Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4549 E. 2022/3953 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili için gerekli imar ve ihya ile zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin, özellikle imar ve ihyanın ne zaman başladığı ve tamamlandığı hususunda yetersiz olması ve hava fotoğrafları ile bilirkişi incelemesinin eksikliği gözetilerek, bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescil istemiyle açılan ve yargılama sırasında tapu iptali ve tescile dönüşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle, sınırlarını açıkladığı yaklaşık 40.000 metrekarelik taşınmaza 30 yıldır malik sıfatıyla zilyet olduğunu, taşınmazı imar ihya ederek tarıma elverişli hale getirdiğini ileri sürerek kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan bu taşınmaz bölümünün adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/02/2018 tarihli ve 2012/520 Esas - 2018/154 Karar sayılı kararıyla; davacı yönünden imar ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, 633 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 26.283,48 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile tarla vasfı ile davacı adına tapuya tesciline, Haliliye Belediye Başkanlığı ve ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

İstinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu, imar-ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının davacı yönünden oluşmadığı, oluşsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu gibi yerlerin kazanılamayacağı, yerel mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğunu, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasıyla, kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 12/03/2020 tarihli ve 2020/302 Esas - 2020/316 Karar sayılı kararıyla; mera ve ormanla bir ilgisi bulunmayan ve herhangi bir imar planı kapsamında kalmayan (A) harfiyle gösterilen 26.283,48 m2'lik dava konusu taşınmazın imar ihyası tamamlandıktan sonra, önceleri hububat tarımı yapılmak, daha sonraları Antep fıstığı ağaçları dikilmek suretiyle 20 yılı aşkın bir süredir davacı tarafından tasarruf edildiği, taşınmaz üzerinde yaşları 35 - 40 arasında değişen Antep fıstığı ağaçların bulunduğu, dolayısıyla imar ihya ve zilyetlikle taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleştiği, ilk derece mahkemesi tarafından usulüne uygun olarak keşif uygulamasının yapıldığı, alınan rapor ve beyanlar ile imar ihya ve zilyetlik durumlarının tespit edildiği, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle, davalı Hazinenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında, mülga 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca tespit harici bırakılan ve bilahare yargılama sırasında “ham toprak” vasfıyla ihdasen Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmazın, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

3.2.4. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında "dava, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili davalarında TMK'nın 713. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre Hazine ve ilgisi bakımından diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda bulunduklarından yargılama gideri, harç ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacakları” hükmüne yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Çekişmeli taşınmazın 1970 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı saptanmıştır.

Davacı yanın imar-ihya ve zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu belirlenmiştir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazın 14.03.2013 tarihinde ham toprak vasfı ile ihdasen Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.

Mahkemece, dava konusu bölüm üzerinde, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dosyada sadece 1984 tarihli ahava fotoğrafı incelenmiş onda da imar ihya çalışmalrına başlandığına dair kanaat hasıl olduğu belirtilmiş, tek kişilk ziraat bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 35 - 40 yaşlarında Antep fıstığı ağaçlarının bulunduğu ancak kaç adet olduğu aşılama olup olmadığı belirtilmediği gibi imar ihyanın ne zaman başladığı ne zaman tamamlandığı hususları açıklanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı;

Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğe ara verilip verilmediği, taşınmazın terk edilip edilmediği, zilyetlik mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve varsa tespite esas alınan kayıtlarıyla denetlenmeli;

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın öncesinin imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;

Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

Bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. SONUÇ

Davalı Hazinenin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371/1-a maddesi gereğince Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.