"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro çalışmaları sonucunda; Artvin/Merkez ilçesi Yanıklı köyü çalışma alanında bulunan ve Hazine adına hükmen tescil edilen 163 ada 100 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, "Artvin Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas sayılı dosyası ile birleşen 2011/32 Esas sayılı dosyasının iş bu davaya konu 163 ada 100 parsele ilişkin olduğu, 2011/32 Esas sayılı dava dosyası üzerinden davaya konu parsel başında keşif yapıldığı, yapılan keşifte dinlenen tespit ve mahalli bilirkişilerin taşınmazın 936,08 metrekarelik kısmının ... ...'a ait olduğu yönünde beyanda bulundukları ve bu bölümün fen bilirkişisinin 20.04.2012 tarihli raporunda ve rapor krokisinde 163 ada 100 parsel taşınmazın mavi boyalı olarak (C) harfi ile gösterilen 936,08 metrekarelik kısım olduğu; Artvin Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas, 2012/73 Karar sayılı kararın incelenmesinde; çekişmeli taşınmazın tümünün Hazine adına tesciline karar verildiği; bu kararda ... ...’ın taraf olmaması nedeniyle davacılar için kesin hüküm oluşturmayacağı; Mahkemenin HMK uyarınca yargılama esnasında usul ekonomisini gözetmek suretiyle en kısa zamanda en az masrafla karar vermekle yükümlü olup Artvin Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas, 2012/73 Karar sayılı kararının Yargıtay temyiz aşamasından geçip onanarak kesinleştiği; dolayısıyla yapılan keşif, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında her hangi bir eksiklik bulunmadığının sabit olduğu; aynı parsele ilişkin keşif yapılmış olması, yapılan keşifte dinlenen tespit ve mahalli bilirkişi beyanları, alınan teknik bilirkişi raporları ve Artvin Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas, 2012/73 Karar sayılı kararının dava konusu alana ilişkin dava dışı ... ...'a ait olduğu şeklindeki gerekçe ile Hazine adına tesciline karar verildiğinin anlaşıldığı; bu nedenle taşınmaz başında yeniden keşif yapılmasının usul ekonomisine uygun olmadığı, Artvin Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas, 2012/73 Karar sayılı dosyasının birleşeni 2011/32 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan keşif ve alınan teknik bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu" gerekçesiyle bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 936,08 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptaline, bu kısmın 163 ada 100 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile aynı köyün son ada parsel numarası verilmek sureti ile ... ... mirasçıları olan davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.09.2018 tarihli ve 2018/1223 E-2018/4927 K sayılı kararı ile “...Mahkemenin gerekçeli kararında atıf yapılan Artvin Kadastro Mahkemesinin 2010/9 Esas sayılı dosyasının birleşeni olan 2011/32 Esas sayılı dosyada, iş bu dosya davacılarının yahut murisleri ...'un taraf olmadığı Mahkemenin de kabulündedir. Her ne kadar anılan dava dosyasında 16.04.2012 tarihli keşif sonucu düzenlenen zirai raporda, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi rapor krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölümünün uzun yıllardan beri toprak işlemeli tarıma konu edildiği belirtilmiş ise de, bu keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişileri tarafından çekişmeli taşınmaz bölümünün ... ...’ın özel mülkiyetinde bulunduğu, ...’un arazisindeki irili ufaklı taşları toplayarak kızılcık ağaçlarının dibine duvar olarak sıraladığı belirtilmiş ancak zilyetliğin ne zamandan beri ve ne şekilde sürdürüldüğü, ekonomik amaca uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, kadastro tespit tarihine kadar yasada öngörülen süre ve koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmemiştir. Bu haliyle yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporları hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen ve ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olup olmadığı, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olarak yasanın aradığı şekil ve süre ile sürdürülüp sürdürülmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, zirai bilirkişiden, taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, davacılar taşınmazın murisleri ...’dan kendilerine intikal ettiği iddiasıyla dava açtıklarına göre, muris ... yönünden usulünce belgesiz araştırması yapılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.... ”gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 15.01.2020 tarihli ve 2019/2 E – 2020/27 K. sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu gerekçesiyle bu bölümün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; hükmün eksik inceleme ve araştırma sonucu verildiğini ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
hükmü düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak (IV/3) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.