Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4600 E. 2022/4390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemiyle açılan tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar tarafından ihya edildiği iddia edilen taşınmazın kadastro esnasında tespit dışı bırakıldıktan sonra Hazine adına tescil edildiği, ancak davacılar tarafından yirmi yıllık zilyetlik şartlarının yerine getirildiğinin mahkemece kabul edilmesi gözetilerek davacıların tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

.....

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davacıların mirasbırakanı olan ...'ya ait bulunan, Kayseri ili Molu köyü Karadağ Kepez mevkiinde geldisi 1937 tarihli 36/118 no'da tapuda kayıtlı 156800 m2'lik tarlanın bir kısmı ile aynı yerde 1937 tarihli 58/70 sıra no'da tapuda kayıtlı 12952 m2'lik tarlanın tamamının 17.07.1997 tarihli 1 sıra numarası ile idari tescil kararı yoluyla davalı ... adına tescil edilen 541.147.84 m2'lik taşınmaz sınırları içinde kaldığını, öncelikle davacıların murisleri adına kayıtlı iki adet taşınmazın tescilinin mahkeme kararı ile oluşturulduğunu, buna karşılık davalı ... adına yapılan tescilin usul ve yasaya aykırı olarak idari kararla oluşturulduğunu ileri sürerek, ... adına oluşan tapunun iptali ile keşifte yapılacak ölçüm neticesi ortaya çıkacak olan taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1. Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/10/2008 tarihli ve 2007/385 E., 2008/407 K. sayılı kararıyla dava konusu 239 ada 35 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin boş olduğu, Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlikle Kayseri Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Kayseri Kadastro Mahkemesinin 2009/8 Esasına kaydı yapılan dava Mahkemenin 2009/13 K. sayılı kararı ile aynı Mahkemenin 2008/185 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.

2. Kayseri Kadastro Mahkemesinin 16/06/2011 tarihli ve 2008/185 E., 2011/34 K. sayılı kararıyla, teknik bilirkişiler ... tarafından düzenlenen 29/03/2011 tarihli ek rapor ve krokilerinde dava konusu 35 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan ve (C1) ile gösterilen 7.753,92 metrekarelik kısmı ile aynı parselin içinde kalan ve raporda (B1) ile gösterilen 9.942,96 metrekalik kısımların malik hanelerinin davacılar olarak doldurulmasına ve bakiye 113.371,20 metrekarelik kısmın aynı parsel numarası ile malik hanesinin ... olarak doldurulmasına, yine davacıların dayandıkları 05/12/1951 tarih ve 70 sıra no.lu tapu kaydı sınırları içerisinde kalan aynı teknik bilirkişilerin rapor ve krokilerinde (C2) ile gösterilen 5.303,28 metrekarelik kısım ile yine davacıların dayandığı 05/12/1951 tarih 69 sıra no.lu tapu kaydı sınırları içerisinde kalan ve aynı bilirkişilerin aynı tarihli rapor ve krokilerinde (B2) ile gösterilen 1.471,07 metrekarelik kısmın davaya konu 35 parsel sayılı taşınmaz dışında kaldıkları nazara alınarak bu kısımlarla ilgili olarak davacıların genel mahkemede dava açmakta muhtariyetlerine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karara karşı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Birinci Bozma Kararı

Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28/11/2012 tarihli 2012/6279-8493 sayılı kararı ile, “Dava ve temyize konu 239 ada 35 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişiler ... tarafından hazırlanan rapor ve haritada (C1) ile gösterilen 7753.92 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacıların tutunduğu 05/12/1951 tarih 50 sayılı, (B1) ile gösterilen 9942.96 metrekare yüzölçümündeki bölümün 05/12/1951 tarih 60 sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı Mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlendiğine göre davalı Hazinenin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ve haritada sözü edilen tapu kayıtları kapsamında kalan (B2) ve (C2) harflerle gösterilen bölümler hakkında tespit tutanağı düzenlenmediği, kural olarak tutanağı düzenlenmeyen taşınmaz ya da taşınmazlar hakkında açılacak davaların genel mahkemede çözümlenmesi zorunlu olup, Kadastro Mahkemesinde görülmesinin olanaksız olduğu, her ne kadar bu husus Mahkemenin de kabulünde ise de hüküm yerinde bu bölümler yönüyle davacıların genel mahkemelerde dava açmakta muhtariyetine dair hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu...” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemesince Birinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

3.1. 15.11.2013 tarihinde B2 ve C2 ile gösterilen sınırlara yönelik açılan davanın tefriki sonucu Kadastro Mahkemesinin 2013/54 Esasına kaydı yapılmış, Kayseri Kadastro Mahkemesinin 20/02/2014 tarihli ve 2013/54 E., 2014/3 K. sayılı kararıyla, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine ve fen bilirkişi heyetinin 29/03/2011 tarihli bilirkişi raporunda C2 harfi ile gösterilen 5.303,62 m2 ve B2 harfi ile gösterilen 1.471,18 m2 kısma yönelik tescil dava dosyasının kesinleştikten sonra yetkili ve görevli Kayseri 3 AHM'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

3.2. Dava dosyasının gönderildiği Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 19/03/2015 tarihli ve 2014/153 E. 2015/77 K. sayılı kararıyla, bilirkişiler ... tarafından düzenlenen 29/03/2011 tarihli rapor ve eki krokisinde belirtilen B2 ve C2 harfleriyle gösterilen yerlerin evveliyatı itibari ile Kayseri 2. AHM'nin 12/11/1951 tarihli 1951/849-783 E.-K. sayılı kararında belirtilen 1 ve 2 nolu yerler olup, davacıların üstsoyu ... adına eşit paylarla tescil edildiği, bu nedenle 69 ve 70 sıra nolu zabıt kaydında oluşturulan taşınmazların içerisinde kaldığı, davacıların üst soyundan davacılara kaldığı, Kadastro Mahkemesindeki Yargıtay bozma kararı da göz önüne alındığında, veraset ilamlarına göre bahsi geçen yerlerde tüm davacıların miras hissesinin 1008 olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile ...'ın 29/03/2011 tarihli rapor ve eki krokisinde B2 harfiyle gösterilen 1.471,18 m2 ile C2 harfiyle gösterilen 5.303,64 m2 yerin 1008 pay kabulüyle veraset ilamındaki paylarına göre davacılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Birinci Bozma Kararına Uyularak Mahkemece Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/11/2018 tarihli 2017/5851 E. 2018/6983 K. sayılı kararıyla; “ ... Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin hükme yönelen sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak, Dairenin geri çevirme kararı ile dosyaya getirtilen Kadastro Müdürlüğünün 07.11.2017 tarihli ve 84329936-205.02-E.2468528 no.lu yazı cevabında; davaya konu (B2) ve (C2) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin, Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü tarafından, karar tarihi olan 16.03.2015 tarihinden sonra 01.07.2015 tarihinde, idari yoldan ham toprak vasfıyla Hazine adına 6572 ada 32 parsel no.su altında tescil edilen taşınmaz içerisinde kaldığı belirlendiğinden; davanın artık tescil değil, tapu iptali ve tescil olarak görülerek sonuçlandırılması ve somut olayda tapu iptali ve tescil hükmü kurulması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen karar

6.1. Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/02/2020 tarihli ve 2019/92 E. 2020/32 K. sayılı kararıyla; bozma öncesi gerekçelerle dava konusu edilen Kayseri ili Kocasinan ilçesi Oymaağaç Mah. 6572 ada 32 parsel sayılı taşınmazın, 22/11/2019 tarihli fen bilirkişi raporunda ve ekindeki krokide B2 harfi ile gösterilen 1.471,07 m2 ve C2 harfi ile gösterilen 5.303,28 m2 yüzölçümlü kısımların davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısımların miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

6.2. Mahkeme kararının 1. fıkrası mahkemenin 16/03/2020 tarihli kararı ile tashih edilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, davaya konu taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, davacının taşınmazlar üzerinde Medeni Yasa’nın aradığı şekilde nizasız ve fasılasız, iktisaba yeterli zilyetliği de olmadığını, Mahkeme kararının, eksik inceleme ve araştırma sonucu verldiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucu dava ve temyize konu (B2) ve (C2) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri Oymaağaç köyü çalışma alanında bulunan ve 1967 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılıp karar tarihinden sonra 01.07.2015 tarihinde idari yoldan ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilen 402.502,25 metrekare yüzölçümlü taşınmazın içerisinde kaldığı saptanmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve bilahare yargılama sırasında “ ham toprak” vasfıyla ihdasen Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili isteğinden ibarettir.

9.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun, Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 03/07/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “ Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

9.3. Değerlendirme

(IV/5.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.