"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik, davalı Hazine vekili tarafından ise esasa yönelik temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava konusu Siirt ili, Eruh ilçesi, Ormanardı köyü sınırları içerisinde bulunan 102 ada 184 sayılı taşınmazın 40-50 yılı aşkın bir süredir davacının zilyet ve tasarrufunda bulunmasına rağmen yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ... Hazinesi adına tespit görerek ham toprak vasfı ile tescil edildiğini, taşınmazın halihazırda kapama fıstık bahçesi vasfında olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış, aşamalarda Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Eruh Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/06/2014 tarihli ve 2012/68 E., 2014/102 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazda hak iddia edilen kısımların davacı ... ve öncesinde de murisi olan babası İbrahim Özdemir tarafından 20 yıllık süreyi aşkın bir şekilde kuru tarım icra edilmek suretiyle kullanıldığı, halihazırda da taşınmazın davacının kullanımında olduğu, davacının murisi olan İbrahim Özdemir'in mirasının davacı ve diğer mirasçılar arasında taksim edildiği, bunun sonucunda dava konusu taşınmazın davacıya kaldığı, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde eklemeli zilyetlik yoluyla 20 yılı aşkın bir süredir nizasız, fasılasız, ekonomik amaca uygun ve malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğü, ziraat bilirkişisi raporunda da belirtildiği üzere, taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu, jeodezi ve fotometri bilirkişisi raporunda, imar ve ihya görmüş olduğunun belirtildiği, böylece zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı lehine gerçekleştiği, yine kadastro tutanağına karşı açılan davanın 03/11/2004 tarihinde kesinleştiği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği gerekçesiyle, davacının
davasının kabulüne, Siirt ili Eruh ilçesi Ormanardı köyü 102 ada 184 parsel sayılı ham toprak vasfı ile hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazda davacı tarafın hak iddia ettiği ve fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 10.128,49 m²'lik kısmının ve B harfi ile gösterilen 6.786,99 m²'lik kısmının tapusunun iptali ile 102 ada 184 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek aynı adada verilecek son parsel numarası ile tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarihli 2014/16185 E- 2015/6544 K. sayılı kararıyla; ".. Dosya arasında bulunan 06.03.2014 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın %20-40 civarında eğimli olduğu, tarımsal mekanizasyona uygun olmayan tarım arazisi niteliğinde olup, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde uzun zamandır tarımsal faaliyet yapılmadığı, (B) harfi ile gösterilen bölümün sürülü ve buğday ekili olduğu belirtilmesine rağmen, 18.06.2014 havale tarihli jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda 1972 yılında çekilmiş olan hava fotoğrafında taşınmazın çekişmeli (A) ve (B) bölümlerinin 20 yılı aşkın zamandan beri imar-ihya edilmiş olduğunun belirtildiği, ziraat bilirkişi raporu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporu arasında zilyetlik süresi ve taşınmazın niteliği yönünden belirtilen hususlarda çelişki bulunduğu,hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın hangi tarihten beri kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesini kapsayacak şekilde 5'er yıl aralıklarla 3 ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik incelemeye uygun hava fotoğraflarının getirtilerek jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yöntemine uygun olarak uygulattırılmak, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden hava fotoğraflarını bilgisayar ortamına aktararak davalı yerle irtibatlaması ve stereoskopik cihazla üç boyutlu olarak incelemesi, dayanağı resim ve krokileri raporuna eklemesinin istenmesi, çekişmeli taşınmazın imar-ihyaya tabi taşınmazlardan olduğu saptandığı takdirde imar-ihyanın tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenerek, tespit tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin taşınmazın ortasında bulunduğu da gözetilerek taşınmazın geri kalanı ile arasında ayırıcı unsur olup olmadığı, niteliği, eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü ile özel mülke konu olup olamayacağını belirtir ne suretle kullanıma konu oldukları, taşınmaz bölümleri ve çevresinin işaretli olduğu değişik yönlerden çekilmiş ve geniş açıdan gösteren fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınması, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmesi, bundan sonra davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesin olarak belirlenmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Ormanardı köyünün Siirt ilçe merkezine bağlanması nedeniyle Eruh Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen yetksizlik kararı üzerine dosyaya bakmakla yetkili Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/02/2020 tarihli ve 2016/285 E., 2020/229 K. sayılı kararıyla; keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler anlatımlarında 1980 yılından itibaren davacının taşınmazı ekim dikim yapmak suretiyle zilyetliğinde bulundurduğu, bir dönem davacının ekim dikim yapmadığı, bu dönemde taşınmazda askeri üs bölgesinin kurulu olduğunu beyan ettikleri, Siirt İl Jandarma Komutanlığına yazılan müzekkere cevabının ekindeki 16.12.2019 tarihli tutanakta taşınmazın bir dönem askeri üs bölgesi olarak kullanıldığının belirtildiği, bu haliyle davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin devam ettiği, yapılan yargılama neticesinde dava konusu taşınmazın en az 20 yıl davacının zilyetliğinde bulunduğu, bu zilyetliğin ekonomik amaca özgülenmiş olduğu ve zilyetliğin askeri üs bölgesi olarak kullanılan dönem haricinde herhangi bir niza ve fasılaya uğramadığı, bu dönem yönünden ise zorunluluk nedeni ile zilyetliğinin kesilmediğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Siirt ili Eruh ilçesi Ormanardı köyü 102 ada 184 parsel sayılı ham toprak vasfı ile Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazın fen bilirkişinin 18.11.2019 tarihli raporu ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 10.128,49 m²'lik ve B harfi ile gösterilen 6.786,99 m2'lik kısımlarının tapusunun iptali ile, bu kısımların ifraz edilerek yeni ada ve parsel numaraları verilerek tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tesciline, davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, açılan davanın davalı ... Hazinesi tüzel kişiliği üzerindeki tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin olduğundan yasal hasım olmayan ve davayı kaybeden Hazinenin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle,davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazlarda zilyetlik koşullarının oluşmadığını, raporların yetersiz olduğunu, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanmaya elverişli alanlardan olmadığını, hava fotoğrafı incelemesinin yetersiz olduğunu, objektif beyanda bulunmayan mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek karar verildiğini ileri sürerek, temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde '' (1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.'' düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucunda Siirt ili Ormanardı köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 184 parsel sayılı 174.934,66 metrekare yüzölçümündeki ham toprak vasıflı taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş, hükmen 165.844,52 metrekare yüzölçümü ile Hazine adına tescil edilmiştir.
6.3.2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, (IV./2.) nolu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV./3.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
6.3.3. Davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Davanın tapu iptal ve tescil davası olduğu ve Hazine aleyhine açılan davanın kabul edildiği anlaşıldığına göre, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ayrıca davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken dava tescil davası gibi değerlendirilip harcın davacıya yükletilerek, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılıp vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1.Kararın (IV/6.3.2.) nolu bendinde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2.Kararın (IV/6.3.3.) nolu bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.