aynı kayda dayalı olarak Kadastro Mahkemesinde görülen davaların bulunmuş olması nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14 09.2017 tarihli ve 2008/ 344 Esas 2017/215 Karar sayılı kararında, birleştirilen davada davacılar ve müdahiller ... ile ...’un davalarının kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde açılmadığı, davacılar ve müdahil ...'in davası yönünden ise Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen rapora göre, kayıttaki hudutların geniş bir alanı tanımladığı, taşınmazın nerede kaldığının tespiti yönünde dayanak alınan Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/319 D.İş sayılı dosyasındaki tespitlerin hüküm vermeye elverişli olmadığı tutunulan kayıtların uygulanmasını gösteren denetlemeye imkan verecek nitelikte ve dayanılan belgenin taşınmazlara aidiyeti, taşınmaza uygunluğunun saptanamadığı, dava ve tespit tarihine kadar taşınmaz üzerinde taşınmazın ekonomik amacına uygun ve yasada öngörülen süreye ulaşan zilyetliklerinin de ispatlanamadığı, toplanan delillere göre davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varıldığı belirtilerek, asli müdahiller ... ve ... ve birleştirilen dava yönünden taleplerin hak düşürücü sürenin geçmesi nedeni ile reddine, asıl davada davacılar ve asli müdahil ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve müdahil ... vekili, birleştirilen davada davacılar vekili, müdahil davacı ... vekili, müdahil ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar ve müdahil ... vekili istinaf dilekçesinde; davacıların dayanmış olduğu temessük kaydında yapılan inceleme neticesinde tapu kaydı niteliğinde olduğunun belirtildiği, tapu kaydının sınırlarının belirlenemediği gerekçesiyle davalarının reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinde tapu kaydının sınırlarını gösteren bilirkişi raporu hazırlandığını, Gaziosmanpaşa Kadastro Mahkemesi ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılamalar sırasında yapılan keşifler sonucu düzenlenen ve tapu kayıt sınırlarını gösteren harita ve bilirkişi raporlarının bulunduğunu, keşifte alınan beyanların değerlendirilmediğini, Kadastro Mahkemesinde dayanmış oldukları delillerin değerlendirilmediğini, Mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Birleştirilen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kalan 19.200 metrekarelik bölümü 31 nolu Toprak Tevzi Komisyonunca 22/10/2954 tarihinde oluşturulan dağıtım cetvellerinin 23/12/1954 tarihinde Valilik Makamınca onaylanarak kesinleştiğini, bu bölümün kendilerine ait olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, kendileri aleyhine hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.3. Müdahil ... vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu gayrimenkulün çok geniş bir alanı kapsadığını, kısmen kadastro görüp kısmen de tescil harici bırakıldığını, nitekim arazinin bir kısmı ile ilgili ... Kadastro Mahkemesinde görülen 2013/76 ve 2013/69 Esas sayılı davaların devam ettiğini, eldeki dosyanın Kadastro Mahkemesine devri gerektiğini, tescil harici bırakılan bu yerler hakkında 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, davanın süresi içerisinde açıldığını, dava konusu yerin Esat Bülkat Paşa'ya ait olduğunu, Mahkemenin eksik incelemesi neticesinde karar verdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.4. Müdahil ... istinaf dilekçesinde; dosya içeriğinden memur yetersizliği sebebiyle taşınmazın kadastro çalışmalarının yarım bırakıldığının anlaşıldığını, çalışmaların yarım bırakıldığı taşınmazlar hakkında hak düşürücü sürenin uygulanamayacaığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 13/09/2019 tarihli ve 2018/814 E., 2019/1240 K. sayılı kararıyla; dava konusu 3018 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 25/12/1998 tarihinde hükmen kesinleştiği, 12/12/2001 tarihinde ..., ..., ... ve ... parsel olarak ifraz edildiği, bu nedenle birleştirilen davada davacılar ile müdahiller ... ve ...’ın davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, asıl davada davacılar ve asli müdahil ... yönünden ise, dayanılan 107 umum, 104 sayfa numaralı 16/ZA/1296 tarihli kaydın geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla birlikte, davaya konu taşınmazların bu kayıt kapsamında kaldığının ispatlanamadığı, yine dayanılan Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/319 D.İş sayılı dosyasındaki tespitlerin somut verilere dayalı olmaması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, dayanak kayıtta okunan sınırların mevkii olarak gösterilebilmiş olması nedeniyle net sınır teşkil edecek şekilde kapsamının belirlenemediği, kaldı ki aynı tapu kaydına dayalı derdest olduğu belirlenen dosyada dava dışı parseller bakımından tespite itiraz davası görüldüğü anlaşıldığına göre, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve müdahil ... vekili, birleştirilen davada davacılar vekili, müdahil davacı ... vekili, müdahil ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacılar ve müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz ile ilgili tüm evrakların ... Kadastro Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyasında bulunduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2.3. Müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazda hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek, hümün bozulmasını talep etmiştir.

2.4. Müdahil ... temiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. Maddesi “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.

Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.

Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti, 25/12/1998 tarihinde hükmen kesinleşmiştir. Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemli davaların 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olarak öngörülmüştür. Birleştirilen davada davacılar, müdahil ... ve müdahil ... tarafından Kanunda öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılmadığından bu kişiler yönünden dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından (IV.3) numaralı bentte yazılı Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

3.3.2. Asıl davada davacılar ile müdahil ...’in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacılar çekişmeli taşınmazın tapu kayıt sınırları içerisinde olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmışlardır. Müdahil Mustafa Kalkanar ise satın almaya dayanarak davaya müdahil olmuştur. Mahkemece davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının sınırlarının mevkii sınırı olduğu, çekişmeli taşınmaza aidiyetinin ispat edilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dosyada mevcut eski haritaların tercümeleri yaptırılmamış, keşifte dayanak kayıt sınırları tek tek yöntemince uygulanmamış, aynı kayda dayalı olarak Kadastro Mahkemesinde görülen davalar olmasına rağmen, bu davaların sonucu beklenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

3.3.3. Hal böyle olunca; Mahkemece dosya içerisinde bulunan eski yazılı haritaların uzman bilirkişi marifetiyle tercümeleri yapılarak dosya arasına alınmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile üç kişilik fen bilirkişisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte, davacının tutunduğu tapu kaydında yazılı sınırlar yerel bilirkişilere tek tek okunarak, bu sınırların zemin üzerinde gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından tercüme edilen haritalardan da yararlanılmak suretiyle kroki üzerinde işaretlenmeli, bu yolla çekişmeli taşınmazların dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız şekilde saptanmalı, bundan sonra aynı kayda dayalı olarak açılan ve Kadastro Mahkemesinde devam eden davaların sonuçları da beklenilmek, gerektiğinde mükerrer kayda sebep olunmaması için her iki davada verilen fen bilirkişi raporları çakıştırılmak suretiyle, davacıların ve müdahil ...’in talebi hakkında karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

1. Kararın (V/3.3.1) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle birleştirilen davada davacılar ile müdahil ... ve ...’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

2. Kararın (V/3.3.2 ve 3.3.3.) numaralı paragraflarında açıklanan nedenlerle davacılar ve müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın karar veren ... 16. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının birleştirilen davada davacılar, müdahil ... ve müdahil ...’dan ayrı ayrı alınmasına, davacılar ve müdahil ... tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden davacılar ve müdahil ... vekilleri için ayrı ayrı 3.815.00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, 12/04/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.